0.0

34 5 18
                                    

Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz.🤍

İyi okumalar...

Uykumdan Ezgi'nin kulak tırmalayıcı çığlıklarıyla uyandım. Şaşırdık mı? Hayır.

mırıldanarak küfür savurup yerimden doğruldum ve komidinin üstünde duran telefonumu alıp saate baktığımda üçü yirmi geçiyordu,

Neee, üç yirmi miii!!

İsyan bayrakları hazırlanın arşa çıkıyorsunuz.!

Apartopar yatağımdan kalktığım gibi, merdivenlerin yolunu tutarken içimden de öfkemi kusmaya ara vermedim,

hem babamı ziyarete gitmeyi unutmuş! hemde çığlıklarıyla yan taraftaki Dedikoducu Ayşe teyzenin diline sayamadığım kaçıncı dedikodumuzu veriyordu.!

Kadının dedikoduları İslamiyetten daha hızlı yayılıyor ama benim kaltak ablamın umurunda mı? Tabiki hayır.

Bir de babam beni bu kırkyedi kromozomlu Amip'e emanet etti ya ona yanıyorum,

aramızda 2 yaş olmasına rağmen arkasını toplayan afra, evi geçindiren afra, evin işlerini yapan afra,

bende ne afraymışım anasını satayım.

Bunları düşünürken daha çok sinirlendiğim için odasına ne ara geldiğimi farketmedim bile, "ezgiiiii!" Diye bağırarak kapısını hışımla açtım kiiii açmaz olaydım.

İşlerinin bitmiş olduğunu düşündüğümden kapıyı çalmamıştım ve çocuk Ezgi'nin üzerinden bir anda kalkınca bütün çıplaklığıyla karşımda şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

hemen elimi gözüme siper edip kendimi toparladım, çünkü ezgiye arşa çıkan isyan bayraklarımın hesabını sormam, bu içinde olduğum boktan durumdan daha önemliydi.

"Allah kahretsin seni Ezgi! sen burda bilmem kaçıncı postanı atarken, babam parmaklıklar ardında ziyaretine gitmeni bekliyor!"

Ben babama düşkün insandım ancak Ezgi öyle değildi, daha çok anneme düşkün onun gibi orospudu işte zaten tipleride bir birine çok benzerdi; mavi gözleri vardı ikisininde, sarı saçları uzun ve düzdü, tek aynı olmayan yönü dudaklarıydı, onlar babama çekmişti; dolgun ve büyüklerdi,

annemin ise aksine küçüktü
1-2 kere dolgu yaptırsa da bir şey farketmemişti, bu yüzden onunla çok dalga geçmiştim ve sinirden gözleri dolduğunu hatırlayınca, ibne sırıtışıyla kendimi bir kez daha tebrik ettim.

Ben Ezgi'nin tam tersiydim, annemin bir tanecik benzerliğini dahi almamış komple babamdan geçinmiştim, kahverengi iri gözlerimiz, kumral tenimiz, dolgun dudaklarımız, kahverengi saçlarımız ve inci gibi dişlerimizle birebir aynıydık.

Kıbrıs'ta neredeyse herkes babamı tanırdı, bu yüzden dışarıya çıktığımda çoğu kişi ben kendimi tanıtmadan Onur Saygının kızı olduğumu tahmin eder, ne kadar çok benzediğimizle ilgili şeyler anlatırdı.

Yok canım ne götüm kalkmasııı?
Mafya gibi avukat, ultra çekici bir babam varsa ne olmuş yani?

Ezgi'nin babamı ziyarete gitmeyi unuttuğunu sandığım için üzerine saldırmamıştım ancak "girmeseydi parmaklıklar ardına şuan bana muhtaç olmazdı" derken pis pis sırıtması sinirden yüzümü şekilden şekile büründürdü hatta yüzümün şuan kıpkırmızı olduğunu tahmin edebiliyordum, daha fazla dayanamadım ve üzerine doğru koşup saçından tuttum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 28, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MELÂLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin