Tam bir haftadır antrenman yapmaktan ne didişmeye ne de flörtleşmeye vakti olmayan gençler için yine bir antrenman günüydü. Neyse ki birkaç seferdir kapalı spor salonunu kiralayıp saatlerce orada antrenman yapıyorlardı.
Felix dışarıdan elinde poşetlerle gelmiş, Seonghwa ve Soobin de peşinden girince koşarak basketbol oynadıkları kısmın orta yerinde durmuştu ki Chan ona doğru gelen topu engellemek için Felix'e sarılıp onu dikkatle geri geri yürüterek alandan çıkarmıştı. Sırtına çarpan topu umursamasa da aralarında kalan Felix'in kolu için oldukça endişelenmişti. Neyse ki sadece bir adım uzağındaydı da top koluna çarpmadan araya girebilmişti.
"Ne yapıyorsun?!" dedi telaşla. "Kolun acıdı mı?"
"Hayır, ne bileyim bu tarafa atacaklarını. Beni görür ve durursunuz sanmıştım." dedi Felix şirince gülümserken. Chan bir adım gerilemiş ve iç çekmişti.
"Kolun iyileşmeden bir daha kıracaksın, dikkat et." derken ensesini kaşıdı. "Kusura bakma, terli terli şey yaptım."
"Ne olacak? Sanki basketbolcu değilmişim gibi..." Felix gülerken Seonghwa ve Soobin'in çektiği minderlerden birinin kenarına oturup bağırdı. "Mola! Bir sürü atıştırmalık aldık!"
"Biz yendik bu arada!" diye seslendi Seungmin arkadaşının yanına giderken. "Felix bi tane öpeyim?" derken ellerini iki yanına koyup çocuğa eğilmişti.
"Ya git! Pislik."
"Hadi lan bi tane öpeyim. Civcik'im benim." Felix öptürmemek için geri yaslanırken mindere uzanmış ve başını sağa sola hareket ettirmek dışında kaçacak hamle bırakmamıştı. Seungmin gencin çenesini yakalayıp yanağını önce ısırmış sonra da öpüp onu rahat bırakarak Hyunjin'in yanına oturup ona öpücük atmıştı.
"Ben de Felix'inki gibi istiyorum." diye sızlandı Hyunjin.
"Hayır. Leş gibi terledin, yurtta banyo yaptığında veririm." derken bisküvi paketini açmıştı.
"Sonunda Soobin affetmiş seni, her gün ağlıyordun twitterda." dedi Jeongin gülerek.
"Kıyamadı bana." diye nazlansa da üç haftadır peşinden koşuyordu affedilmek için.
Cheongdamlılar ona gülerken Chan çikolatasını ısıran Changbin'in koluna yumruk attı. "Yeme lan çikolatamı."
"Bana ne abi, tadı çok güzel. Bir tane daha ısırayım." Chan gözlerini kocaman açıp çikolatasını korumaya çalışsa da Changbin bileğini yakalayıp çikolatayı ısırmıştı. Kalan parçayı da Wooyoung çaldığında Chan omuzlarını düşürdü.
"Başka yok mu o çikolatadan?" dedi Hyunjin etrafa bakınırken.
"Dört tane vardı rafta. Chan, Felix, Soobin ve sen yedin." dedi Seonghwa sevgilisinin dizine uzanırken.
"Isırdım ama sorun etmezsen..?" Felix çikolatasını Chan'a uzatırken gülümsedi. "İstersen arkasından ye."
"Sen ye, senin hakkın o."
"Nope, diğer çikolataların da tadına bakabilirim ama bunu yersem diğerlerini yerken vicdanım sızlar çok yedim diye." Chan gülerek çikolatayı alırken Felix ortalıktaki çöplerin arasından farklı dört çikolata daha bulmuştu.
"Jisung sen bundan yedin mi?"
"Hayır."
"Tamam ben ısırayım sen ye kalanını. Seungmin bunu yedin mi sen? Tamam, kalanı senin. Hong? Bu da senin hakkın olacak ve Hyunjin aşkım?"
"Yedim ondan, başkasına ver." Hyunjin gülerken Felix dil çıkarmış ve gözlerini dğerlerinde gezdirmişti. "Kim benden iğrenmez?"
"İğrenmek değil de prensiplerime uygun değil, sadece sevgilimin ısırdığı bir şeyi yerim." dedi Jeongin geri çekilirken. Changbin ve Wooyoung da pası Chan'a atınca Felix gözlerini ona çevirdi. "Bundan yedin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hello my 17!
Fanficpopüler öğrencilerinin birbirleriyle kavgalı olan iki okul, diğer okulun kentsel dönüşüme girmesiyle birleşmek zorunda kalır. cheongdam lisesi: seungmin, jisung, felix, hyunjin (+hongjoong) bora lisesi: changbin, chan, minho, jeongin (+wooyoung) te...