☕
"Yani aslında babam hep destekçimdi. Yine de annem doktor olmamı istemekten kendini alamadı. Şimdi sosu yapabiliriz işte."
Oturduğum yüksek boylu taburede dirseklerimi masaya yaslayıp yüzümü de avuçlarımın içerisine gömerken dünyadaki en iyi manzaraya bakıyordum. Bir yandan becerikli hareketlerini izlerken öteki yandan da bana anlattıklarını binbir zevk eşliğinde dinliyordum.
Tabureden kalkıp yanına doğru ilerlediğimde şaşırsa da bir şey demedi. Çok yorgun olduğumu söyleyerek geldiğimden beri oturuyordum. Yani buna bir tepkisi yoktu ama yine de en azından sos yapmayı becerebilirim diye düşünüyordum.
"Sosu nasıl yapacağımı anlat, ben hallederim."
Dolaba doğru ilerlerken arkamda kalan önlüğü boynumdan geçirdim. Elindeki nar, limon ve birkaç yeşilliği tezgahın üstüne bıraktı. Bıçak almak için çekmeceyi açacağım sırada sırtıma yaslanan sert göğüs ile karnımı tezgaha yasladım. Aramızda kalan elleri önlüğün arkasındaki ipleri bağlarken burnu ensemde geziniyordu. "Nar için bıçak kullanmıyorum. Ama eğer çok istiyorsan bir çizik atmak için kullanabilirsin." Cümlesini bitirdiği gibi dalgınlığımı kullanarak enseme dudaklarını bastırdığında huylanarak öne doğru eğildim.
Ah, kalbim sos yapmaya dayanamayacak sanırım.
Elimdeki bıçakla narı yarısına kadar kestikten sonra ellerimle açarak önümdeki kaseye tanelerini boşalttım. Bu sırada belimdeki sıkı kolları, ensemdeki nefesleri ve tenime değen soğuk dudakları görmezden gelmek için büyük bir uğraş veriyordum. Bu zamana kadar temas bağımlısı olduğumu sanırdım, herkes onlardan uzak durmam için beni döverdi ama Yeonjun'u görseler ne yaparlardı bilmiyordum. Her gün başka bir yönüyle karşılaşmak beni havalara uçursa da yakında zavallı kalbimi durduracak diye korkuyordum.
Tariflerine göre limon ve adını bilmediğim birkaç yeşilliği de ezip aynı kaseye koyduğumda önlüğümün ipleri çözen beden mırıldandı. "Şimdi biraz bekleyelim. Sos soğukken daha iyi oluyor." Onaylayıp ellerimi yıkadıktan sonra mutfaktan çıkan bedenini takip ettim. Onun her dediğini yapmak için programlanmış bir robot gibiydim bu gece. Bu yüzden ufak ama oldukça rahat olan salonunu geçip odasına doğru ilerlediğinde şaşkınlıktan dolayı irice açılmış gözlerimle takip ettim. Odanın kapısının önünde durup bana döndü birden. "Tüm sınav kağıtlarını kaldırdım, önceden söyleyeyim de boşuna bir şey arama." dediğinde anlık gelen bir cesaretle gülüp kapı koluna uzandım.
"Sana ait şeylerle dolu bir odada iken birkaç parça kağıt önemseyeceğimi sanmıyorum."
Kapıyı açtığımda da söylediğim şeyin arkasındayım. Büyük ihtimalle burası oturma odasıydı ama Yeonjun tarafından yatak odasına çevrilmişti. Çünkü çift kişilik bir yatak, bir çalışma masası, kitaplık ve büyüğünden bir tane gardrobu olmasına rağmen kalan boşluğa tek kişilik bir yatak daha konulabilirdi. Yeonjun tek eliyle belimden tutup beni içeriye çekerken arkamızdan da kapıyı kapattı. Çalışma masasının arkası duvardan ayrılıp koyu kahve bir tahta ile birleştirilmişti. Tahtanın masaya yakın kısımlarında birkaç not yazılı olsa da yukarıdan başlayarak çeşitli fotoğraflarla donatılmıştı. Çoğunun ortak noktası eşsiz gülümsemesiyle poz veren sevgilimdi. Çalışma masası geniş pencerenin hemen yanındaydı ve diğer bir yanında ise kitaplığı vardı. Kitaplığın en alt tarafında daha kalın kitaplar ve ansiklopediler bulunurken üst taraf tamamıyla klasik ve grammer kitaplarından oluşuyordu.
Büyülü bir güç tarafından kitaplara doğru ilerlediğimde arkamdan güldüğünü duyabiliyordum. "Kitaplarımın benden daha çok ilgini çektiğini düşünmek istemiyorum." Çocuksu bir sesle itiraz ettiğinde elime aldığım eski bir ansiklopediyi inceliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pretty Savage • beomjun
NonfiksiChoi Beomgyu, oldukça genç olan ve bir o kadar da ilgisini çeken ingilizce öğretmeninin okulda ki bir öğrenci ile olan yasak ilişkisini öğrenir ve bunu kullanmaktan dolayı hiçbir çekince duymaz. (pretty savage by blackpink)