Pinhani - Hele bir gel.
Ufuk Beydemir - Hiç.
Söze başlarken:
Öyle bir yere geldik ki
Hiç bir sokağın adı yok.
Cemal Süreya.İyi okumalar dilerim. 🌼
Neydi bu şimdi?
Bu hissettiğim şeyin adı neydi?
Neyin sesi kulaklarımda çınlar oldu şimdilerde?
Neden göğüs kafesimde bir bayram havası esiyor durup dururken?
Harelerimde parlayan bu ışığın kaynağı nerden geliyordu?
Aklımda dolanıp duran soru yumağı ile çakılı kaldığım pencere önünde, elimde tuttuğum Dikenli ile gözlerim onun gözlerindeydi. Saniyeler ağır çekimde akıp giderken bedenimi ele geçirmişti.Gök mavisi gözlerde şuursuzca gezinen gözlerim, sarı saçlarının savrulması ile kalbim ağzıma geldi.
İrkildim ve hızla geri çekildim penceremin önünden.
Sanki yıllardır tanışıklığı olan iki kalp bir araya gelmiş gibiydi bu an.
Oysa ki sadece saniyelere gebe kalmış bir vurgundu perdelenen.Yüzümde canlanan garip tebessüm ile kaşlarım havalandı.
Kalbimin deli esintisi tüm vücudumu ele geçirmişti.
Boş boş baktığım karşımdaki duvar bile şimdi ne kadar da güzel geliyordu gözüme.
Avuçlarımdaki Dikenliye çevirdim sonra bakışlarımı."Dikenli sende gördün mü?" Dedim heyecanla.
"Gözleri ne kadar da parlak maviydi.
Sanki gök, onun gözlerinde yer bulmuş.
Saçları, sapsarı.
Güneş gibiydi içimi nasılda ısıttı bir anda.
Kısacık bir anda bu kadar şeyi nasılda yaşadım ben?
Ben böyle birini hayatım boyunca hiç görmemiştim.
Sanki gök onun içinde yaşıyordu.
Gök kızdı o.
İçimde garip bir his peydahlandı Dikenli ve bu beni korkuttu. Sence bu nedir?"Titreyen ellerim ile Dikenliye yerine koydum ve yavaşça odamdaki tekli koltuğa bedenimi bıraktım.
Yoksa beklediğim bahar sonunda kapıma gelmişmiydi gerçekten.
Bu hissettiğim şey ney bilmiyorum lakin ben bundan daha iyi bir hisse daha önce hiç rastlamamıştım.Saatler geçip gidiyordu.
Akşamın filizleri gökyüzünde hızla büyüyüp geceye çaldığında içimdeki garip ve anlamlandıramadığım his ile yemek masasında tabağımdaki yemekle bakışıyordum.
Bunu ne kadar süredir yapıyorum bilmiyorum ama bu garip hislerim ev halkının da hissetmiş gibi bana anlam vermeye çalışırcasına bakıyorlardı.Sessizliği abim bozdu en sonunda.
"Neyin var? Ne oldu sana bücür? İki saattir tabağınla bakışıyorsun."
Bakışlarımı abime çevirdim. İştahla yemeğini yiyor ve bir yandan da gözlerini yüzümde gezdiriyordu.
Bakışlarımı bu sefer babama çevirdim oda bana merakla bakıyordu.
Gerilmeden edemedim.
Yavaşça elimdeki kaşığı yerine koyarak sırtımı yasladım sandalyeye.
"Bir şeyim yok merak etmeyin. Sadece bugün biraz iştahım yok."Babamın kaşları havalandı.
"Senin bu yaşına kadar iştahsızca bu masaya oturduğunu hiç görmedim oğlum. Bir derdin ve ya sıkıntın var ise bizimle paylaş olur mu?" Dedi.Yüzümde oluşan tebessüm ile başımı salladım.
"Yok baba gerçekten bir şeyim yok Allah'a şükür. Sadece bu gün farklı hissediyorum kendimi o kadar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PENCERE ÖNÜ ÇİÇEKLERİ
Teen FictionVe ilmek ilmek işlenen gece, saat sana çeyrek geçe söküldü.