6

1.1K 131 120
                                    

ÇILDIRDIM SONUNDA 🥺

gerçekten çok üzgünüm bölüm böyle geciktiği için ama ÖYLE OLDU İŞTE NAPALIM

iyi okumalar hepinize, ilişkisi olmamasına rağmen tripli beomjun bekliyor sizi 🤠🤍

———

Güneşin altında beklemekten çıldıracak gibi olduğumda kalabalığın oluşturduğu gürültü daha da beter ediyordu beni. Yalnızca beş dakika vardı önümüzdeki otobüse binip kamp alanına gitmeye ama ilkokul çocukları ile dolu olan bir lisede okuduğum için beklemek zorlaşıyordu.

"Sessizlik! Herkes sıraya geçsin adını söylediğim otobüse geçip yerleşebilir."

Güneşin sıcaklığından çok yanında bulunduğum beden bunaltıyordu beni. Sevgili öğretmenim hiçbir şey yetmezmiş gibi bir de beni yardımcısı seçmişti. Tabiki de hemen kabul etmemiş, itiraz da bulunmuştum ama beni dinlememişti bile. Bu yüzden yanında dikiliyor, iki saat süren telefon konuşmasından sonra bir de bağırışını dinliyordum.

"Beomgyu, listenin bir kopyası sen de dursun. Var olan kişi gelip elindeki kağıda imza atacak." Elime tutuşturduğu kağıda bakarken konuşmama izin vermeden hızlıca isimleri söylemeye başladı.

Trip atan kişinin ben olması gerekmiyor muydu?

Aman. Sanki trip atacak kadar dereceli bir ilişkimiz vardı.

Sırasıyla gelen kişiler elimdeki kağıda verdiğim kalemle imza atmaya başladıklarında, adlarının yanında yazan koltuk numaralarına bakarak otobüse doğru ilerlediler. Kağıda bakarak kişilerin azaldığını görüp rahatladığımda elimdeki kalemin sert bir şekilde çekilmesiyle kafamı kaldırarak karşımdaki kişiye baktım.

Yanımda bir manyak, karşımdaki ondan da manyak.

"Numara 36...37 de kim var? Kang Taehyun? Niye böyle bu liste?"

Bu çocuk delirtecekti beni. "Oradan bakınca biletleri ben almışım gibi mi duruyor, San? İmzala geç işte."

"Ben de sana meraklı değilim bu arada, hadi imzala da gidelim." Taehyun bıkkın bir sesle kafasını San'ın uzun boyunun el verdiği kadarıyla omzundan sarkıttığında bu, San'ın iyice sinirlenmesine benim ise sinirimin yok olmasına sebep oldu. San imzasını atmasına rağmen gitmediğinde kaşlarımı kaldırarak sorarcasına ona baktım.

"Yeonjun nerede oturuyor peki?"

"Yeonjun kim?"

Tek kaşımı kaldırıp kalemi Taehyun'a doğru uzattığımda San böyle konuşmamı beklemiyor olmalı ki şaşırıp kaldı. Taehyun işini halledip gidecekken onu da beraberinde götürdüğünde rahatlıkla nefes aldım.

"Sana bir şey mi dedi?" Beklemediğim bir anda Yeonjun eğilerek kulağıma doğru fısıldadığında irkilip geriye çekildim. "Hayır hocam, neden sordunuz?" Listedeki isimleri saymayı bitirmişti, sadece San yüzünden oluşan sıradaki kişiler imza atıyordu. "Bilmem, bir anda bir şeyler oldu gibi." Son olarak Jisu da gelip imza attığında gitmeden önce bir yan tarafıma bir de bana bakarak göz kırptı. Çıldıracaktım.

Elimdeki listeyi ona doğru uzatırken konuştum. "Sadece size adınızla hitap etti. Ben de öyle size adınızla seslenmesinin yanlış olduğunu söyledim. Pek anlamadım ama bozuldu sanırım."

Elimdeki kağıdı çekip aldığında listede gözlerini gezdirdi bir süre. Kendi adının karşısına imza attıktan sonra tekrardan bana verip otobüse doğru ilerledi. Adımı bulup imzayı attığımda benim için pek önemli olmasa da koltuk numarasına ve yanımdaki kişiye baktım.

Choi Beomgyu-4

Choi Yeonjun-5

Ne de güzel bir kamp olacaktı öyle.

———

"Ama San zaten sizinle oturmak istiyor. Hem neden sizin yanınızda ben oturuyorum ki?" Taktığı kulaklıklarını sakince çıkarıp kucağına koydu. Arkasına iyice yaslanırken yaklaşık beş dakika içinde otobüs yol alacağı için herkes yerlerindeydi.

"Oradan bakınca biletleri ben almışım gibi mi duruyor, Beomgyu? Otur gidelim işte."

Bizi dinlediğini anlayarak şaşkınca ona baktığımda beni daha fazla dinlemek istemediğini belli ederek kulaklarını geri taktı.

Bir sinirle yerime oturup sırt çantamı kucağıma aldığımda artık yola çıkan otobüs ile hızlıca geri doğruldum.

İlaç.

Mide bulantısını geçirmek için gerekli olan ilacı evde unutmuştum. Belki de diğerlerinin yanında olabileceği düşüncesi ile ayağa kalktığımda gözlerini kapatmış olan Yeonjun, gözlerini aralayarak bana baktı. "Ne var yine? Hayır, illa inat mı edeceksin?"

"İlacımı unuttum. Mide bulantısı için. Sen-Sizde var mı?" Bir anda hızlıca doğrulup bana baktığında sakince yerime oturmamı sağladı. "Hayır, hayır benim öyle sorunlarım olmaz. Çok mu kötüsün?" Hızlıca başını iki yana sallayarak kurduğu cümlenin devamından endişeli bakışları ile karşılaştım. Midem bulanmıyordu, sadece her ihtimale karşılık yanımda bulunsun istiyordum ama bir anda böyle endişelenmiş olması yolculuktan değil de heyacandan midemin bulanmasına sebep oluyordu.

"Beomgyu? İyi misin?"

Evet.

"Hayır. Aslında pek iyi hissetmiyorum."

Sanki yalanıma bir çözüm bulabilirmiş gibi etrafına baktıktan sonra geri bana döndü. "Uyuyabilir misin peki? Yolun nasıl geçtiğini anlamazsın hem." Hafifçe başımı iki yana salladığımda yeni bir şeyler düşünmeye başladığını biliyordum. "O kadar çabuk uyuyamam." Beni dinlediğini belli ederek bana baktığında en azından bunun yalan olmadığını bilerek derin bir nefes aldım.

"Tamam o zaman. Gel." Koltuğuna yaslanıp bana baktığında anlamadığım için kaşlarımı çattım. "Yol boyunca iğrenç bir mide bulantısı ile uğraşmanı istemiyorum. Kimse de ilaç yoktur da zaten. Aynı durum kız kardeşime olduğu için biliyorum. Aynı şeyi onunla da yapıyoruz."

"Neyi?"

Tanrım, heyecandan kalbim dışarıya çıkacaktı.

"Yol boyunca sana şarkı söyleyebilirim. İstersen gerçekten fazla yaklaşmam ama kokumun rahatlacı olduğu söylenir. Yani ben değil söylüyorlar, yanlış anlama."

"A-Anladım. Yani doğru, doğru anladım."

Gözlerinde anlam veremediğim parıltılarla bana baktığında omzunu gösterdi. "Gerçekten çok rahat bir şekilde uyuyacaksın. Sonrasında sana bunu hatırlatmam bile. Trip atma işlemine kaldığın yerden devam edersin."

Tüm kalp çarpıntıma rağmen sinirlenmeme engel olamadım. "Trip atmıyor-"

"Hadi sus, daha da kötü olmanı ikimizde istemeyiz." Bir anda kolumdan tutup omzuna yatmamı sağladığında bir de yetmezmiş gibi eliyle saçlarımla oynamaya başladığında kalbimin sesini duyduğuna adım kadar emindim. Fakat bu heyecanım çok uzun sürmedi. O kulağıma sözlerini ilk defa duyduğum bir şarkıyı mırıldandığında çoktan teslim etmiştim kendimi.

Sometimes I get emotional
When I can't seem to find the way I'm supposed to go





Pretty Savage • beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin