- İstediğim dosyayı bulduğunu umuyorum.
- Buldum efendim, buyurun.
- iyi iş çıkartmışsın ancak bu kadar mı? Baş-
(kapı çalar)
- Söyle.
- Beklediğiniz kişiler geldi.
- Tamam beklesinler. Salona götürün hepsini.
- Tabi efendim.
(Çıkar)
- Efendim başka şeylerde araştırdım ama kayda değer hiç bir şey yoktu.
- Peki, araştırmaya devam et. Belki başka bir şey çıkar.
- Tabiki efendim.
Genç adam yerinden kalktı ve ilerledi. Salona geldiğinde beklediği gibi bir ton insanla karşılaştı. " Hepsi beklediğim gibi bu iş için can atıyor."
- Hoşgeldiniz.
Genç adamı farkeden herkes aynı anda ayağa kalktı ve saygıyla eğildiler. Aralarından sadece biri çok yavaş hareket ediyordu. " Kendi mi yavaş yoksa diğerlerinden farklı davranarak dikkatimi çekmeye mi çalışıyor?"
- Buyurun, oturun. Hepiniz güzel dosyalar hazırlamışsınızdır kendiniz hakkında diye düşünüyorum.
Neredeyse hepsi bir ağızdan evet demişti.
- Güzel, ben önce dosyalarınız alıp içeriye geçeceğim. Onları inceledikten sonra sizleri çağıracağım. Dosyalarınız şu masanın üzerine koyun lütfen.
Herkes teker teker dosyalarını yerleştirdi. Genç adam masadaki dosyalarıda alıp içeriye geçti. En ortadaki dosyayı alıp baktı. " Şimdi gözüme batmaya başladın yakışıklı." Aldığı dosya az önce içeride yavaşça kalkan adama aitti. İçini açıp baktı. Oldukça yetenekliydi hatta istemesine rağmen kriterlere eklenmeyen bir kaç özellik bile mevcuttu. Bu dosyayı bıraktıktan sonra diğerlerine aynı şekilde baktı. Ardından kişileri çağırarak görüşme yaptı. Şimdiyse sıra o adama gelmişti. Adam, hizmetliyle beraber cam kapıya doğru geldi. İçeriye girmeden önce kadın teşekkür etti ve içeriye girdi.
- Otur.
- Merhaba.
- Merhaba. Adın neydi?
- Dosyamda yazıyordu.
- Doğru yazıyordu... Anlamı ne?
- Efendim?
- İsminin yabancı olmasının anlamı?
- Sizinde yabancı.
- Birine çalışmıyorsundur heralde. Henüz o kadar cesur düşmanlarım yok.
- Öyle olsa burada işim olmazdı. Ayrıca düşmanlarınızı bu kadar küçük görmeniz doğru değil bence.
- Niye? Hepsi beceriksiz bir avuç adam.
- Belki. Ama içlerinde ya sizin bilmediğiniz güçlü biri varsa.
- Hallederim.
- Halledemezsiniz. Böyle düşünerek olmaz.
- O neden?
- Eğer birini küçük görürseniz onun yapacaklarını da küçük görürsünüz ve kendinizi hiç bir zaman büyüğüne hazırlamazsınız. Sonucuysa ağır olur.
- Belki. Burada yazanları gerçekten bildiğine eminim hatta diğerlerinden farklı olarak asıl işinin ne olacağını bildiğinede...
- Doğru.
- Zekisin.
- Severmisiniz?
- Sevmem. Tehlikeli olur.
- O zamam kabul edilmedim?
- Hayır, edildin.
- Sevmem demiştiniz?
- Etrafımda yeterince aptal var. Birazda zeki olsun değil mi?
- Tehlike yaratırsam?
- Yok olursun.
Gülümseyerek söyledi genç adam. Diğeride gülümsüyordu. Belliki güzel bir takım olacaklardı.
- Dışarıya çık ve bekle.
- Peki.
Adam odadan çıktı ardından genç adamda geldi.
- Öncelikle hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim. Yeni çalışanım...
Kafasını diğer adama çevirdi ve onu işaret ederek devam etti.
- Jack olacak. Ancak üzüntüye kapılmayın sizleride boş göndermeyeceğiz.
Genç adam konuşmasına devam ederken kapı açıldı. Herkes anında kafasını çevirdi ve adam devam etti.
- Aslı hanım, buradan sonrasında size o eşlik edecek. İyi günler dilerim.
Herkes kadını takip ederek dışarıya çıktıktan sonra evde sadece Jack ve genç adam kaldı. Genç adam gözlerini Jack'in gözlerine kilitledi, uzunca baktı ve çok hafif bir gülümsemeyle ona doğru adımlar atmaya başladı. En sonunda o kadar yaklaştı ki alınları birbirine temas ediyordu. Ancak Jack asla geriye çekilmedi. Olduğu yerde öylece durdu ve sadece genç adamın gözlerine baktı.
- Korkmuyor musun, ya bir şey yaparsam?
- Yapmazsınız.
- Nasıl emin olabiliyorsun?
- Siz, ne olursa olsun masum birine zarar vermezsiniz ve kimseyi kendi ihtiyaçlarınız için kullanmazsınız.
- Araştırdın demek.
-...
- Başka bir şey var.
- ...
- Peki. Seninle iyi anlaşacağız Jack.
- Kesinlikle...
Jack yavaşça genç adamın kulağına yaklaştı.
- Josef.
Genç adamın yüzü düştü ve tek kaşını kaldırdı. Herkes sadece ikinci ismini bilirdi. Bu ismini bilen bir ailesi ve geçmişinden bazı özel insanlardı.