CONTACT 5
KİM DAN Bİ
"Bugün için bir planın var mı?"
Telefonumu ve çantamı alırken, Jongin'in sorusu üzerine ona dönmüştüm. Birkaç saniye düşündükten sonra her zaman ki gibi herhangi bir işimin olmadığını hatırladım. Gerçekten neden programı bu kadar boş birisiydim ki? Hayatım ev ve okul arasında geçip gitmişti, resmen. Kendi kendime gülerken, Jongin'in tuhaf bakışlarını üzerimde hissettim ve ona bir cevap vermem gerektiğini hatırladım.
"Hayır, neden?"
Açıkçası Jongin'in aklında nasıl bir plan vardı bilmiyordum ama eğer kafama uymayan bir şeyse eve gidip asosyallikten ölmeyi tercih edecektim. En azından son dakikalarımı Jongin'in tuhaf maceralarıyla harcamamış oluşumun mutluluğunu yaşayabilirdim. Jimin-shi bu saatte büyük ihtimalle evde olmazdı ki geldiği gibi hemen odasına kapandığı için benim evde olup olmamamın farkına varacağını sanmıyordum. Jungkook'ta çalışıyordu ve sanırım tamamen tek başınaydım. Bir kez daha düşündüm de, Jongin'in teklifi o kadar da kötü olamazdı. Beklentiyle bakışlarımı ona çevirdiğimde hızlıca aklında ki planı bana açıkladı.
"Birkaç arkadaşım sahile inip biraz vakit geçireceklerini söylediler ve beni de davet ettiler. Bende tabiii ki Dan Bi gelmezse, ben de gelmem dedim."
Dediğinde, güldüm ve kalçamı sıraya dayayarak bakışlarımı ona çevirdim. Bu çocuk gerçekten bir değişikti. "Hmm" ladım ve kollarımı göğsümde birleştirerek ciddi bir tavırla sordum.
"Peki onlar ne dediler?"
Bir saniye sorduğum soruyu düşündü ve yüzü tuhaf bir ifadeye bürünürken, söyledi.
" 'O kim be?' dediler."
Söylediğine gülerken, o da konuşmasının saçmalığını anlayarak gülmeye başlamıştı. Gerçekten arkadaşlarıyla böyle bir konuşma yapmış mıydı, bilmiyordum ama bazen şu yakışıklı yüzü alırken, içine beyni koymayı unuttuğunu düşünmüyor değildim. Onu kafamla onayladım ve o fikrini onayladığımı anladığında, elini zafer kazanmışçasına havaya kaldırdı ve "Bultaorune!" diye bağırdı. Sınıftan hâlâ çıkmamış birkaç kişi ona tuhafça bakarken, tekrar güldüm ve sınıfın kapısına ilerlerken sordum.
"Agust D dinliyor musun, sen?"
Jongin çantasını alıp, hızlı adımlarla bana yetişti ve fakültenin koridorunda yürümeye başladık. Üniversitedeki tek arkadaşımın Jongin olması tam şu anda gözüme çok tuhaf görünmüştü, ne kadar asosyal bir insandım böyle? Ah, ama yine de çok önemli değildi. Sonuçta Kim Jongin edineceğim birkaç arkadaştan çok daha iyiydi. Onun heyecanlı kişiliği ve etkileyici yüzü... Arkadaşım olduğu için oldukça memnunum.
"Evet. Agust D'yi kim dinlemez ki? Adam efsane. A to the G to the U to the ST D!"
Koridorda yanımızda geçen birkaç kişi onun bu fanboy hallerine gülerken, ben de gülümsedim. Agust D'yi ben de severdim. Müzikleri ve özellikle yazdığı şarkı sözleri her zaman çok samimi gelirdi ama sanırım Jongin kadar sıkı bir hayran değildim. Açıkçası o kadar fazla notlarımla ilgilenmiştim ki KPOP sektörünü baya bir kaçırmıştım. Eh, bununla ilgili de çok bir sorunum yoktu. Jongin sayesinde önemli gelişmeleri öğreniyordum sonuçta.
"Sevdiğim sanatçıları boş verelim de, sana ayarlamayı düşündüğüm yakışıklı arkadaşımdan bahsedelim. Ev arkadaşın aseksüel olduğu için üzülmene gerek kalmadı, Dan Bi-ah. Sana çok daha iyisini buldum."
Bakışlarımı yavaşça ona çevirdim ve yumruğumu kaldırarak iyice görebilmesi için yüzüne kadar yaklaştırdım ve tehditkar bir tonda söyledim.
![](https://img.wattpad.com/cover/238885708-288-k518002.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CONTACT | BTS
FanfictionMin Yoongi , Agust D isminin ardına gizlenen uluslararası bir rap sanatçısıydı. Bütün bunların ötesinde pişman olduğu bir geçmişi, kabullenemediği bir kimliği vardı. Yıllar sonra hayatına dahil olan biri, onu geçmişiyle ve kendisiyle tekrar tanıştı...