Onlar gittiğinde her yer kötü bir vaziyetteydi. Cam kırıkları.. döküntüler... Askerlerimle birlikte merkezi temizlemeye karar verdik.
Neyse ki askerler erkenden müdahele ettiği için sadece zemin kat ve birinci kat etkilenmişti. Bir güzel temizledikten sonra çoktan 3 saat geçmişti bile.
Askerlerimden biri "LİDERİM ÇOK AFEDERSİNİZ AMA ÇÖPÜ PATLATTIKLARI İÇİN ORTALIK SİDİK KOKUYOR." diye haykırdı. Komiğime gitmişti bu yüzden biraz güldüm.
Mike da "Liderim, size yeni üniforma vereyim." dedi. Üniformamı verdi ve üzerimi değiştirdim. Bence benim dizaynladığım üniforma daha şık.
Neyse, birkaç şeyle daha hafızamı tamamıyla geri kazandıktan sonra ofisime gittim. Huzur dolu bir gün yaşayacaktım diye düşünüyordum.
Sonradan aklıma telefonumun formamın cebinde kaldığı geldi. Aynı şekilde çizdiğim resmi de cebime koymuştum. Tam bir aptallık.
Geri vermesini isteseydim vermezdi de. Sanırım yeni bir telefon almaya ihtiyacım var..
Bilgisayarımın karşısına geçip oturdum ve daha önce de yaptığım gibi saatlerce oyun oynadım. O an ne yapmam gerektiğim umrumda değildi. Sadece kafa dağıtmak istiyordum.
Yaklaşık 6 saat sonra oyun oynamayı bırakıp askerlerimin yanına gittim. Hepsiyle şakalaştık ve eğlendik. Ancak Mike çok gergin görünüyordu.
Ona ne olduğunu sordum o da "Şüpheli bir şeyler dönüyormuş gibi hissediyorum." dedi. Şaşırdım. "Nasıl şüpheli şeyler?" dedim. Sadece yere baktı. Bana fısıldayarak "Bunu ofiste konuşalım şu an dinleniyor olabiliriz." dedi.
Ofise geldiğimizde Mike ilk önce dinlenmediğimizden emin olmak için her yeri kontrol etti. Hiçbir şey yoktu. Tam bir paranoyağa benziyordu.
Bana "Ses dinleme cihazlarını her yere döşemişler, buraya döşememiş olmaları ilginç." dedi. Demek beni buraya geri getirmesi bile onun bir planının parçasıydı. Ama neden beni sadece öldürüp kurtulabilecekken bunu yapıyordu?
"Neden bizimle bu kadar uğraşıyorlar bilmiyorum. Bu kadar şeyi yapabiliyorlarsa bizi çoktan yenmiş olmaları gerekirdi. Sizce niye bu kadar zorluyorlar liderim?" diye sordu bana. Ben de "Aynı şekilde düşünüyorum fakat aklımda bir fikir yok." dedim.
Tam huzurlu bir gün geçireceğimi düşünürken bir de başımıza bunlar çıktı. Ajanlarımdan tüm dinleme cihazlarını bulup yok etmelerini istedim.
Üzerinden 3 saat geçti fakat ajanlarım ortalıkta yoktu. Endişelenmeye başlamıştım. Kesin onlara bir şey yapmışlardı.
Tüm askerlere dikkatli olmalarını rica ettim. Bazıları paniklemişti ve bunu doğal karşılıyorum. Bugünden sonra burası hiç de güvenli bir yer değildi. Red Leader sağ olsun.
Mike ile tüm merkezi dolaşmaya karar verdik. Ne yapacağımı cidden bilmiyordum. Kafam allak bullaktı. Korku oyunundan farksız.
Sonra birden tüm ışıklar söndü. Aşağıdan çığlık sesleri geliyordu. Mike ile beraber hemen alt kata kadar koştuk. Bir süre sonra fark ettim ki.. bunları yapan kişi aslında Red Leader değildi.
(Evet cliffhanger yedirttim size 😎😎)
