9.Bölüm - Bilet

298 38 3
                                    

"Sende en az onun kadar sinir bozucusun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Sende en az onun kadar sinir bozucusun."

Kaşlarımı kaldırdım. Oyuncu bir tavırla elimi sol yanıma koyup "Çok üzüldüm Efkan. Kalbim çıt..." dedim. Sonra dudaklarıma bir gülümseme yerleştirdim. Benim hakkımda ne düşündüğü umrumda değildi. Düşüncelerini merak etmiyorsam hiç önemsemezdim bile.

Tabağıma yemek için birkaç kahvaltılık koyarken "Sigaran varsa birkaç tane versene." dedim. Bence iyi bile dayanmıştım. Yokluğunu ilk günden hissetsemde benden bu kadardı. Ancak bu kadar dayanabilmiştim.

"Tamam" dedi Efkan tekdüze bir sesle. Bunada arada geliyorlardı. Daha demin bana gülümsüyordu. Pek takmadım. Sorunu neydi bilmiyordum ama bana bunu yansıtmamalıydı. Hoşuma gitmiyordu.

"Derdin ne?"

Kafasını tabağından kaldırıp bana baktı. Gözlerinden hiçbir şey okuyamıyordum. Görmemem için kendini kilitlemişti. Beni tehlikeli buluyordu. Yavaşça gülümsedim. İşte bu hoşuma gitmişti.

"Neden bahsediyorsun?"

"Bana surat yapma. Derdin neyse açık açık söyle."

Yüzüne alaylı bir gülümseme yerleştirdi. Bu surat şeklini de sevmemiştim. Elindeki çatalı masaya sesli bir biçimde bıraktı. Bu bana uyarı niteliğindeydi.

"Bazen karşında kim olduğunu unuttuğunu düşünüyorum."

Beni kendinden üstün görüyordu. Böyle düşünmesine izin verebilirdim bir süreliğine ama şu an onunla laf dalaşına girmek istemiştim.

"Ama sen karşında kim olduğunu hatırlıyorsun değil mi? Neyse konumuz bu değildi. Sen bana derdini anlatıyordun."

Sessiz kaldı. Gözleri yavaş bir biçimde yüzümde geziniyordu. Ne yaptığını anlamıyordum. Sabırla konuşmasını bekledim. Eline çatalını aldı ve kahvaltısına kaldığı yerden devam etti.
Bende konuşmamayı seçtim. Ama içten içe ne düşündüğünü merak ediyordum.

Kahvaltımızı sessiz bir biçimde yaparken parmağımdaki yüzüğün varlığını sıklıkla kontrol ediyordum. O yanılsama ister istemez beni etkilemişti. Son kez yüzüğe bakıp önümdeki tabağın üstüne çatal ve bıçağımı koydum.

"Afiyet olsun."

Göz göze geldik. Kehribar rengi gözleri yüzüne ışık vurduğu için daha parlak duruyordu. Parmağımdaki yüzüğe baktıktan sonra "Sigarayı Devrim 'den al." dedi. Gülümsedim. Bilerek Devrim ' den almamı istiyordu. Canını sıktığım için bunu yapıyordu.

"Bence biraz gevşemelisin. Her zaman tetikte bekliyorsun."

Ayağa kalkıp yemek odasından çıkıp alt kattaki lavaboya girip ellerimi yıkarken aynadan kendime baktım. Saçımın dibi gelmişti. Kahverengi saçlarım yavaştan kendini göstermeye başlamıştı. Burda saçımı boyayamazdım. Daha ne kadar burada kalacaktım? Gerçekten sıkılmaya başlamıştım.

Ellerimi havluda kuruladıktan sonra üst kata çıktım. Devrim büyük ihtimalle kendi odasındaydı. Adımlarımı onun odasına yöneltirken karnıma ufak ufak ağrılar girmeye başladı. Elimi karnıma koyup ovaladım. Odanın önüne geldiğimde kapıyı tıklattım.

"Girme."

Kapının kolunu çevirip içeri geçtiğimde Devrim 'in sinirli bakışlarının kurbanı oldum. Camın önündeki koltukta oturmuş sigara içiyordu. Bayağıdan beri içtiği belliydi. Cam açık olduğu halde odada yoğun bir sigara kokusu vardı. Ayrıca koltuğun yanındaki siyah sehpanın üstünde duran küllüğün doluluğundanda anlaşılıyordu.

"Seninle uğraşamayacağım Bera. Çık odadan."

Yüzünü buruşturdu. Boşta kalan eliyle şakağını ovuşturdu. Başı ağrıyordu. Hem dışardan gelen serin havaya maruz kalıyordu hem de sigara içerek baş ağrısını tetikliyordu.

"Efkan senden sigara almamı söyledi."

Sehpanın üstündeki paketlerden birini alıp bana doğru attı. Paketi havada yakaldım. İçini açıp baktığımda çakmağında olduğunu gördüm. Bu iyiydi. Bir de çakmak aramak zorunda kalmayacaktım.

Odadan çıkmadan önce derin bir nefes alıp verdim. "Başının daha fazla ağrımasını istemiyordan camın önünden çekil ve sigarayı bırak." Normalde bu durumu umrumda olmazdı. Kahvaltıdan önceki atışmamızda onu bayağı sinirlendirmiş olmalıydım ki başı ağrıyordu.

Odadan çıkıp sessiz koridora giriş yaptım. Evde sanki hiç kimse yokmuş gibiydi. Her yer sessizdi. Bu sessizlik onları delirtmiyor muydu?

Birden soğuk bir rüzgâr bedenime çarpıp etrafından geçti. Ürperdim. Koridorda herhangi bir cam yoktu. Bu rüzgar nereden geliyordu?

Adımlarımı rüzgarın geldiği yere yönelttim. Uzun koridordan sola döndüğümde açık olan balkonu gördüm. Burada balkon olduğunu unutmuştum. Tekrar güçlü bir rüzgâr esti ve süs olarak duran vazonun yere düşüp parçalanmasına sebep oldu. Vazonun kırılma sesi koridorda yankılanmış olmalıydı.

Hemen açık olan balkon kapısını kapattım. Arkamı dönüp geri vazoya baktım. Değerli bir şeye benziyordu. Gözüme takılan şeyle kaşlarım çatıldı. Kırık parçaların arasında kırmızı bir ışık vardı. Eğilip o ışığın ait olduğu seyi elime aldığımda bir dinleme cihazı olduğunu gördüm. Kimsenin doğru düzgün girmediği bir koridorda neden dinleme cihazı konulsun ki?

Başımı kaldırdığımda Efkan 'ı gördüm. Elimdeki dinleme cihazına bakıyordu. Sessiz olmamı işaret etti. Ayağa kalkıp dinleme cihazını ona verdim. Hızlı hareketlerle Devrim 'in odasına yöneldi.
Bende onu takip ettim.

Devrim 'in odasına girdiğimizde gözleri bize döndü. Hâlâ camın önünde oturuyordu ama sigara içmiyordu. Tam ağzını açıp konuşacakken Efkan onu susturdu. Elindeki cihazı ona verdiğinde Devrim kaşlarını çattı.

Karşısındaki koltuğa oturup sigaramı yaktım. Ciğerlerim zehirli dumanla özlem giderirken ikisini izlemeye başladım.

Devrim gözlerini üzerime diktiğinde göz devirdim. Ne zaman başınıza bir şey gelse benden şüphelenin, evet. Gece üstünüz mü açıldı? Ben çektim.

Sigaramın ucundaki külleri küllüğe atarken Efkan başını iki yana sallamıştı. Devrim 'in elindeki cihazı alıp yatağın üstündeki yastığın altına koydu.

"Evde bir ajan var." dedi Devrim sesini olabildiğince kısık tutmaya çalışarak. Parmağını şakağına koyup ovmaya başladı. Bakışlarımı yere sabitlerken aklıma gelen şeyler yüzünden gülümsememek için kendimi tuttum.

Efkan 'ı aramak için telefonunu kullandığım korumanın ajan olabilme ihtimali yüksekti. Bunu onlara söylemeyecektim. Buradan çıkış biletimi bulmuştum.

~~~

Kısa bir bölüm oldu ama burada kesmezsem başka nerde keseceğimi bilmiyorum.

Dilek ve şikayet yeri ~>

Kendinize iyi bakın he <3

Bera °B×B°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin