1. KAN TOHUMU

1.2K 65 360
                                    

Bu güzel paragrafları güzel yorumlarınızla doldurursanız çok seviniriiim. Minik yıldızımızı parlatmayı unutmayınnn çünkü biliyorsunuz ki bu sönük yıldızı sizden başka aydınlatan yok.

instagram: asiokur (benim instagram hesabım) takip ederseniz çok mutlu olurumm aşklarımm.

Bu kitapta geçen olaylar, kişi adları, yerler, zamanlar ve imalar tamamen hayal gücüne ait olup kurgu olmaktadır.

Hepinizi çok seviyorum ve
iyi okumalarr diyorumm 💖

01.01.2021

🎶 The Weekend- Party Monster 🎶

🔥

Bir silah tut.

O silah senin sonun olsun.

🔥

Gece yüksek bir sesle gürleyen gök gürültüsü, sokakta duyulan yağmurun tok sesi, yağmurun ardında bıraktığı ıslak toprak kokusu ve aralık. Aralık ayları soğuk olur, içiniz sıcak kalır ama elleriniz hep üşür. Isıtamazsınız. Sıcak bir kahve içersiniz ama kahve o kadar çok sıcaktır ki dilinizi yakar, canınızı acıtır. Isınmak için içtiğiniz kahve, soğuk ve keskin bir bıçak gibi yakar boğazınızı.

Benim ne karanlıktan, ne canavarlardan ne de soğuk bir aralık gününden korkum vardı. Bu hikayede karanlıkta gizlenen korkunun asıl gölgesi, bendim.

Ben, bu hikayedeki asıl canavardım.

Siyah renkte oldukça lüks gözüken ve asla küçük durmayan evimin önüne geldiğimde frene âni bir şekilde bastım. Frenin ardında bıraktığı o tiz ses, çocukluğunu yaşayamamış bir kız çocuğunun kendincene eğlenmesinin sessiz çığlıklarıydı.

Bir çocuk küçük yaştayken eline oyuncak yerine silah alınca hayatı sönüyor, yaşamını yitiriyordu.

Motorumu garaja soktuktan sonra kafamdaki kaskı çıkartıp kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı temkinli bir şekilde açarken ses çıkarmamaya özen gösterdim. Etrafa bakındığımda kimse yoktu ve zaten olamazdı da.

En üst önlemleri aldığım evime ben istemeden benden başka kimse giremezdi.

Ben istemeden kimse bana bir şey yapamazdı. Bu insanların unutmayacağı tek bir maddeydi, Şeytan'ın her zaman her yerde kulağı olurdu. Ben izin vermeden hiçbir şey yaşanamazdı.

Evin alt katında bulunan odama girdim ve tüm eşyalarımı üstümdeki ceketimle birlikte metal bir tenekenin içine fırlatıp ağzıma yerleştirdiğim maskeyi düzelterek üstüne tehlikeli asiti döktüm.

Şeytan'ın bir özelliğide, insanların sevmediği şeyleri yapmayı ve zaaflarından vurmayı sevmesiydi.

Sonuçta insanlar ne bir gölge ne de bir Şeytan'dı ve olamazlardıda. Gölge olmak kolay değildi. Şeytan ise, olamazdınız.

Bazen ben, kendimin bile sevmediği şeyleri yapmak zorunda kalıyordum ve yapıyordum. Ama ben herşeyin üstesinden gelmiş birisiydim, bu bana zor gelmemeliydi.

Sanırım bana boşuna Şeytan demiyorlardı. Beni Şeytan yapan şey, oyunculuğumdu. Şeytan oyuncu ve yalancıydı. Tatlı masum yüzüm herkesi oyuna getirmeye yetiyordu. İyi bir oyuncuydum ama masum değildim, maskemi iyi takardım. Bana sürekli 'Çok maske takanın acısı genelde fazladır.' derlerdi.

Yüzlerine yeni birer mutluluk maskesi takan insanlar için acı kelimesi birer şekerden ibaretti. Acı bizi ifade edemeyecek kadar zayıf kalan bir sözcüktü. Maske takanların acısı olmazdı çünkü maske takanların, acısını anlatacak bir kelime bulunmuyordu. Acı bizim için geçerli değildi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 6 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YARANIN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin