Bazı durumlarda insanlara kendimizi kapatırız. Ben babam bana şiddet uyguladığında, hakaret ettiğinde, aşağıladığında ... kendimi hep biraz daha kapatmıştım. Ne var ki kimse de görmemişti içimdeki gerçek beni.
Ya da görmezden gelmişlerdi en acısı da sadece sözleriyle ve gözleriyle anladıklarını belirtmişlerdi.
Ama ben hiçbir zaman acınası bir şey yapmamıştım.
Şu an ise kendime acıyordum, bir kolyeye bile sahip çıkamamıştım. O kadar aramama rağmen bulamamıştım.
Ali Amca, Ayşe Teyze, Kuzey ve ben aramadık yer bırakmamıştık ama bulamamıştık.
Gittiğim yerleri hatırlamaya çalışmaktan ve hep hüsrana uğramaktan da sıkılmıştım. Şu an ise koltukta oturmuş nerde düşürmüş olabileceğimi düşünüyordum. Aklıma düşen anılarla sıradaki yerimi belirlemiştim.
En son dünkü partide lavaboda kolyesine dokunduğumu hatırlamıştım. Kimseye bir şey demeden evden çıkıp bir tane taksi durdurdum.
Yol boyunca orada olması için dua etmeye başlamıştım. Sonunda geldiğimde ücreti ödeyerek arabadan indim.
Hafta sonu ve dünkü partiden dolayı az kişi olduğunu görerek içeriye adımladım. İlk olarak lavabonun olduğu kısma doğru yürümeye başladım.
Her yeri aramıştı ama yoktu. Tam yine ümitsizliğe katılacağım zaman belki temizlik yapam kişiler bulmuştur diye geçirip onları bulmak için görevliye sormaya gideceğim sırada önüme çıkan kişiyle duraklamak zorunda kalmıştım.
***
Genç adam bugün daha bir neşe dolu uyanmıştı. Bunu fark eden evdekiler ise yine eğlenecek bir şey bulduğu için olduğunu düşünmüşlerdi.
Genç adam kahvaltıdan sonra odasına çekilip planının işlemesini beklemeye başladı.
En Sonunda istediği telefonla hazırlanıp şirkete doğru arabasını sürdü.
***
Önümdeki adama bakıp bir şey söylemeden yanından gideceğim sırada konuşmasıyla tekrar ona döndüm.
"Bu sana ait galiba?" Dediğinde elindeki sallanan kolyeme bakmıştım. Hiç düşünmeden elinden almak için uzanmıştım ki elini arkasına attı.
Kaşlarımı çatarak ona baktığımda eğlenen yüz ifadesiyle bana bakıyordu.
Biraz geri çekilip elimi uzattım.
"Kolyemi alabilir miyim?"
Kafasını evet anlamında sallayarak kolunu tekrardan önüme uzattı. Elinden alacağım sırada elini havaya kaldırdı.
Sinirle bakıp sakinleşmeye çalıştım.
"Sen benimle oyun mu oynuyorsun kolyemi hemen ver"
"Ama baby eğleniyorduk, hiç oldu mu?"
Diyip benim sinirimi daha da bozdu.
En nefret ettiğin insan tipiyle karşı karşıya denk gelmiştim. Kolyemi alıp burdan hemen gitmek istiyordum. Hem de hemen.
"Elindeki tuttuğun kolye benim ve onu almak istiyorum"
Diyip elimi tekrar uzattım. Elindeki kolyeyi elime bırakacağı sırada tekrar çekip şaşkınca bakmama neden olmuştu.
"Benim canım oyun oynamak istiyor ama" dediğinde daha çok sinirlerime hakim olamayıp bağırarak konuştum.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun!" Dediğimde hiç etkilemeyip gülümsemeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON
RomanceBabası istemediği bir adamla evlendirmek istemişti. Aksel o zaman henüz on yedi yaşındaydı. Başta inanmasana babasının gözlerimdeki ifadeyi gördüğü zaman anlamıştı. İlk defa tüm cesaretini toplayıp 'hayır' demişti. Durum böyle olunca babası hakaretl...