İçeriye geçtiğimizde birkaç kişinin bakışları bize dönmüştü ve alışkın olmadığım için Kuzey'in kolunu biraz daha sıktım. Ali Amca'ları bulmak için etrafa bakıldığında bir adamın dikkatli bir şekilde buraya baktığını fark ettim. Fazla önemsemeden sonunda bulduğum kişilerin yanlarına doğru adımladık.
Ali Amca ve Ayşe Teyze bizi görünce gülümseyip bana sarıldılar. Halbuki az önce birlikteydik.
Ayşe Teyze'nin konuşmasıyla onu dinlemeye başladım.
"Kuzey sende hoş geldin, çok sevindim gelmene"
Böyle konuşma devam ederken ben artık sıkılmıştım bile.
Kafamı Kuzey'in omzuna koyup etrafı incelemeye başladım.
Kuzey kafasınıbana çevirerek fısıltıyla konuştu.
"Canın sıkıldıysa biraz hava alalım ister misin?"
Aslında çok iyi olurdu. Kafamı olumlu anlamda salladığım sırada yanında bir gölge hissettim.
Kafamı o tarafa çevirdiğinde bu girişte bize bakan adam olduğunu anlamıştım.
Peki şimdi neden yanımıza gelmişti ki?
Ali Amca'nın konuşmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.
"Mirza Bey" diye konuşmuştu. Demek ki tanıyormuş.
"Nasılsınız Ali Bey ayrıca davete ailenizi de getirmeniz çok iyi"
Sesini beğenmiştim garip bir hobi olabilir ama insanların sesi beni etkileyebiliyordu.
Ali Amca bizi göstererek konuştu.
"Bu kızım Doğa yanındaki de oğlum gibidir Kuzey" dedi.
Kuzey elini uzattığında adam garip garip ikimize bakıyordu. Ellerini birbirlerinden çektiklerinde. Ben elimi uzatmak istemedim ve bunu göstermek için ellerimi Kuzey'in koluna biraz daha kenetledim.
"Tanıştığımıza memnun oldum" diyip gözlerini onun üzerinden çektim. Garip bir hava sezmem normal miyidi? Biraz daha sohbet ettikten sonra yanımızdan ayrılmıştı. Etrafıma baktığımda tahminimden de sıkıcı olduğunu anlamıştım umarım tekrar böyle bir şeye mecbur kalmazdım.
"Kuzey ben lavaboya gidiyorum hemen gelirim"
Kulağına söylediğim şeyle kafasını salladı. Garsonlardan sorarak bulduğum lavaboya girip boynunu ıslattım. Boynundaki kolyeyi düzeltip, elimi peçeteyle kurulayıp çıktım.
Çıktığımda biraz ileride bana bakan birisiyle karşılaştım, yüzüne daha dikkatli baktığımda bu az önceki kişi olduğunu gördüm neydi adı?
Mirza? Galiba böyle bir şeydi. Tekrar önüne dönüp yürümeye başladım.
Yanından sessiz bir şekilde geçip tuttuğum nefesi bıraktım neden bu kadar tedirgin olmuştum ki ben?
***
Sonunda eve gelebilmiştik. Yorgunluktan ölmek üzereydim. Hiç duşla uğraşmamak adına hemen yatağıma girmiştim.
Zaten Kısa sürede bilincim kaybolmuştu.
***
Bugün okul olmadığı için geç kalkmıştım. Ali Amca'da evde olduğu için bugün ev sessizdi.
Banyoya gidip yüzümü yıkadıktan sonra üzerimi giyinip kahvaltı hazırlamaya başladım.
Yine içimde garip bir his vardı ama içi boş çıkacağı için fazla kafama takmamaya karar verdim. Arada böyle oluyordu çünkü.
Kahvaltıyı hazırladıktan sonra Ayşe Teyze ve Ali Amca'da uyanmıştı.
"Kızım bana çay verir misin?" Ali Amca'nın konuşmasıyla tabağımdaki bakışlarımı ona çevirdim.
"Tabii Ali Reis" diyip bardağını aldım.
Doldurduğum çayı Ali Amca'ya vereceğim sırada Ayşe Teyze'nin sesiyle elim hemen boynuma gitti.
"Kızım kolyeni mi çıkartın sen?"
Ayşe Teyze' de biliyordu bu kolyenin önemini ama şu an boynumda yoktu.
En kötüsü de yokluğunu fark etmemekti.
"Be-ben odama bir bakıp geliyorum" bunu söylememle elimdeki çayı Ali Amca'nın önüne bırakıp odama koştum.
Yatağıma, masama, dolaplara,banyoya .... Her yeri aramama rağmen bulamamıştım.
Sinirden yatağıma oturup ağladığım sırada Ayşe Teyze'nin sarılmasıyla daha çok ağlamak istemiştim.
"Üzülme kızım elbet buluruz. Hem sen üzüldüğünde ben de üzülüyorum sil bakalım şu elmasları"
Ayşe Teyze böyle söylemesiyle biraz daha kendime gelmiştim. Göz yaşlarımı silip tekrar Ayşe Teyze'ye sarıldım.
"İyi ki varsın Ayşe Sultan iyi ki yanımdasın seni çok seviyorum"
Kolyemi bulmalıydım ve bulacaktım en fazla nerede düşürmüş olabilirim ki? Şimdiden hatırlamaya çalışıyordum.
***
Genç adam elindeki kolyeye son kez bakıp plan hazırlamaya başlamıştı bile.
En sonunda ise o kız Mirza'nın olacaktı. Genişce gülümseyip kızın ayağına gelmesini bekleyecekti. Tahminen de bu çok uzun sürmeyecekti.
Çünkü düşüncesine göre kolye kız için önemli gibi görünüyordu o elbisenin üzerine bu kolyeyi takması ya da ilk gördüğünde yine bu kolyeyi takmış olması ya da tüm fotoğraf ve resimlerinde bu kolye olması onun için önemli olmasının kanıtıydı.
Birden aklıma gelen şeyle kasları gerilmeye başlamıştı. Ya bu kolyenin önemi bir erkekse?
O zaman ne yapacaktı. Kalbi dolu olan bir kadını mı isteyecekti?
🖇Okuyup yorum yapan herkese şimdiden teşekkür ediyorum. Biraz kısa bir bölüm oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON
RomanceBabası istemediği bir adamla evlendirmek istemişti. Aksel o zaman henüz on yedi yaşındaydı. Başta inanmasana babasının gözlerimdeki ifadeyi gördüğü zaman anlamıştı. İlk defa tüm cesaretini toplayıp 'hayır' demişti. Durum böyle olunca babası hakaretl...