1.

10 3 1
                                    

MODEL: Sarı kurdeleler 🎶 🎶

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Daha hızlı, hadi daha hızlı. Yapabilirsin. Geç kalma hadi yapabilirsin bunu.

Silah sesi.

Silah sesini duydum adımlarım durdu. Koşmayı bıraktım. İçimde ki acıyı susturmak için güçlü bir çığlık attım.

Nefes nefese yataktan kalktım. Derin nefesler alarak kendimi sakinleştirmeye çalışırken saate baktım daha 6.30'du biraz sakinleştikten sonra kendime gelebilmek için kendimi duşa attım.

Duş aldıktan sonra kendime gelebilmiştim. Canım birsey istemediği için kahvaltı yapmadan dışarı çıktım. Gelen mesajlara bakmak için telefonu elime aldığım da Ateş'ten mesaj geldiğini gördüm. Diğerlerine göz gezdirdiğimde gereksiz şeyler olduğunu görüp Ateş'in mesajına tıkladım. Asel mekana gel yazmıştı kısaca görev vereceği zamanlar böyle kısa mesajlar atardı. Montumun cebine baktığımda arabanın anahtarını hissedip gülümsedim. Bir şarkı mırıldanarak yavaş adımlarla arabaya ilerledim.

Mekana yani kafeye geldiğimde arabadan silahımı alıp içeri giridim. Ahmet amcaya gülümseyip direk arka odalardan ikincisine girdim. Ahşap kapıyı açtığımda içeriye göz gezdirdim. Ateş dışında iki kız ve üç erkek vardı. Koltuklara göz gezdirdiğimde tekli koltuğun boş olduğunu gördüm oraya gidip rahatça oturdum. Ben bunları yaparken onlar beni izliyorlardı.

Yüzme ifadesizlik maskemi geçirip onları incelemeye başladım. Onlar hakkında pek bir bilgi bimiyordum ama bir kaç kere gördüğümden dolayı isimlerini biliyordum.Sağ tarafımda ki üçlü koltukta kahve rengi saçlara ve gözlere sahip olan Mutlu, siyah saçlara ve açık kahve gözlere sahip Duru, siyah saçlara ve mavi gözlere sahip Alaz oturuyordu. Sol tarafımda ki ikili koltukta ise kumral saçlı ve ela gözlü nazlı yanında da kahve saçlı ve neredeyse siyah diyebileceğim kahveleri olan açelya oturuyordu. Tam karşımda Karamel rengi saçları ve ela gözleriyle ateş oturuyordu.Ben onları incelerken onlarda beni inceliyordu.

Ateş dikkat çekmek için hafifçe öksürüp konuşmaya başladı. "Asel de geldiğine göre konuya gelelim." Dedi sağ tarafta oturan mavi gözlü erkeğe bakarken. Ondan ela gözlerini çekerek gözlerimin içine bakarak tekrar konuşmaya başladı. "Öncelikle bu görevde birlikte çalışmalısınız." Duyduklarımdan sonra ciddi mi diye gözlerimi kısarak gözlerine baktım gayet ciddi duruyordu ve itiraz istemiyormuş gibi bakıyordu.

Alayla gülümsedim ve yeşillerimi elalarına diktim. "Peki bundan neden benim haberim yok." Dedikten hemen sonra. Alaz "size tek çalıştığımızı ve yabancı kimseyi istemediğimizi özellikle belirttiğimizi sanıyordum." Yabancı derken bana yandan bir bakış atmıştı. Onu umursamayarak Ateşe diktim gözlerimi cevap beklecesine.

"İki tarafın da birbirlerini istemediğin biliyorum ancak bu görevi sizden başkasına veremem. Belki sadece siz bu göreve yetebilirdiniz ama Asel'in de katılmak isteyeceğini düşündüm. Hem arkadaş olursunuz belki."dediğinde ona boş gözlerle baktım. Bunu istemediğimi biliyordu kendince şaka yapıyordu ama yüz tipi şaka yaparmış gibi olmadığı için genelde yanlış anlıyorlardı. Sağtarafımda oturan Açelya bana sinirle baktığında yanlış anladığını anladım ama umurumda değildi nasıl olsa bu göreve katılmayacaktım.

"Bu göreve katılmak istemiyorum."diyerek yağa kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açıp dışarı çıkacakken Ateş bilerek biraz daha yüksek sesli konuşarak görevi anlatmaya başladı. "Bu görevi yetimhanede ki çocukları kurtarmak için yapacağız." Dediğinde duraksadım ama o anlatmaya devam etti. "Bu yetimhane ye ortak aranıyor ve birkaç şirket çoktan baş vurmuş durumda. Ama bu normal şirket değil şirket arkasına saklanarak organ mafyacılığı ve uyuşturucu işleri yapıyorlar. Bu yetimhanede ki çocuklara bu işleri yaptıracaklar. Güçlü olan çocuklara uyuşturucu zayıf ve kırılgan olanların da organlarını satıyorlar. Beğendikleri kız çocuklarını ise" duraksadı Derin bir nefes aldı "başkalarına satıyorlar." Dediğinde kanım çekildi. Bir an başım döndü kapı kolunu sıkıca tutup sertçe kapattım. Geri dönüp koltuğa oturdum. Bakışlarımı karşımda ki duvara diktim derin bir nefes alarak ifadesizlik maskemi tekrar yüzüme yerleştirdim.

Mutlu sinirle soluyarak küfürler saydırıyordu. "Diğer bütün bilgiler masadaki dosyalarda var. Fazla bir zamanımız yok ve harekete geçmemiz lazım benim birkaç işim var ben onları hallederken siz tanışırsınız geri geldiğimde bir plan kurup uygulamaya başlarız." Ateş konuşmasını bitirip herkesin yüzüne cevap vermesi için bakarken kimseden ses çıkmıyordu. Gözlerini devirip "Anlaştık o zaman " diyerek odadan çıktı. Diğerlerine baktığımda boş gözlerle bana bakıyorlardı bende onlara öyle karşılık verirken bu aramızdaki sessizliği kimin böleceğini merak ediyordum doğrusu.

Kimseden ses çıkmazken sessizliği bozan ses Açelya'nındı "Neden bizimle göreve gitmek istiyorsun?" sesini sert tutarak konuşuyordu. Bakışlarımı ona çevirdiğim de sanki beni ezmek istiyormuş gibi bakıyordu. "Bunu istediğimi de nerden çıkardın?" Dediğinmde bana üstten bir bakış atıp "Az önce ben göreve katılmayacağım deyip giderken bir anda geri döndün." İğneleyici bir sesle konuşuyordu ve ben bundan hiç hoşlanmamıştım. "Evet doğru katılmayacaktım ama o işin içinde çocukların olacağını bilmeden önceydi." Açelya alayla gülüp "hadi ama amacının bu olmadığını biliyorum." Diyerek dirseklerini dizlerine dayayarak bana doğru edildiğinde çatık kaşlarla onu izliyordum. "Söyle bakalım kardeşlerimin hangisine abayı yaktın." Kaşlarım istemsizce daha da çatılırken cevap vermek için ağzımı açtığımda alayla gülerek beni durdurdu. "Veya bizi batırmak için kardeşlerimin hangisini yatağa atmaya çalışacaksın." Kanımın kaynadığını ve hafif hafif ellerimin titrediğini hissettim bu da ne demekti bu bana ne demeye çalışıyordu. Alaz uyarıcı bir sesle "Açelya" dediğinde. Ben çoktan ayağa kalkmıştım. O daha ne olduğunu anlamadan elimle sertçe çenesini kavrayıp kafasını biraz arkaya yatırdım. Birşey söylemek için ağzımı açacağım sırada biri kolumdan sertçe tutarak arkaya çekti. Bir kaç adım geriye attığımda Mutlu'nun çatık kaşlarıyla karşılaştım. Açelya ayağa kalkıp üzerime doğru adımlayarak sinirle konuşuyordu "ne yapıyorsun lan sen" tekrar onun üzerine doğru yürüyeceğim sırada bu sefer kolumu Alaz tuttu bakışlarımı onun keskin maviliklerine dikip kolumu ondan kurtardım. Hızla açelyaya doğru ilerlerken Mutu "haddini aşma" diyerek kolumu tuttu ne demek haddini aşma burada haddini aşan sadece Açelya'ydı sinirle kolunu ters çevirdim sırtına yapıştırıp ittim. Tekrar Açelya'ya döndüm hızla iterek duvara çarpmasını sağladığım da yüzünü buruşturdu. Elim çenesine doğru giderken kafasıni kaçırıp karnıma dirsek attığında inleyerek geriye doğru bir adım attım. Karnımın acısını umursamadan kolunu tutup ters çevirerek çelme taktığımda yüz üstü yere düştü. Diğer kolunu da tutup sırtına sabitleyerek diz çöktüm. Mutlu öfkeli sesiyle "ne yapıyorsun sen?" Dediğinde Alaz bize doğru haraketlenmişti. Belimdeki silahı onlara doğrulttuğumda adım atmayı kesip kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı. Yüzümü inceledikten sonra bir adım daha atacağı zaman tetiği çektim "yapamam sanma." Dediğimde durdu bakışlarımı ondan Açelya'ya çevirdiğim de sinirle soluyordu. Kulağına eğilerek "hakkımda birşey bilmediğin halde iğrenç yorumlar yaparak benim canımı sıkmamanı öneririm çünkü ben canımı sıkanın canını yakmayı severim." Dediğimde dahada sinirlendi bunu elimin altında daha çok çırpınmasından anlıyordum."ve emin ol sizi batırmak isteseydim bunu daha eğlenceli bir hale getirirdim. Eğer bir daha bana çirkin ithamlarda bulunursan olacaklardan ben sorumlu değilim." Tehlikeli bir tınıyla söylediğim sözlerin hafif bir etki yarattığını biliyordum ve bu hafif etki daha çok büyüyecekti. Kapı hızlıca açıldığında bakışlarımı oraya dönzerdim. Ateş kaşlarını kaldırmış şaşkınca bir bana bir Açelya ya bakarken ona şirince gülümsedim yada şirin olduğumu düşünerek.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.:))

Yalnız BankHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin