Gözümden intihar eden bir damla yaşa lanetler okurken kendime kızıyordum. Gözlerimi sıkıca kapattım. Derin bir nefes alarak gözlerim deki yaşları sildim. Yağmur atıştırmaya başlamıştı. Arabayı en çok gittiğim dağın tepesine sürdüm. Orada küçük bir kulübe vardı ilk gittiğimde tam bir harabe olsa da biraz tadilattan sonra gayet sağlam bir sığınak olmuştu. Kendimi kötü hissettiğimde veya mutlu olduğumda hep oraya giderdim çünkü ne gülümsememi ne de hüznümü alıyordu beni kendime bırakıyordu. Bozuk toprak yolda ilerlerken az kalmıştı kulubeme varmaya. Tanıdık yollardan geçerken sarmaşıklarla sarmalanmış aşina olduğum kulübeye geldim. Yağmur şiddetini biraz daha arttırmıştı. Arabadan inip kulübeye kısa bir bakış attım. Kulübe yerine uçurumun kenarına gelip oturdum.
Rüzgar şiddetini arttırmaya başlamıştı. Islanan saçlarımı yüzümden çektim. Üzerimdeki kıyafetler de ıslanmıştı ve rüzgar vurdukça vücudum üşüyordu. Ama soğuk iyi geliyordu ne kadar can yakan gerçekleri tekrar hatırlatsa da bir o kadarda güçlü kalmamı ve yaşadığımı hatırlatıyordu. Kendimi çimenlerin üzerine bıraktım kollarımı açtım ve gözlerimi kapadım. Bacaklarım uçurumda sallanırken sırtımı sağlam bir yere koymanın huzurunu yaşıyordu ruhum. Kafamdaki düşünceleri yok ettim bomboştum. Boşluktaydım kendimi uçmayı öğrenmesi için yuvadan atılan kuşa benzetiyordum. Sadece bir fark vardı arada o eğer kanat çırpmayı bırakıp kendini boşluğa bırakırsa yanında olacak bir annesi vardı. Yuvasına döndüğünde onu anlayacak bir kardeşe sahipti belki. Ama ben... ben kanat çırpmayı bıraktığımda beni kurtaracak ne annem var ne de bir babam. Yuvama döndüğümde beni anlayacak bir kardeşe sahip değildim.
Bu yüzden di herşeye inadım, bu yüzden di hayata karşı savaşım. Ben kimsesizdim. Hayatta kalmak için kendi kendimin kimsesi olmak zorundaydım. Herşey yolundayken herşeyin mahvoluşunu görmüş hissetmiş bir kimsesiz. Kimsesiz değilken bile kimsesiz hisseden bir kızdım ben. Ben annemin prensesi Ceyda ablanın savşçısı olmuştum. Ama ikisini de kaybetmiştim ikisinin de acısını yaşamıştım. Onları hatırlayınca kalbime bir sızı girdiğin de gülümsedim. Annem beni kendi isteğiyle hayatın hırçın dalgalarına atarken Ceyda abla gitmek istememişti ama onu da benden almışlardı. Gök gürlemesiyle gözlerimi açıp doğrudum. Gözlerimdeki yaşlar yağmura karışıyordu. Bacaklarımı boşluktan çekip sağlam zeminle buluşturdum. Uçurumdan sonkez bakıp kulübeye girdim. Üzerimdeki kıyafetlerimi kurularıyla değiştirip küçük sobayı yaktım. Çok fazla üşüdüğümü yeni fark ediyorken telefonumu arabada unuttuğum aklıma geldi. Dışarıya baktığımda yağmur şiddetini fazla arttırmıştı ve hava kararmaya başlamıştı hafiften hafiften gök gürlerken yatağıma attım kendimi. Telefonumu almak için gitsem ıslanacaktım ve üstümü tekrar değiştirecektim çok üşendiğim için de gidemem oraya. Yorganın altına girerken minnak ayıcığıma sarıldım. Ne yani 23 yaşındayım diye gök gürültüsünden korkmayacak halim yok ya. Gözlerimi kapatıp kabus görmemeyi diledim.
Gözüme güneşin gelmesiyle mızmızlanarak yataktan kalktım. Kabus görmediğim için mutluydum. Ama bu mutluluğu yaşamak hala uyku bedenimi esir almak için çabalarken pek de mümkün olmuyordu. Kulubenin küçük lavabosuna giderken açlıktan ölmek üzereydim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra fazla uyumaktan gözlerim şişmişti. Kulübe de telefonumu ararken bir türlü bulamıyordum. Her yere baktım ama yok sinirle küfür ederken telefonu dün gece arabada unuttuğum aklıma geldi. Arabaya giderken kendime küfürler ediyordum. Arabaya binip telefonuma bakındığım da yan koltukta olduğunu görüp elime aldım.
İnterneti açtığımda gelen gereksiz bildirimlerden başka bir şey yoktu. Buna alıştığım için pek umursamadım. Biraz telefonda oyalandıktan sonra açlıktan ölmemek için arabayı çalıştırdım. Telefonu diğer koltuğa fırlatırken yola çıkmıştım. Rast gele bir müzik açtım zaten müziklerimin hepsini seviyordum. Fısıltı-Hemsaye denk geldiğinde gülümsedim ve sessizce eşlik etmeye başladım. Çok sevdiğim bir şarkıyı eşlik etmeyeceksen ne anlamı kalırdı ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Bank
Teen FictionAsel küçük yaşta çok şey yaşamış ve bunları tek başına atlatmak zorunda kalmış içindeki çocukluğuna rağmen ayakta durmayı başarabilen bir kız. Alaz hayatın hırçın dalgaları arasında yüzmeyi öğrenen ve öğreten kardeşleriyle birlikte zorluklara göğüs...