Artık alarmın sesine dayanamayarak yataktan doğruldum.Telefonuma baktığımda bir anda yataktan fırlamam bir oldu zaten.Bugün okulun son günüydü ve ben yine geç kalmıştım -her zamanki gibi-ama bu sefer baya geç kalmıştım.Lavaboya gidip yüzümü yıkayıp gardrobun önüne geçtim . Üstüme gömlek ve sweatshirt altıma da gri eşofmanımı geçirdim ve son rötuş olarak da kalın zincir kolyemi takıp hafif bir makyaj ve parfüm sıkarak işimi bitirdim.son gün diye kendimizi sıkmaya ne gerek var değil mi ? hızla aşağıya indikten sonra dolaptan atıştırmalık bir şeyler alıp gitmeyi planlarken masanın üstünde kahvaltı ve yanında da bir tane not duruyordu'' bugün son gün diye kıyamadım sana. Saat ona kadar vaktin var ama eğer aramaz isen ben seni ararım. kahvaltını yaptıktan sonra masayı toplamayı unutma'' yazıyordu. Gülümsedim ve kahvaltımı edip hızlıca masayı toplarlayıp lavaboya doğru koşturdum.
Dişlerimi fırçaladıktan sonra saçlarımı da son kez düzeltip saçlarımı arkama attım. çantam ve telefonumu kaptığım gibi çıktım evden. Sokakta yürürken birde annemi aramam gerektiğimi hatırladım ve elimi çantamın ön gözüne attım. Kulaklığımı bulmuştum bulmasına ama karışmıştı.Pfff artık Bluetooth kulaklık alma zamanı geldi sanırım.Yüzümü buruşturup karışık olan kullaklığı o halden kurtarınca telefona taktım. Annemi arayacakken bi anda arkamdan gelen ses döndüm ama arkamda kimse yoktu.Bir an belimde bir el hissettim. İçimdeki ani ürperti hissi ile kafam belimdeki ellerin sahibinin göğüsüne çarptı.anlık refleksle o kişiyi ittiğimde onunla göz göze gelmiştik.'' napıyosun ya?!'' elleri hala belimdeydi ama çırpınsamda bırakmamıştı. Bu durumdan eğlenirmişcesine bir gülümesemeyele''her zaman ki gibi agrasif ve güzelsin.' onu görünce belli belirsiz bir sinir kaplamıştı bendenimi. en sonunda çırpınışıma dayanamayıp ellerini belimden çekti''sana karşıma bi daha çıkma demedim mi? Bu ne yüzsüzlük!'' evet bağırıyodum çünkü kalbim kırılmışdı güvencim sarsılmıştı. o buna rağmen buraya gelmesi ayrıca sinirimi bozmuştu.'' Herşeyi anlattım sana Elçin. Neden hala anlamak istemiyosun?''gözlerime yalvarırcasına baktı. Bakışlarından etkilenmem gerekirken ben gözlerimi devirip yürümeye başladım. Bu sefer işe yaramazdı o bakışlar ''elçin seni seviyorum!''bağırdığı için durdum. Beynimin içinde bir sürü senaryo dönüyordu ki ne düşüneceğim bilemez haldeydim.
Duraksamıştım fakat durmanın nedeni aslında bağırdığı için değil bian içimdeki bir pişmanlık hissindendi.''murat lütfen git geç kaldım zaten.'' diyerek arkama döndüğümde aramızdaki mesafeyi hızlıca kapattı ellerimi tuttu''bize şans ver lütfen? biliyorum keşke o bara gidip içmeseydim keşke telefonumu başkasına araması için vermeseydim de Alya'yı arama-'' dediğinde ellerimi sertçe çektim.'' Keşkeler o günü yaşanmamış kılmıyor Murat .yaşattığın şeylerle ve olmayan yüzünle nasıl gelebililiyorsun ya!?''yüzüme pişmanlıkla baksada aldırış etmeden devam ettim.'' Düşüneceğim ama senin için değil kendim için kalbim için düşüneceğim.Çünkü daha ne kadar şans verip, sonrasında kalbime yenik düşünce sana verdiğim her tavizde kırıldığım için düşüneceğim...'' diyerek oradan hızlıca uzaklaştım.
Ara sokağın birine girip ağlarken hıçkırıklarımın sesi çıkmasın diye ağzımı ellerimle kapattım . Hızlıca toparlanmaya çalışarak gözlerimi silip kulağıma kulaklığı taktım. Bir dakika boyunca annemin numarasına bakıp iç çekmemi bastırmaya çalışarak aradım. Okula varmama çok az kalmıştı.'' kızım okula vardın mı? Dün geç yattın diye kıyamadım uyandırmaya notu aldın değil mi?'' art arda gelen sorularla buruk gülümsemeyle cevap verdim'' evet anne '' derken sesim titremişti bu yüzden telefonu hemen kapatmak istiyodum'' annecim nold-'' daha fazla konuşursam dayanamayıp tekrar ağlayacaktım '' anne okula geldim kapatıyorum'' diyerek yüzüne kapattım.Derince bir iç çekip saate baktım ve hızlıca merdivenlerden çıkıp koşarak sınıfa ulaştım. kapıyı tıklayıp içeri girince herkesin gözü hocadan bana kaydı ve hoca da bana bakıyordu'' Elçin hiç gelmeseydin kızım zahmet oldu sana'' dediğinde utanarak özür dileyip yerime geçtim .
Hoca konu dağılmamasını istercesine kaldığı yerden devam etmeye başladı. sena beni dürttü ''nerde kaldın sana mesaj attım görüldü atıp geçmişsin dün.Bişeyler olmuş belli yüzünden anlaşılıyor elçin.Yoksa ayrıldınız mı mendebur suratlıyla?!''Sena Murat'dan pek haz etmezdi.Ona göre gıcık bir kişiliği ve düşüncesizce davranışları vardı.- Sanırım dediklerinde haklıymış-.söylediklerine sıkılmışcasına bir bakış atınca önüne döndü.''bu dönemde böylece bitti fakat dersler sınavlar tek burda değil yaşamınız boyunca olacak ondan dolayı hiç bir zaman doğru yoldan şaşmayın.herkesin derdi ve mücadelesi kendine zor gelir ama kendinizden başka buna yardımcı olamayacak zamanlar olur. siz bu mücadeleyi zorlukları geçebileceğinizi bilin ve inanın.sevdiklerinizin kıymetini bilin ve kendinize 'ben kendime yeterim.'diyin tamam mı? hayat sizin hayatınız ve şurda bu seneyi saymazsak seneye burada olmayacaksınız. ondan birbirinizle iyi anlaşın güzel anılar biriktirin seneye seçtiğiniz bölümlerde olacaksınız ve ayrılacaksınız.bu dönem düşük olanlar 15 tatilde eksiklerini tamamlasın ve ikinci dönem notlarınızı düzeltin. şimdi karneleri alıp gelicem ''birisi ne zaman gidicez diye sorunca ''sınıftan çıkmayın karneyi verdikten sonra da aşağıda ufak bi program düzenlenicek istiklal marşını okuyup dağılcaz.'' dedikten sonra gitti.
Sena, hoca gidince rahat bi şekilde konuşmaya başladı-tabi o konuşurken sınıf çığrından çıkmaya başladı -''sende bişey var elçin dökül bak size gelirim bütün 15 tatilde başının etini yerim.''gözümü devirerek ona döndüm''köye gidicez bugün 15 tatil boyunca orda kalcaz. sende gel sende sizinkilerden izin alır annem.'' göz devirme sırası ona geçmişti'' ben sen anlat diye dedim yoksa anlatacağın yok. biz hem şehir dışına çıkmayı planlıyoruz. onu bunu boşver muratla noldu alya iki gündür beni arıyo üç gündür okula gelmiyorsun son hafta eğleniriz sınıftakilerle diye düşünmüştüm sen o gece ne alyanın mesajlarına aramalarına ne de muratınkıne cevap verme diyince onlara da ayıp ol-'' cümlesini yarıda kesip sinirli sinirli''onlara ayıp falan olmaz asıl en büyük ayıbı onlar bana yaptı. ben engelmişim onlara,onlar birbirlerini severken heleki Alyanın benim sevdiğim çocuğa yavşayabileceği aklımın ucundan geçmedi.murat da ben olmama rağmen gizlice ona karşılık vermesi üç gün önceki olayları hala hazmedemedim... Hâla canım yanıyor ve artık hayatımda onunla ilgili bir detay dahi istemiyorum. hala onu seviyor muyum bilmiyorum ama öfkem sevgimden fazla geliyor. yaptığı şey aklıma geldikçe sevgim de ona karşı düşüncelerim de azalıyor gibi hissediyorum'' yüzüne masum kedi yavrusu gibi bakarken hoca geldi ve karneleri dağıtmaya başladı. artık okuldan çıkıp gitmek istiyodum. yan sınıfta onun olduğu aklıma gelmesi yetiyodu sinirlenmeme. Aşağıya inerken, karşıma direk bakınca okulun hepsini görebiliyordum. Sena'yı kolundan çekip sıranın arkasına geçtim. Ve müdür konuşmaya başlamıştı. On dakikadır ayakta müdürün güzel konuşmasıyla(!) Oflamaya başladım. Sudeye bakınca o da etrafa salın bizi bakışları ile bakıyordu. ve içimde kötü bir his vardı . sonunda konuşmasını bitirmişti . müzik hocası öne geçip komut vermeye başladı ve istiklal marşını okumaya başladık.ama bi anda nefesim kesilmeye başladı. Gözlerimi kırpıştırdım. Fakat dengemi kaybetmiştim ve gözlerim beni kapkaranlık bir dünyanın kollarına bıraktı...---
İlk kez yazıyorum burasını ben daha önceden yazmıştım. Yazım hatalarım var onları zamanla düzelteceğim. İlk başlar sıkıcı gelebilir ama zamanla hikayeyi oturdukça eminim ki heyecanla okuyacaksınız. Çünkü bende çok heyecanla yazıyorum.Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİN
RomanceAkın'ın son cümlesi kalbime kor düşürmüştü. "Ben senin rüzgarının içinde olmayı istedim ama sen rüzgarında bir toz tanesi bile olmamı istememiştin..." Hayat iki hece tek kelime. Yani iki perde ve tek bir hak. Konusu, cümleleri ve kelimeleri ile bu...