Her sabah ölüp, her gece tekrar doğuyordu. Bu hissi bir kerecik daha, son bir kez daha yaşamak istemesi kaçınılmazdı. Her an yırtılabilecek kadar ince ama omuzlarındaki dünya kadar yükü taşıyabilecek kadar kalın bir baloncuğun içinde gökyüzüne doğru süzülüyor gibiydi.
Elleri ve ayakları karıncalanıyor, alnı uyuşmuş, çenesi titriyor. Zeminde yatarken, yattığı yerin öylece sökülüp havaya doğru uçtuğuna yemin edebilirdi. Çevresindeki herkes yerde kalmış, o kırık bir tahta parçasının üzerinde bulutlara yükseliyordu. Saçlarının aşağıya sarktığını hissetti. Titreyen çenesiyle konuşmaya çalışıyordu. ''Çok güzel.''
Bundan daha önemli ne olabilirdi? Baktığı her yeri olduğundan on kat daha güzel görmekten daha iyi ne olabilirdi? Her uzvunun yavaşça gevşeyerek erimesinden daha rahatlatıcı ne olabilirdi? İstediği an herkesi arkasında bırakıp çok uzaklara uçmaktan daha harika ne olabilirdi?
Arabanın şiddetli bir şekilde sarsılmasıyla irkildi. Delilah ''Ihm..'' dedi. ''Az önce neyin üzerinden geçtik?''
''Aman tanrım.. Umarım bir hayvan değildir.'' Alexa'nın suratı endişeliydi.
Chloe dikiz aynasını düzeltirken ''Sakin olun, sadece bir taştı.'' dedi. Gözleriyle uygun bir park yeri arıyordu. ''Şurası iyi görünüyor.'' Sarışın kız, Satine'in Chloe'nin ehliyetine neden el konduğunu çok iyi anlamasına sebep olacak kadar uzun bir süre boyunca arabayı park etmekle uğraştı.
İçeri girdiklerinde Satine, ardında bıraktığı eski hayatından aşina olduğu görüntülerle tekrar karşılaşmış olmanın verdiği nostalji hissiyle etrafını inceledi. Dans eden terli bedenler, birbirinden hiç ayrılmayan dudaklar, kirli bardaklarda renkli içecekler ve tabii ki el altından her türlü uyuşturucuyu satan torbacılar.
Kalabalıkta kendilerine güçlükle boş bir yer bulup oturduklarında, etraflarını hemen birkaç erkek sarmıştı bile. Delilah, onlarla selamlaşırken Chloe telefon kamerasından kendine bakarak rujunu düzeltiyordu.
Alexa, kulağının dibine girip bağırarak konuştu. ''Şu aptallarla muhabbet bile etme. Hepsi işe yaramazın teki.''
Satine de aynı şekilde bağırarak cevap verdi. ''Not edildi.'' İkisi de gülüyordu.
Satine, Chloe'nin ona uzattığı bardağı tek dikişte içti. Alexa ona bakıyordu. ''Merak etme.'' dedi Satine. ''Sadece iki bardak içeceğim.''
Alexa başını salladı. ''Pekala.''
Satine gerçekten sözünü tutarak sadece bir bardak kokteyl daha içti. Alexa'yı üzmek istemiyordu. Arkadaşı dans ederken gerçekten mutlu görünüyordu ve gecesini onu endişelendirerek mahvetmeyecekti.
Chloe de Alexa ile dans etmek için kalktığında Satine koltukta Delilah'a yaklaştı. Delilah çaprazında oturan kızla sohbet ediyordu. Satine onlara baktı. ''Selam.''
Kız bağırarak ''Selam!'' diye cevap verdi. ''Adın neydi?''
''Satine!'' Barın yanıp sönen ışıkları ikisinin de üzerine düşüyor, mekan kalabalıklaştıkça içerisi iyice klostrofobik bir hal alıyordu.
Kız gülerken ''İsmin çok güzelmiş!'' diye bağırdı. ''Ben de Sophie, tanıştığıma memnun oldum.''
Delilah Satine'in kulağına yaklaştı. ''Sophie New York'dan geliyor!'' Hepsi birbirini zar zor duyuyordu.
Satine şaşkınlıkla gülümsedi. ''Öyle mi? New York güzel olmalı! Hiç gitmedim!''
Sophie heyecanla başını salladı. ''Evet, buraya ufak bir tatil yapmak için geldim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love and Other Drugs | Chris Evans
FanfictionSatine bütün uyuşturucuları bırakmıştı. Aşk hariç. UYARI: Bu kitap uyuşturucu kullanımı, fiziksel-psikolojik şiddet gibi tetikleyici öğelerin detaylı tasvirlerini içermektedir. 18 yaşından küçük okuyucular için uygun değildir.