Minho:
Hey Hanji
Hafta sonu işim olmadığı için sıkılıyorum da eğer senin de bir işin yoksa beraber bir şeyler yapalım mı?Jisung:
Olur tabii ki hyung 🥺
Ne zaman geleyim?Minho:
Şimdi gelebilirsin istersenJisung:
Kedimi de getirsem sorun olur mu evde tek kalırsa ne yapacağı belli olmaz da?Minho:
Olur tabii ki
Kedileri çok severim ben 🥺Jisung:
Hemen geliyorum hyung~Minho:
Bekliyorum~~~~
Jisung çaldığı kapının açılmasını beklerken bir yandan da kedisine uslu durması gerektiği hakkında sözler söylüyordu ki kedi sadece suratına bakmakla yetiniyordu.
"Bak babacığım uslu dur tamam mı? Ortalığı karıştırıp beni geldiğime pişman etmezsin umarım."
Ardından kedinin burnuna kondurduğu öpücükle beraber kapı açılırken Minho gülümseyip selam verdi.
"Merhaba Jisung! Gelsene içeriye."
"Merhaba hyung!"
Jisung eve girdiğinde etrafı inceledi ve diğer odadan gelen başka bir kediyle dikkati o tarafa yöneldi.
"Tanrım, sen ne kadar sevimlisin öyle!"
Jisung kendi kedisini yere bırakıp önündeki yabancı kediye eğildi ve onu sevmeye başladı. Kedi Jisung'a sırnaşıp kafasını dizlerine sürttüğünde Jisung eğilip kafasına öpücük kondurdu.
"Onun adı ne hyung?"
"Soonie olur kendisi."
"Tanıştığıma memnun oldum Soonie, umarım anlaşabilirsiniz."
Jisung oturduğu yerden kalkıp Minho'nun peşinden salona girdiğinde etrafın ne kadar düzenli olduğunu fark etmişti. Koltuğa sakince oturduktan sonra gözüne gelen saçlarını geriye attı ve üzerine giydiği bebek mavisi sweatshirt ile oynamaya başladı. Minho kahve yapacağını söyleyip yanından ayrıldığında etrafı incelemeye devam etti.
Gerçekten düzenli bir evi vardı. Beyaz duvarların arasına uyumla yerleşmiş siyah koltuklar ve duvardaki kedi portreleri çok sevimli gelmişti gözüne. Amerikan tarzı mutfak ile daha da uyumlu ve samimi bir ortamdı. O etrafı incelemeye devam edip kendi kendine gülümserken Minho da onun sevimli tepkilerini izliyordu. Kahveler hazır olduğunda kupaları eline alıp Jisung'a uzatmıştı, Jisung teşekkür ederek elinden aldığı kupayı dudaklarına götürdü. Minho yeniden kalkıp mutfağa ilerledi ve çikolata dolu tabakla geri geldi. Jisung'un zaaflarından biri kedisi diğeri ise çikolataydı.
"Çikolata seviyorsun sanırım?"
"Ah, evet çok severim."
"Öyleyse yesene neden bekliyorsun?"
Jisung gülümseyip ağzına bir parça çikolata attığında ellerini çırptı. Jisung'un bebek gibi bir karakteri vardı, en küçük şeye mutlu oluyordu ve bunu dışarı göstermekten asla çekinmiyordu. Minho bu sevimli tepkisine gülerken Jisung utanıp kahvesinden bir yudum aldı. Biraz sohbet ettikten sonra Minho masanın çekmecesinden bir kutu oyunu çıkardı.
"Oynamak iste misin?"
"Tabii ki!"
Jisung heyecanla yere oturdu ve Minho'nun oyunu kurmasına yardımcı oldu. Kartları toplarken büzdüğü dudakları çok hoşuna gitmişti. Oyunu kahkahalar eşliğinde oynadıktan sonra Jisung saatin geç olduğunu fark etti ve eve gitmek için ayağa kalktı.
"Bugün için teşekkür ederim hyung çok güzeldi!"
"Asıl ben teşekkür ederim beni kırmadığın için."
Jisung gülümseyerek gözleriyle kedisini aradı.
"Soonie'nin odasında olabilirler."
Kapıyı açıp içeri girdiklerinde bekledikleri manzara sevişen iki kedi görmek değildi. İçeri girdiklerinde birbirlerinden ayrılan kediler öylece onlara bakıyordu.
"Tanrım neler oluyor?!"
"Sanırım onları böldük, Soonie you look like mommy baby."
"Hyung benim kedim dişi."
"Nasıl ya?"
"Bir şey olmaz herhalde?"
"Olmaz sanırım..."
"..."
İkili durmuş öylece birbirine bakarken Soonie işine kaldığı yerden devam etmeye karar vermiş olacak ki yeniden diğer kediye yönelmişti. Minho hızlıca kediyi kucağına aldı ve uzaklaştırırken kediye söyleniyordu.
"Niye bu kadar azgın bir kedisin merak ediyorum?"
Jisung anın trajikomikiğine gülerken kedisini kucağına aldı ve kapıya yöneldi. Birbirlerine iyi geceler dedikten sonra evlerine çekildiler.
~~~
Bölümleri kısa yazmayı düşünüyorum çünkü uzun olunca insan okurken sıkılabiliyor umarım seversiniz 💞
-momo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say Meow - Minsung ✓
FanfictionJisung, kedisiyle beraber komşusu Minho'yu ziyarete gider fakat Minho'nun da bir kedisi olduğunu tahmin edemez. -momo(19012022) (12042022)