Heyecan ve stres-3

82 17 26
                                    

Yoongi bir gariplik olduğunu sezdi bu ikili arasında, birbirlerini tanıyorlardı bu belliydi ama pek mutlu olmuşa benzemiyordu ikilinin bakışları. Hoseok Yoongi'ye baktı hemen;

"Gitsem iyi olacak."

"Ama-"

Yoongi daha sözünü bitiremeden Hoseok odadan fırlamıştı bile. Yoongi ise şaşkın yüzle yüzüne bakakaldı. Sonra gözlerini yeni gelen çocuğa döndürdü. 

"Merhaba ben Yoongi."

"Merhaba, ben de WooGyu... Az önce öğrendin zaten."

Yoongi evet anlamında mırıltılar çıkardı. Aslında bir şeyler sormak istiyordu ama daha yeni gelen çocuğa sorular sorarak sıkıştırmak ve kötü görünmek istemedi. 'Hoseok'a sorarım' diye düşündü ve hafifçe gülümsedi. WooGyu'da ona bakıp gülümsedi ve bavullarını kenara bırakıp diğer bavullarını almak için aşağı indi. Yoongi terliklerini değiştirmek için kapıya yaklaştığında Hoseok'un onun terlikleri ile fırlayıp gittiğini ve ayakkabılarını burada unuttuğunu fark etti. Hoseok'un ayakkabılarını eline alıp kendi ayakkabılarını giydi ve odadan çıkıp Hoseok'un odasına gitti. Kapıyı tıklattı ve yavaşça kapıyı açtı, önce içerisi müsait mi diye kontrol etti. Hoseok'un oda arkadaşına hafifçe gülümsedi ve Hoseok'un yatağına baktı;

"Hoseok burada değil."

Diyerek Yoongi'yi bilgilendirdi. Yoongi teşekkür ederek odadan cıktı. Terliklerle nereye gitmiş olabilirdi? Yemekhaneye falan gittiğini düşündü. Alt kata indi ve yemekhaneye göz gezdirip onu aradı. Burada da olmadığını fark edince arkasını dönüp çıkışa yönelecekti ki zemin katta Hoseok ve yeni çocuğun -Woogyu- konuştuklarını gördü. Sessiz konuştukları için ne dediklerini anlamıyordu. Kaşlarını çattı ve biraz yaklaştı. Hoseok'u her zaman gülen yüzlü veya şapşal bakışları ile görmüştü ama ilk defa farklı bakıyordu. Ciddi ve kızgın arası bir bakışmaydı bu. Bir şeyleri tartışıyor gibiydiler. Yoongi ne konuştuklarını çok merak etti ve yaklaştı- yaklaştı... Hiçbir şey duymuyordu. Attığı son adımda ayağı bir kedini kuyruğuna değince kedi acı ile miyavlayıp Yoongi'ye saldırdı ve kolunu çizip kaçtı. Hoseok hemen sesin geldiği yöne koştu. Etrafa baktı ama kimseyi görememişti. Yoongi hemen bir odaya girmiş ve saklanmıştı. Neden saklandığını kendisi de bilmiyordu, ama sadece yakalanmak istemiyordu. Odada iki çift gözün onu izlediğini hissetti. Kafasını çevirip ona bakanlara baktı ve aklına gelen ilk şeyi söyledi;

"DaHyun burda mı?"

"Burada öyle biri yok" 

Dedi yatakta uzanıp telefonu ile uğraşan çocuk. Yoongi hafifçe eğildi ve özür dileyip çıktı odadan. Hemen merdivenleri 2şer 2şer atlayıp odasına girdi. Eline baktığında hala Hoseook'un ayakkabılarını sıkı sıkı tuttuğunu fark etti. Ayakkabıları ayakkabılıkta ki kendi alanına koydu ve çalışma masasına geçti. Kedi kolunu çizmiş ve kanatmıştı.

"Ah o kedi olmasaydı duyabilirdim... Kim acaba o? eski sevgilisi falan mı? Ama o bir erkek, aslında bu artık normal bir şey. Ah kolum... Kedinin yurdun içinde ne işi varsa artık."

Kendi kendine konulurken bir peçete ile azcık akmış olan kanı sildi. Dezenfektanlayıp yara bandı yapıştırdı. Ayaklanıp yatağına doğru gittiğinde kapı açıldı ve yeni oda arkadaşı gülümseyerek odaya girdi.  

WooGyu eşyalarını dizerken sohbet etmeye  başladılar.

"Hangi bölümdesin Yoongi?"

"Veterinerlik."

"Vay havalı."

"Sen?"

"Hukuk."

"Seninki de havalıymış."

PİYANİST || sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin