Dünyadaki birçok kötülükler, daha cüretle söyleyelim, dünyanın bütün kötülükleri, bizi bilgisizliğimizi açığa vurmaktan kaçınmaya, reddemediğimiz şeyi kabul etmeye alıştırmalarından geliyor. Her şeyden bilgiçce ve kesinlikle söz ediyoruz. Roma'da bir adet varmış: Bir tanığın gözleriyle gördüğünü söylediği ve bir yargıcın en kesin bilgiyle ortaya koyduğu şeyden bile, bana öyle geliyor ki, diye söz edilirmiş. Olabilecek şeyleri bana hiç şaşmazmış gibi yutturmaya kalktıkları zaman o şeylere karşı nefret uyandırıyorlar bende. Önerilerimizin, küstahlığını yumuşatan şu sözleri severim ben: Olabilir ki, kimi yerde, kimisi, derler ki, sanırım benzeri sözleri. Çocukları eğitecek olsam, kestirip atarca değil şöyle sorarca karşılık vermeye alıştırırdım onları: Ne demek bu? Bundan anlamam, olabilir, doğru mu? On yaşında bilginler gibi konuşacaklarına altmış yaşında öğrenci gibi kalsınlar. Bilgisizlikten kurtulmak isteyenin onu açığa vurması gerekir. İris, Thaumantis'in (aydınlık şaşkınlığın) kızıdır. Şaşma bütün filozofinin temeli, soruşturma gelişmesi, bilgisizlik son aşamasıdır. Bilgisizliğin öylesi vardır ki yücelik ve cömertlikten yana bilimden aşağı kalmaz; o bilgisizliği kavramak için de bilimi kavramak için gerektiği kadar bilim ister. (Kitap 3, bölüm 2)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denemeler
NonfiksiBu kitapta sizlere tadına doyamayacağınız bir hoş sohbet bekliyor. Montaigne'in su gibi akan satırlarında "yaşamak ve çalışmak, ruh ve beden, dostluk, ün mutluluk, hüzün, korku, gülmek ve ağlamak, cinsellik, kendine acındırmak, yaşamak sanatı, bigi...