hello my 17!

18: tehlikeliyim

"Kanka şimdi bak, abi bunu nasıl anlatacağım?" Jeongin iç çekmiş, yatağında uzanan arkadaşının poposuna dirseğini yaslayarak yayılmıştı yatağına.

"Kanka cümle kurma özürlüsü müsün?"

"Ya sus bir, düşünmeye çalışıyorum." Jeongin iç çekmiş, yüzünü sıvazlayıp oflamıştı.

"Bak, birinin hayatını kurtaracağım, becerebilirsem eğer." dedi Jeongin doğrulup. Bağdaş kurmuş, arkadaşının saçlarını karıştırmıştı.

Maçtan sonra eve gelip duş alıp karınlarını doyurmuşlardı.

"Nasıl olacakmış o?"

"Birinin ailesine isyan etmesi, birey olduğu için kendi düşüncelerini savunması için aşık olması gerekiyor." dedi yavaşça.

"Kimin?"

"Birinin işte." dedi Jeongin bastırarak. "Sence onu kendime aşık edip onu cesaretlendirmeli miyim?" derken gözlerini kaçırmıştı..

"Yani, hoşlanıyor musun ki?"

"İşte, bilmiyorum onu."

"Gay testi zamanı." Minho yatakta doğrulmuş, başlığına sırtını yaslayıp Jeongin'i bileklerinden tutarak kendine çekmişti. Arkadaşını göğsüne yatırıp saçlarını okşarken konuştu. "Şimdi onun yanında olduğunu düşün."

"Of, saçmalama!"

Minho gözlerini kapatıp dişlerini sıkarak arkadaşının kafasına vurdu. "Kapat gözünü düşün."

"Acıdı öküz."

"Jeongin."

"Tamam, düşünüyorum." Jeongin gözlerini kapatmış, derin bir nefes alıp şu an Minho ayısının değil de Seungmin'in göğsünde olduğunu düşünmeye başlamıştı. Kolunu Minho'nun beline sararken düşünceleri onu gülümsetirken Minho kahkaha attı.

"Jrongin, kalbin hızlandı." Minho kıkırdarken Jeongin utanıp yüzünü Minho'nun poposuyla yatağın birleştiği o boşluğa gömmüştü. "Sus!" diye bağırdı boğukça.

"Tanrım!"

"Minho, kes sesini."

"Utandın mı? Geçenlerde bağırıyordun bana daha Ryujin'fen yeni ayrıldım diye."

"Ergeniz, ergen! Sonsuza dek aşk acısı mı çekelim? Hem ben gururum kırıldığı için üzülüyordum." Jeongin başını kaldırmış, iyice karışan saçlarını geriye atıp Minho'ya bakmıştı.

"Hem, senin de kalbin hızlandı." dedi şeytani bir sırıtışla. "Kimi düşündün?"

"Kimseyi."

"O zaman bana aşıksın?"

"Siktir git lütfen." Minho göz devirirken Jeongin dizlerinin üzerine oturup Minho'yu sıkıştırmaya başladı. "Kimdi? Hyunjin mi?"

"Hayır."

"Kimdi dedim?"

"Sen kimi düşündün?" diye ona yaklaştı Minho. "Kimden hoşlanıyorsun?"

"Sen söylemeden ben de söylemem."

"Güzel, benim hoşlandığım birisi yok." Jeongin dil çıkarmış, Minho'yu bırakıp tıklanan kapıya dönmüştü.

"Gel!"

"Süt getirdim." Jeongguk elindeki tepsiyle içeri girmiş, gülümsemişti. "Minho, süt seviyorsun değil mi?"

"Bayılır bayılır!" Jeongin alayla konuştuğu için arkadaşından bir şaplak ağabeyinden ise kızgın bir bakış kazanmıştı.