İnsana Güven Göstermenin Yararı

44 1 0
                                    

Adamın biri evimi ve beni bir pusuya düşürmeyi kurmuş. Kurnazlığı kapıma önce yalnız gelip içeriye girmekte biraz telaş göstermek oldu. Kendisini adından tanıdım; komşum ve az çok da benden yana olduğu için ona güvensizlik gösteremezdim. Herkes gibi ona da kapımı açtırdım. Bir de baktım adam korkular içinde, atı soluk soluğa, bitik bir halde. Şu masalı anlattı bana: Bizden yarım fersah ötede, benim de tanıdığım, kavgalı olduklarını bildiğim bir düşmanıyla karşılaşmış; düşmanı dolu dizgin ardına düşmüş; gafil avlandığı ve yanında az adamı olduğu için can havliyle benim kapıya dar atmış kendini; adamlarını çok merak ediyormuş; ya ölmüş ya da yakalamışlarmış. Ben saflıkla onu avutmak, güvenlendirek ve ferahlatmak için elimden geleni yaptım. Az sonra, askerlerinden dördü beşi aynı surat ve aynı telaşla içeri girmek istediler; ardından başkaları, daha başkaları sökün etti; yirmi beş otuz kadar oldular; hepsi tepeden tırnağa silahlı ve hepsi düşmanlarından kaçma numarası yapmakta idiler. Bu kadarı bende kuşku uyandırmaya başladı. Ne zamanlarda yaşadığımızı, benim evim ene kadar göz dikildiğini biliyordum ve tanıdıklarım arasında böyle baskınlara uğramış olanlar vardı. Ne var ki, başladığım nezaketi sonuna götürmemekte bir kazancım olmayacağı ve caymakla bütün ipleri koparmış olacağımı düşünerek, her zamanki gibi, işi oluruna, en doğal ve basit yoluna bırakıp hepsine kapımı açtırdım. Doğrusu, ben aslında yaratılıştan güvensizliğe ve kuşkulara düşmeyen bir insanımdır.

Bana kötülük edenleri dinlemeye, hoşgörmeye çalışırım. Ejderhalara ve mucizelere nasıl inanmıyorsam, çok büyük tanıklar olmadıkça insanlarda doğa dışı korkunç canavarlıklar olacağına inanmam. Ayrıca ben kadere seve seve boyun eğebilir, kendimi onun kollarına bırakabilirim. Böyle oluşumdan da bugüne dek zarardan çok yarar gördüm. Kader hep benden daha akıllı davranıp benim çıkarımı benden daha iyi sağladı. Yaşamımda başarılmış zor, ya da belki akıllıca denebilecek birkaç eylem vardır. Bilin ki bunlarda benim payım üçte bir, kaderin payıysa en az üçte ikidir. Bence başarısızlıklarımız kadere yeterince güvenmemekten ve elimizde olmayan bir gücü kendi davranışımıza bağlamaktan geliyor.

Dilediklerimize varamayışımız çok kez bundan ötürüdür. Kader insan aklına, onun zararına olmak üzere verdiğimiz hakları kıskanıyor ve biz ne kadar artırırsak o da o kadar azaltıyor bu hakları...

Uzatmayalım, o adamlar at üstünde evimin avlusunda beklediler. Şefleri benimle içeri girmiş, adamlarından haber alır almaz gideceğini söyleyerek atının ahıra götürülmesini istememişti. Giriştiği işi artık avucuna almış durumdaydı; geri kalanı eyleme geçivermesiydi yalnız. Sonradan çok kez anlatmışlar bana; çünkü bu yaptığını anlatmaktan sakınmıyordu hiç. Yüzüm, davranışım, açık yürekliliğim kalleşliği söküp atmış içinden. Adamları vereceği işaret için hep gözlerine bakıp dururken o birden atına bindi ve onlar bu kazançlı durumunu nasıl tam sonunda bırakmasına şaşadursunlar, çekti gitti. (Kitap 3, bölüm 12)

DenemelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin