🍂12🍂

138 22 45
                                    

Ömer yanıma gelip oturduğunda hâlâ boş boş kapıya bakıyordum.

"Nurhayat iyi misin?"

Bakışlarımı hızlıca kapıdan çekip Ömer' e döndüm. "Şu senden önce giren çocuğu tanıyor musun?"

Kaşlarını çattı önce."Çocuğun yüzünü bile görmedim, nereden tanıyayım Nurhayat?" Bakışlarını üzerimden çekmeden "Sen iyi olduğuna emin misin?"

Usulca kafamı salladım. "İyiyim yok bir şey."

"Nurhayat bu aralar bir şeyler saklar oldun iyice."

"Sen nereden geliyordun?" diye bir başka soru yönelttim.

"Nurhayat," dedi derin nefes alarak. "Hani bizimkilerle buluşmaya gidecektik ya?"

Kendine gel Nurhayat! Ömer değil işte! Ne diye saçmalıyorsun?

"Pardon, bir an şey oldu..."

"Beni neden beklemedin?"

Verebilecek bir cevabım yoktu ne yazık ki. "Unuttum sanırım."

"Nurhayat gerçekten iyi değilsin sen. Biri canını sıkacak bir şey mi yaptı?"

Hızlıca 'hayır' anlamında başımı salladım. "Hayır hayır, kimse bir şey yapmadı."

"Sen bir şeyler saklamaya devam et Nurhayat."

"Bir şey saklamı..." Tek kaşını kaldırarak "Yalan söylenmeye de başlanılmış." dedi.

Bir yanım anlat gitsin diyordu, diğer yanım ise anlatma diye haykırıyordu sanki.

Ama anlatma diyen yanımı bu sefer duymadım. En sevdiğim kişinin kalbini kırmak istemiyordum çünkü. Bu zamana kadar hep beni düşünmüştü.

"Tamam anlatacağım."

Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu. "Bende ne zaman başlayacak anlatmaya diyordum. Anlat bakalım, seni dinliyorum."

Yol boyunca ona her şeyi anlattım. İlk başta tepki vermemişti. Ama sonra önde oturan o çocuğa bakıp "Gidip bakayım mı? Amacı tam olarak neymiş öğreneyim?"

"Hayır," dedim bir an. Sanırım şuan kendimi hiç hazır hissetmiyordum. Ama gel bin derken iyidi Nurhayat.

Ömer ayağa kalkacağı sıra, kalın bir ses "Müsait bir yerde inebilir miyim?" diye sordu. Adam hemen bir yerde durunca çocuk ayaklandı. Ömer hızlıca ayağa kalktı. Önden bir kaç kişide ayağa kalkınca Ömer ilerleyemedi.

"Tam da vaktiydi!" diye söylendi.

Kolundan tutup çektim onu oturduğu yere. "Boşver gel otur."

"Bundan sonra bana yalan söylemeyeceksin, bu bir. Kötü bir şey olduğunda anında bana anlatacaksın, bu iki. Eğer ki çocuk seni rahatsız ederse anında söyleyeceksin bu da üç. Anlaşılmayan bir şey var mı?"

Gülerek "Yok," dedim. Saçlarıma öpücük bırakıp arkasına yaslandı.

İyi ki varsın Ömer.

🍂

Buluşacağımız kafeye girdiğimizde Koray ve Melike gülerek konuşuyorlardı. Büyük adımlarla yanlarına ilerledik.

"Selam," diyerek Melike' nin yanında sandalyeyi çekerek oturdum.

"Ooo hoşgeldiniz." dedi Koray.

Ömer hemen yanıma oturup cevap verdi. "Hoşbulduk. Hangi diğerleri daha gelmedi mi?"

"Gelirler şimdi, yoldaydılar." diye cevapladı Melike.

"Hayret, Aynur ilk gelirdi normalde." dedim.

Gülerek "Otobüsü kaçırmış," dedi. Koray "Bu da bir ilk tabiki." diyerek tamamladı Melike' nin cümlesini.

Yaklaşık on dakika sonra diğerleri de gelince ortamı kahkaha sesleri doldurdu. Çok şükür ki burası tanıdık bir mekan yoksa bizi anında kapıya atabilirlerdi...

Koray yüzünde ki nefretle pazar anılarını anlatırken Ömer ayaklandı. "Ben hesabı ödeyeyim,"

Kenan' da onunla beraber kalktı. "Ya bölüşeceğiz ya da ben ödeyeceğim. Her seferinde sen ödüyorsun. Tamam anlıyoruz babanın şirketi var ama... "

"Kenan boş konuşma Allah aşkına." dedi yüzünü buruşturarak. "Hem ne alakası var?"

"Hesap kavgası an itibari ile başlamış bulunmakta." dedim kıkırdayarak.

Ömer bana ters bir bakış atınca elimde ağzıma hayali bir fermuar çektim. "Sustum."

Onlar tartışmaya devam ederken en sonunda dayanamayıp ayağa kalktım. "Ne dert ettiniz ya, tamam ben ödüyorum."

Ömer ikinci ters bakışını atarken "Burada erkekler varken bir kadına hesap ödetmem Nurhayat! Hâlâ öğrenemedin mi?" diye sordu.

Öğrenmiştim.

Hemde baya kötü bir şekilde...

Hesabı ödemek için kalktığımda Ömer tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Nereye?"

Her şeyden habersiz "Hesabı ödemeye." dedim.

"Otur yerine Nurhayat."

Onu dinlememiştim, sürekli hesapları onun ödemesine gönlüm razı gelmemişti artık.

Kasaya geldiğimde kolumda bir baskı hissettim. Arkamı döndüğümde daha önce şahit olmadığım bakışlarla karşılaştım.

Bakışlarının altında yatan gizemi çözememiştim.

"İlk ve son söyleyişim olsun; benimle beraberken o cüzdan ortaya çıkmayacak."

Belki kimileriniz bu durumdan hoşlanmayabilirdiniz lakin öyle yetiştirilmişti, yetiştirilmiştik.

O masada erkek varsa kadının eli cebine gidemezdi.

Bu, kadına saygıydı bizde.

Kadın da ödeyebilirdi tabiki ama bu bizde ayıptı.

En sonunda beraber ödeme kararı alıp masadan uzaklaşmışlardı. Tam Melike' ye bir şey soracaktım ki masada ki telefonumun bildirim sesi buna izin vermedi.

Kilidi açıp üstten baktım.

Boş İnsan: Ne zaman iki satır yazmaya kalksam,

Boş İnsan: Hep sana, hep seni, hep bizi yazıyorum.

🍂


 
HAYIRLI AKŞAMLARR ❤😍
NASILSINIZ?

BÖLÜMÜ BEĞENDİNİZ Mİİ? 🙈❤

SİZDE DE VAR MI BU TARZ ADETLER?

KENDİNİZE İYİ BAKIN!

MUAH :*




Bir Yer Bulalım | TextıngHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin