5. Bölüm ♣️

122 13 2
                                    

İyi okumalar :)) Multi Anıl :)

•••
RÜYA'DAN...
Rüzgar'a karşı yaptığım harekettin içinden her anlam çıkarılabilirdi. Ama benim için tek anlamı madem onlarla kampa gideceğiz az da olsa anlaşmamız gerektiğiydi. Kampa odun gidip odun
dönmek en son isteğimdi.

Bugün cumaydı. Ve okulun bitmesine 19 dakika vardı. 18 oldu. Her neyse. Çıkışta Derin, Emre ve ben takılacaktık. Uzun zaman olmuştu bunu yapmayalı. Halbuki önceden her gün eksiksiz bir yerlere giderdik.

Zil çaldığında hemen Emre ve Derin'in oturduğu sıraya gittim. Evet beni yalnız bırakıp böyle oturmuşlardı. Ama memnundum çünkü yanımda bir inek oturuyordu.

Oturacağımız kafeye vardığımızda hayal kırıklığı bedenimi sardı. Tek kelimeyle kafe tıklım tıklımdı. İçeri girdiğimizde Rüzgarları görmem de ayrı bir hayal kırıklığıydı zaten.

Oturacak yer bakınırken Anıl bizi gördü. Ve oturduğu sandalyede 'Gelin!' diye bağırarak tepinmeye başladı. Anıl kamp işine hepimizden daha sıcak bakıyordu. Ama Dilan'ı atlamayalım. Canım benim bizi o kadar sever ki mutluluktan ölüyordu haberi alınca.

Derin bizi masaya sürüklerken Emre ile birbirimize acınası bakışlar atıyorduk. Acınacak haldeydik.

Masaya geldiğimizde fark ettiğim şey, oturacak masanın olmamasına karşı bir sürü boş sandalyenin olmasıydı. Büyük ironi.

Oturduğumuzda yuvarlak masayı kaplıyorduk. Kimse konuşmuyordu. Konuşmuyordum. Yani meşguldum. Suratımı asmakla meşguldum.

Anıl sessizlikten rahatsız olmuş olacak ki sohbet açma çabasına girdi.
"Ee, ne yapalım?"
Dilan'dan beklenilecek bir cevap, "Şişe çevirmeceye ne dersiniz?"
Bu fikirden sonra herkes birbirine baktı. Ve sanırım onayladık.

Dilan kıvırtarak gidip şişe buldu. Oyunu takip etmiyordum. Tahminen 3-5 kez çevirildikten sonra Emre'nin beni dürtmesiyle dünyaya döndüm.
"He?"
"Sıra diyorum sende."
"Kime sorucam?"
"Anıl sana soracak." dediğinde yüzümü Anıl'a döndüm. Kaşlarını bir aşağı bir yukarı hareket ettirerek sırıtıyordu.
"Hımm, ne sorsam?"
Dilan birkaç saniye sonra Anıl'ı dürtüp kendine çekerek kulağına fısıldamaya başladı. İşte şimdi yandım.
"O olmaz Dilan."
"Olur olur." dedi ve arkasına yaslandı.
"Peki. Şu çapraz masada oturan çocuğu öp. Yanaktan olabilir."
Dilan'dan bunu bekliyordum ve hıyar, beni yine şaşırtmadı. Ben niye sürekli hıyar diyordum ? Herkes benim yüzümden hıyar diyordu. Her neyse.

Sandalyemi sinirle ittirerek çocuğun yanına gittim. Arkadaşı olduğunu düşündüğüm bir çocukla oturuyordu. Allahtan çocuk az da olsa yakışıklıydı. Yanındaki masadan sandalye çekip yanına oturdum.

"Selam."
"Selam." dedi ve arkadaşına baktı. Muhtemelen benden küçüktü.
"Imm seni öpsem sorun olur mu? Bilirsin saçma şişe çevirmece oyunu." dedim ve oturduğumuz masayı gösterdim. Çocuk çaktırmadan göz ucuyla gösterdiğim yere baktı.
"Tabi." dedi. Ve ayağa kalkıp çocuğu yanağından öptüm. Yanında oturan çocuk 'Ne ballısın oğlum.' gibisinden şeyler geveledi ama duymamazlıktan geldim. Çocuğa gülümseyip arkamı dönmüştüm ki Rüzgar ile burun buruna geldik ve yanımdan geçip çocuğun yüzüne geçirdi.

•••
Umarım seversiniz. Yorum ve oylarınızı bizden esirgemeyin. :)))
-Çağla :)))

Rekabet vs. AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin