Aşkın Esiri

💫 1 💫

Güneş en kavurucu hali ile Erdek'e doğmuştu. Esnaf sabahın erken saatlerin de kepenklerini kaldırırken herkes bir telaşenin içinde meydan da dolanıyordu. Erken kalkıp işe gidenler ve yazın kavurucu sıcağın da evde yatanlar. Tuğçe hiç kalkamayacağı bir saatte kalkıp elini yüzünü yıkamış, bir yandan çalan müziğe eşlik ederken bir yandan da üzerini giyiniyordu. Hazırlandığın da çantasını takıp telefonunu da alınca aşağıda hem serinlemenin hemde uyumanın yollarını arayan annesine çıkacağını belli etmeye çalışıyordu.

" Hatçeee ben çıkıyorum "

Hayatta kızının bu kadar erken kalkacağına inanamayan Hatice hanım şaşkınlık içerisin kalmıştı

" Nereye kız bu saatte "

" Badelere gidiyorum işimiz var "

Elindeki yelpazeyi sallayan Hatice hanım gözlerini kapatıp uyku pozisyonuna geçiş yapmaya çalıştı.
Tuğçe kendini dışarı attığın da yüzüne yüzüne vuran güneş ile yüzünü buruşturdu.

" bu kadar sıcak olma Erdek, dayanamıyoruz "

Yola çıktığı zaman kendisini bekleyen bayır sanki ona haince gülüyormuş gibi hissetti.

" Sabah sabah bu bayır nasıl çıkılacak şimdi yaa "  diyerek yakınırken el mahkum çıkmak zorundaydı o bayırı.

Kısa bir zaman sonra nefes nefese terleyerek çıktı bayırı. Çıktı ama çıkarken de bu yola asfalt döken belediyeye güzel dileklerini de iletmeyi dilinden sakınmamıştı. Şükür ki arkadaşı bade'nin evlerine gelince, aklına bayır çıktığı yetmiyormuş gibi bir de 5 kat merdiven çıkacağı gelince iyice hayıflanmıştı. Söylene söylene çıkarken 2. Katta dinlenirken o katta bulunan bir dairenin kapısı açıldı ve işe gitmek için çıkan arkadaşı Buğra ile göz göze geldi. Buğra da onu gördüğün de şaşkınca kolunda ki saate baktı. Saat daha 08.00 olmasına rağmen Tuğçe'nin bu saatte kalkmış olmasına epey şaşırmıştı.

" Ne ? Niye öyle bakıyorsun be ? " çıktığı iki katta bile nefes nefese kalan Tuğçe Buğra'nın bakışlarını sorguluyordu.

" H-hiiç sadece seni görünce şaşırdım da biraz "

" Niye ilk defa mı görüyorsun beni ? "

" Hayır ilk defa bu kadar erken kalktığını görüyorum da ondan "

" Olamaz mı kardişim. İnsanım ya bende kalktım işte bu saatte "

" Aman tamam iyi işe gitmem lazım tutma beni "

" iyi git Allah Allah " 

Buğra ayakkabısını giydikten sonra sabah sabah binbir özenle saçlarını yapmış olan tuğçenin saçlarını eli ile bozduktan sonra koşarak merdivenleri iniyordu, ama Tuğçe'nin küfür ve söylenmelerinden kendini alamadı.
Buğraya öfkesi ile nasıl çıktığını anlamadığı merdivenlere bakarak arkadaşı baden'in kapısını çaldı.
Bade'nin annesi Zeliha hanım kapıyı açtığın da Tuğçe'yi görünce oda şaşırdı.
Tuğçe 23 senelik ömrün de, eğer önemli bir iş olmadığın da veya okul günleri haricin de erken kalkan bir kız değildi. Onun kalkma saatleri genellikle öğleden sonra 2 veya 3'tü bu saatte derdi neydi ki erken kalksındı canım. Tuğçe ayakkabılarını çıkarırken suratının en şirin halini alıp gülümsedi.

" Günaydın Zeliha teyzeciğiim Bade kalktı mı? "

" Günaydın güzel kızım. Evet kalktı elini yüzünü yıkıyor "