Bölüm 12: Ben Mükemmelliğim

168 15 75
                                    

Dipper önce kasaba meydanını koşarak geçti ve ardından ayak izlerini ve kırılmış dal parçalarını takip ederek ağaçların arasından ilerlemeye koyuldu. Başka birinin de ayak seslerini duyuyordu. Önce sakin olan sesler sonradan hızlanmıştı, takip ettiği kişi onu fark etmişti, Dipper daha da hızlandı ve Şelalenin arkasındaki mağaralara kadar koştu. En sonunda vardığında dizlerini büktü, ellerini dizlerinin üstüne koydu ve derin soluklar almaya başladı. Çok yorulmuştu. Artık takip edebileceği bir iz yoktu, mağara duvarlarından yankılanan ayak sesleri vardı. Yeterince dinlendiğinde mağaraların arasına daldı.

Bir koridora döndüğünden uzun koridorun ortalarında ona arkasını dönmüş adamı gördü. "Neden beni buraya getirdin Ford? Amacın ne senin!" 

Ford mağara duvarlarından birinin kırılmış parçaları arasında duruyordu. Yere eğildi ve uzaktan üstündeki bazı lekeleri parlayan bir taşı eline aldı.

"Mabel... O kardeşin değil mi? O da beni takip ederek bu yere kadar gelmişti. Senden daha öfkeliydi. Korkuyordu, hayal kırıklığına uğramıştı ve ağlıyordu, zavallı haldeydi." dedi Ford ve dudağının ucu ile gülümsedi. Sivrileşmiş dişleri ortaya çıkmıştı, şimdi bir canavara daha çok benziyordu.

"Benim kardeşim zavallı değil!" dedi Dipper öfkeyle bağırarak, kızgın sesi mağarada yankılanmıştı. "Söyle, yoksa ona bir şey mi yaptın?"

"Kendin bak." dedi Stanford ve elinde tuttuğu büyük taşı Dipper' a doğru fırlattı. 

Dipper yana çekilerek taşın ona isabet etmesini engelledi. Taşa baktığında uzaktan parlak gördüğü lekelerin kan olduğunu fark etti.

"Mabel' a ne yaptın!" dedi Dipper öfkeyle haykırarak, kan beynine sıçramıştı. "Ona nasıl zarar verebildin? Bunu nasıl yaptın?" 

"Görmek ister misin? Sana da aynısını yapabilirim çocuk." Ford tamamen Dipper' a dönmüştü. "Çünkü ben bana engel olan işe yaramaz veletlerden nefret ederim!"

Dipper onun son gördüğünden çok daha farklı olduğunu fark etti. Sadece başında tacı yoktu, görünümü de değişmişti. Sol gözü sapsarı parıldıyordu, sağ gözü kan kırmızısıydı ve sol gözünden kanlar sızıyordu. Elleri kararmış ve pençeleşmişti, daha güçlü duruyordu. Yerden biraz yukarıda süzülüyordu. Elinde bir baston tutuyordu. Kazağı ve pantolonu yerindeydi ama trençkotu yerine üçgen düğmeli ve arkasında altın bir üçgen işlenmiş bir ceket giyiyordu. Başındaki taç aynıydı. Üstündeki gözleri Dipper'  a bakıyordu.

"Sen amcam değilsin." dedi Dipper ve yerde gördüğü uzun ince bir taşı sopa gibi eline aldı. "Sen sadece Bill' in kuklasısın!" dedi öfkeyle ve Ford' a doğru saldırdı.

Taş sopayı Ford' a savurdu ama Ford  hızlıca arkasına ışınlandı. Dipper tekrar saldırmaya çalıştı ve tekrar kaçtı. Dipper öne saldırır gibi yaptı, Ford arkaya kaçınca taş sopayı geriye doğru fırlattı. Taş sopa Ford' un yüzünde parçalanmıştı. Ford acıyla mağarada yankılanan bir çığlık attı.

Dipper zafer kazanmış gibi gülümsediğinde Ford pençe elleriyle Dipper' ı yeleğinden havaya kaldırdı ve ileriye doğru fırlattı. Dipper' a bir kez daha vurmak için ilerliyorken Dipper mağaranın duvarlarını sarsan acı dolu bir çığlık attı. Düştüğünde sivri bir parça taş sağ gözüne batmış ve gözünü yerinden çıkarmıştı. Yerdeki gözüyle bakışırken acıyla haykırdı Dipper ve aynı anda yaşlar diğer gözünden akmaya başladı, sağ göz boşluğundan kan çıkıyordu. 

Ford yaptığını fark ederek hemen Dipper' a doğru uzandı. Onu tutacakken Dipper yerde sürünerek uzağa çekildi. "BENDEN UZAK DUR SENİ LANET OLSASI CANAVR!"

One Of Us -Gravity Falls Au- BittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin