"Her fırtına sana nasıl hayatta kalınacağını öğretecek."
●
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hazırsak...
⚓
Göğün ferahlığına sığınmak istediğim çok zaman olmuştu. Bir moral bozukluğuyla mavinin sığınabileceğim somut kolları olmasını dilediğim, tesirli kırgınlıklarımda beyaz bir bulutun elinden tutup yeryüzünden uzaklaşmak istediğim çok anım olmuştu. Derin, engin mavilerin içinde kaybolup daha sakin ve adil bir yaşamda nefes alıp vermek arzularım... Vardı böyle imkansız oyunlarım ve bu imkansızlıklar yüzünden yaşadığım hayal kırıklıklarım. Hepsini dingin bir ruh haliyle geçiştirmişti onca yaşlarım fakat içten içe de biliyordum, bir zaman gelecekti ve ben her şeye, herkese dur diyecektim. Öyle bir dur diyecektim ve bu yakarış onları da mahvedecekti, beni de. Ceremesini sadece tek tarafın omuzlanacağı türden bir üç harfle kalmayacaktı o kelime.
Dur.
Sandığımdan daha fazla ipe götürecektim hayatımdaki herkesi belki de fakat artık o kelimeyi boğazımdan, dilimden, dudaklarımdan söküp atarcasına sarf etmeseydim, yaşımın baharında kendime hiç olmadığım kadar yabancı biri olurdum. Bir ihtimal kendimi sevmez, kendimden nefret eden biri olurdum. Hep içimden, "Dilin yok mu, konuşsana." der dururdum ama kelimeler sadece zihnimin duvarlarında yankılanır dururdu; yine etkisiz bir iradeyle her şeyi kabullenen biri olurdum fakat sonunda çözüldü dilim ve çıktı o kelime dudaklarımdan.
Dur, dedim. Dur artık.
Beni bi' salın artık demedim de, sadece durun dedim ve yaşadığımı hissettiğim heyecan, tam da o an başladı. O "Durun." deyiş gitmeyi doğurdu ve ben gittim.
Hayatımın hiçbir evresinde bu kadar cesur değildim belki de. Yönetilmeye alışmış ruhum hiçbir zaman bu kadar başına buyruk davranmamıştı. Hiçbir zaman o hayalden bu dünyaya savrulmak istememiştim. İpleri biraz gevşetmek değil tamamen bırakmak niyetindeydim. Yaşadığım hayat beni, "Artık ne olacaksa olsun." noktasına getirmişti ve sonunda ben de koparttım o kıyameti. İlk defa boş verdim geride olup bitenleri.
Günler öncesinden duymuştum beni çıkmaza sokacak olan bir kararın hayatımızın orta yerine saçılacağını. Bu durum kulak misafiri olmak veya oradan geçerken yanlışlıkla duymak gibi bir şey değildi. Resmen bir şeylerden şüphelenip gizlice babamın henüz bilmediğim bir adamla olan konuşmasını dinlemiştim ve onun yapabilecekleri arasında benim hakkımda bu kadar ileri gidebileceğini hiç düşünmemiştim. Koca bir yıkıma uğramıştım duyduklarımla ve hayatımı sağlam değişikliklere sokacak olan kararları da tam o an vermiştim.