Kardeşimin ölümünün üzerinden bugün tam 2 ay geçmişti. Onunla hiç iyi anlaşamazdık genelde ağladığı için hep kızardım ama şimdi daha iyi anlıyordum yaptığım hataları , umursamazlıkları. Ölüm gibi geçen bu 2 ayda annem ve babamın psikologtan daha fazla desteği olmuştu bana. Aslına bakarsak benim umursamazlığımın sebebi ailemdi bir nevi onlar yine suçluydu. Benim öyle toz pembe bir çocukluğum hiç olmamıştı ki zaten.
Çocukken o kadar çok sey yaşamiştim ki aklıma geldiğinde bile acı çekiyordum. Dolaba girip saklandığım, sabaha kadar çıkmadığım, babamın saçma sapan nedenlerle içip içip eve gelip annemi ve beni dövdüğü ve beni döverken annemin beni kurtarmadığı geceler ve daha bir ton bulanık hatıra. Derin bir nefesi havaya bırakıp düşüncelerime devam ettim. Hangi çocuk bunu yaşasa normal olabilirdi ki zaten? Bu olayları düşündükçe isteksizce titremeye başlamıştım. Sanırım yine o saçma sinir krizlerimden birini geçiriyordum. Hemen yatağıma girdim ve yorganımı kafama kadar çektim. Eğer uyumazsam daha kötü olacaktım. 'Uyku en iyi kaçış yoludur.' sözü tam bana göreyedi aslında. Dışarıdan bakınca güçlü görünen bir kızdım ama asında korkağın tekiyim. Uykuyu kaçış yolu olarak gören korkağın biriyim işte. Bunları düşünürken sağ gözümden bir damla yaş geldi bir damla daha ve bir damla daha derken hıçkırarak ağlamaya başladım. Ne zaman olduğunu bilmiyorum ama uyuya kaldım.
****Şoför koltuğunda oturduğum ama kontrolünün bende olmadığı bizimkine benzeyen bir arabanın içindeydim. Araba hararetli bir şekilde işlek bir caddede ilerlerken kafamı sağa çevirdim ve yanımda kardeşim vardı bana gözlerindeki samimi duyguyla gülümsüyordu ben üzerimdeki şaşkınlığı daha atamadan kardeşimin görüntüsü yavaş yavaş bulanıklaşmaya başladı o an araba gürültüyle sarsıldı ve biraz sonra bir arabayla çarpıştığımızı anladım. Yan koltuga kafami cevirdigimde kardeşim gitmişti. Arabadan kardeşime bakmam için hızla indim ve arkaya doğru korkuyla ilerledim. Biraz ileride küçük bir beden kanlar içinde yatıyordu. Çevredeki insanlar hiçbir şey olmamış gibi yaptıkları işlerine devam ediyordu. Küçuk bedenin yanına eğilip kim olduğuna bakmam icin omuzundan tutup kendime çevirdim ve yine o aynı dehşet dolu sahneyle karşı karşıyaydım.
****
Uyandığımda yine gözlerimde yaşlar vardı. Psikoloğum bu durumu atlatabileceğime inanıyordu ama benim hiç umudum yoktu. Yakında okula devam etmem gerekiyordu fakat ben bu vicdan azabıyla ölürken hiçbir şey yapamazdım. Kesinlikle bir an önce kendime gelmem gerekiyordu. Ama bu rüyalar her seferinde benim canımın acısına acı katıyordu. Psikoloğum annemin arkadaşı olduğu için pek sesimi çıkaramıyordum ama bana hiçbir faydası olmuyordu. Bu böyle olmayacaktı. Bir umut ,belki başka bir psikolog daha iyi gelebilirdi. Bu konuyu en yakın zamanda annemle konuşmam gerekiyordu. Aslında kardeşimi unutmaya çalışmak bana bencilce geliyordu ama artık biraz da olsa toparlanmaya çalışmam gerekiyordu. Ve bu onu tam anlamıyla unutacağım anlamına gelmiyordu zaten. Onu unutmak istemiyordum hiçbir zaman.. Unutmayacaktım da. Kalbimin hep en güzel yerinde olacaktı o. Bunları düşünmemeye çalışıp banyoya attım kendimi. Soğuk su bilincimi yerine getiriyordu. Yüzümü kurulayıp birşeyler atıştırdım. Tam odama çıkacakken çalan kapının sesiyle irkildim. Kapıyı açtığımda gördüğüm şeyle gözlerim dolmuştu.Arkadaşlar sınavlar yüzünden bölüm gecikti özür dilerim. Ama voteler çok düşük lütfen okuduğunuz bölümü voteleyip yorumlardan veya mesajlarla bana hikaye hakkında görüşlerinizi bildirin. Birkaç arkadaş mesaj atarak beni çok mutlu etmişti. Sizde söylerseniz çok mutlu olurum. Ve bundan sonra hikaye heycanlanacak sadece dram olmayacak yani Sizi seviyorum ve şimdiden teşekkür ederim.