Telefonumu elimde döndürürken bir anda titremeye başlamasıyla, yerimde zıpladım. Ekranda Tekin'in numarası vardı. Beni arıyordu. Kalbim ağzımda atarken, derin bir nefes aldım ve telefonu açtım.
"Başın beladan kurtulmuyor, değil mi?" diye sordu, doğrudan. Farkında olmadan başımı salladım ve "Sen miydin?" diye sordum.
"Anlamadım?"
"Artık her arayana ilk bunu diyorum. Az önce Emir küfürleriyle beni oturamaz hale getirdi. Şu anda oturamayışımın sebebi Emir yani. Ne halt yiyeceğimi düşünerek volta atmıyorum," dedim.
Tekin keyifsiz bir şekilde güldü. "Ben de sana yine ne yaptın demem gerektiğini düşünmüştüm," karşılığını verdi.
"Aslında bu sefer tehlikeli bir şey yapmamıştım. En azından bu şekilde dönüşü olacak bir şey değildi... Sadece bütün şüphelilerime, artık peşinde olmadığımı söylemiştim. Rahat bir nefes alacağını, beni de rahat bırakacağını ummuştum," diyerek iç çektim. "Neden insanlar sürekli beni yanıltıyor?"
"Benden de mi şüpheleniyordun?" diye sordu Tekin, sesindeki kırgınlık boğazıma oturdu adeta. Dişlerimi sıkarak, "Hainim benden çok da uzak değilmiş, hepinizden şüpheleniyordum ve haklı sebeplerim vardı," karşılığını verdim. Huzursuzdum.
"İnsanları ne kadar gözlersen gözle, göremediğin bir yanı hep vardır. Ay'ın iki yüzlü olması gibi, bütün yüzünü bilirsin ama bir tarafı hep karanlıkta kalır o anda senden ne sakladığını bilemezsin."
Derin bir nefes alarak kendimi yatağa bıraktım. "Haklısın," dedim, sadece.
"Onu öptün mü?" diye sordu Tekin, kısa bir sessizliğin ardından gelen sorusu bu sefer boğazıma değil adeta kalbime taş gibi oturmuştu. Esasında bu karmaşık hislere alışkın değildim. Düz bir insandım, birini beğenirdim ve beğendiğimle kalırdım. Yoğun duygulara kapılmaktan korkuyordum, Erdem'de kapıldığım duygular ne de olsa hayatımı kaydıran türden sonuçlar doğurmuştu.
Sorunun, duygularımı yaşamak olmadığını insanların bağnaz görüşleri olduğunu biliyorum ama baskı, dayanılmaz bir şeydi. Göğüs gerdiğim baskı arttıkça da kırılıyordum. Kırıldıkça dağılıyor, dağıldıkça kararsızlaşıyordum.
Evet, Ali'den hoşlanıyordum ama o gözümde hep imkansızdı. Onunla olamayacağımı bilmenin verdiği bir güvenle hayrandım ona çünkü ona olan duygularım açığa çıkmak zorunda değildi. Ona zarar vermeyecekti. Beni hayal kırıklığına uğratmayacaktı. Çünkü zaten olmayacağını biliyordum. Oysaki durum şu anda hiç de o şekilde ilerlemiyordu.
Hem o, duygularımın farkındaydı hem de ben çok ileri gitmiştim. Onu gerçekten sevmediğimi fark edecek kadar ileri gitmiştim.
Onu öpmüştüm ve bunun yanlışlığı altından kalkamıyordum. Üstüne üstün artık, bütün okul bunu biliyordu da!
"Evet, ama orada yazdığı gibi değildi tamam mı? Tamamen duygulardan uzak bir şeydi, yanlış yaptığımı biliyorum ama..." duraksadım, Ali'ye yanında olacağımı söylemiştim. Şimdi bu öpüşmenin aramızda kapanıp gidecek bir olay olduğunu yansıtamazdım. Tekin'e bile. "...bazı yanlışların sonuçları beklendiğinden farklı veya iyi olabiliyor."
"Bu sonuç iyi mi yani?" diye patladı Tekin. Bir anda bütün bedenim ürperdi. Böylesi bir patlamayı beklemiyordum.
"Şey..."
"Emre'yle okulun ortasında öpüştün! Birkaç gün önce... Aynı gün Ali'yle öpüştün ve bütün okul bunu biliyor. Bak, belki eskisi gibi kimse saldırıp dövmeye çalışmaz ama kimsenin ağzını kapatamayacaksın. Ortalık sakinleşene kadar, okula gelme."
"Beni görmek istemiyorsun, değil mi?" diye sordum, her şeyden bağımsız bir şekilde. "Ne değişirdi, diye sormuştun, hatırlıyor musun?"
Tekin sessiz kaldı.
"Ben değişirdim, imkansızı arzulamayı bırakırdım belki. Ya da kendime karşı daha insaflı davranmamı sağlayan bir şey olurdu, biri olurdu..." O biri kelimesinin altında gizli bir sen yatıyordu, ama söyleyemedim bunu ona. "...şimdi değişmek için çok geç."
"Hiçbir şey için geç değildir," dedi Tekin, sesinin fısıltı gibi çıkması beni darmadağın ediyordu. Ondan bu denli etkilendiğimi fark etmemek de benim aptallığımdı. Aramızdaki gerilimi hep geçmişin şiddetine bağlamıştım ama demek ki, yanlış şeylere bağlamıştım.
"Ali'nin yanında olacağım. Benim hatamdı."
"Saçmalama, zamanında kimse senin yanında olmadı."
"İnsanları yaralandığım yerden yaraladım diye benimle konuşmayı kestin, şimdi söylediğini aklın alıyor mu?" diyerek güldüm. Elimde değil, gülmeme engel olamıyorum. Sinirden ya da çaresizlikten, bolca gülüyordum.
"Ee, haini bulabildin mi? Yoksa yine harika planın elinde patladı mı?" diye sordu Tekin, sorumdan kaçınarak ve biraz da beni sinir ederek.
"Bom," diyerek, yine güldüm. "Şaşırmıyorum artık. Ben plan yapmayı bırakıyorum Tekin, artık her şeyi akışına bırakıyorum."
"Peki."
Ne diyeceğimi bilemeyerek sessizce beklediğimde, Tekin de sessiz kaldı. İkimiz de telefonu kapatmaya meyletmiyorduk. Sonucun ne olacağını merak ederek, beklemeye devam ettim.
"Seni görmezden gelmeyeceğim," dedi. "Bunun bana neleri kaybettirdiğini tekrar gördüm, aynı hatayı üçüncü kez yapmayacağım."
"Arkadaş mıyız?" diye sordum, sesimin çaresiz çıkması beni mahvediyordu.
"Biz arkadaş olmayı hiç beceremedik," dedi Tekin, bu sefer o da güldü. "Ama birlikte takılmak eğlenceli. Yerli yersiz cıvımaların komiğime gidiyor."
"Beceriksizce arkadaş olmaya devam mı öyleyse?" Kalbimdeki sızı azalır gibi olduğunda derin bir nefes aldım.
"Senden tek bir ricam var, ilişkini gözümün önünde canlı bir şekilde yaşama. Gerçekten, hâlâ senden hoşlandığım gerçeğini aşamıyorum."
"Ne ilişkisi?" diye sordum, bir ilişkim yoktu ki benim.
"Ali ve sen?" dediğinde, kaşlarımı çattım.
"Onun yanında olacağım Tekin, siz de olacaksınız yani?" duraksadım. "Tabii ben bir tık fazla, eheh..." Beynimi dün yarım bıraktığım yemek tabağımda unutmuştum anlaşılan.
"Aptal," diyerek, homurdandı Tekin, ardından, "Neyse, okula gelmeyeceksin, değil mi?" diye sordu.
"Ali'ye bağlı," dedim. Okula giderse, yanında olmam gerekirdi.
"Ona bir şey olmaz, sen kendini düşün," dediğinde, gözlerimi kıstım istemsizce.
"İkimizi de düşünüyorum, beni bilirsin çok düşünürüm."
"Bu kadar düşünmenin bir faydası olsa keşke..." dedi Tekin, hafifçe güldü ve "...keşke olsa," diyerek kendini yineledi.
Ben de hafifçe güldüm ve, "Haklısın," dedim.
"İyi... Okula gelirsen görüşürüz o zaman?"
"Görüşürüz," diyerek telefonu kulağımdan indirdim. Bu sırada gelen mesajları fark ettim. Ali'den ve daha fazlasından. İç çekerek Ali'nin mesajını açtım.
Diğerleri kafaya takmaya değmeyecek türdendi.
Tuhaf bir şekilde en sevdiğim bölümü yazmışım gibi hissediyorum:')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Gay'ler Kulübü | #Texting✅
Humor"Gizli Gay'ler Kulübü" Grubunu Oluşturdunuz 11-A'dan Ali Kaptan ve dört kişiyi eklediniz. 15.11.2021