405 Freeway, the Lizards and the Pigeons

873 61 117
                                    

405 otobanında hava karardı. Taşlıkların etrafındaki kertenkeleler dağlık bölgelere doğru yola koyuldu. Karşıdan karşıya geçerken ezilmeyecekleri bir ev bulmak için.

Long Beach'den Ventura'ya doğru uçan sarı kanatlı güvercinler, otobanın tam üzerinden geçerken kanatlarını hafifçe kırarak aşağı doğru bir ok gibi indiler. Sanki kertenkelelere gösteriş yapıyor gibiydiler.

Güneş hafifçe battı. Dünyanın bir yerinde insanlar doğdu ve öldü. Yağmur yağdı ve yalanlar yıkandı. Yeşil bir araba sessizce otobanı aştı. Saat gece 11 oldu, otoban yavaşça boşaldı. Araba trafiği dağıldı, yol kenarında bekleyen otostopçular hedeflerine vardı. Kertenkeleler dağlık bölgelere ulaştı, kuşlar son kez Ventura'da kanat çırptı.

Sadece bir araba kaldı. Hedefi Orange County'di. Otobanın girişinden, hızını hiç kesmeden geliyordu.

Parlak mavi arabanın yeni takılmış tekerlekleri, asfalta düşen ay ışığının üzerinden hızla geçti. Arabanın camından çıkmış ojeli bir el rüzgarı yarıyordu.

O gece o arabanın içinde dört kız vardı. Ama sadece birinin hayatı sonsuza dek değişecekti.

"Buradayım." diye içinden geçirdi Satine. Açık camdan içeri giren rüzgar yüzüne vuruyor, ona bu anın gerçek olduğunu hatırlatıyordu. "Şu an bu anı yaşıyorum. Hepsi gerçek."

Uyuşturucuyu yeni bırakmıştı. Neyin gerçek neyin hayal olduğunu hala tam anlamıyla ayırt edemiyor, üstelik bu halini çevresindekilerden saklıyordu.

"Çok eğleneceğiz!" diye bağırdı Chloe. Bir eli direksiyondayken öbür elinde tuttuğu sigarayı içine çekiyordu. Satine, elindekinin ot olduğuna emindi. Derin bir nefes alıp bakışlarını ondan çekti.

Radyoda sabaha kadar seks yapmaktan bahseden bir rap şarkısı çalıyordu, sesi o kadar yüksekti ki Santa Monica'dan bile duyulabilirdi.

Delilah, bir yandan fotoğraf çekilirken bir yandan da partiden bahsediyordu. "Bir sürü havalı insan orada olacak!" Kulak inleten şarkı, kızın sesini bastırıyordu. "Daniel.. Ve Faye dedi ki.. Sonra biz de.." Satine, yarım yamalak duyabildiği cümleleri sanki çok anlamış gibi başını salladı.

Arka koltukta, yanında bu arabadaki tek yakını Alexa ile otururken; arkadaşının terli avcunu çıplak bacağında hissediyordu. Sabah denize giren Chloe'nin saçından yayılan tuzlu koku, rüzgarla birlikte burnuna doluyordu. Uçuşan saçları dudağındaki parlatıcıya yapışmış, önü açık topukluları ayak parmaklarını sıkıştırıyordu. Birkaç saniyeliğine gözlerini kapatıp bu sıradan anı aklına kazıdı. İşte şimdi her şey gerçekti.

Chloe arabayı park edemedi, on beş dakika boyunca uğraştı. Ama en sonunda onu öylece, kaldırımın kenarında çapraz bir şekilde kaderine terk etmek zorunda kaldı. Ehliyetine aylar önce el konmuştu.

Boydan boya uzanan camdan kapıları ve kocaman yüzme havuzuyla onları zengin bir işveren gibi kucaklayan üç katlı eve girdiler. Satine hala Orange County'li birinin partisine nasıl davet edildiklerini düşünüyordu.

"Ev çok güzel, öyle değil mi?" Alexa, kulağına fısıldadı. "Chloe sahibiyle yatıyor."

Satine, içinden sorduğu sorunun cevabını almıştı. "Tahmin etmeliydim." Alexa, bu dediğine güldü.

Evin geniş salonunu geçip havuzun başına doğru yürüdüler. Chloe çoktan birilerinin yanına gitmiş, onlara sarılıyordu. Satine, uzaklaşan kıza baktı. "Buradaki insanların hiçbirini tanımıyoruz."

Love and Other Drugs | Chris EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin