7. Bölüm ♣️

151 14 0
                                    

İyi okumalar :)) Multi Dilan :))

•••
Rüya'dan...
Şişe çevirmece mevzusundan sonra bayağı zaman geçmişti. Ve unutulmuştu. Yani Rüzgar ve ben unutmuştuk. Hatta yarın Rüzgar'ın doğum günü olduğundan millet ona koşuşturuyordu. Anladığım kadarıyla yarın parti vardı. Umurumda mı? Nope.

Yaz tatiline ya da kabusa haftalar kalmıştı. Aslında gün geçtikçe daha çekilesi bir kabus gibi gözüküyordu. İki kişilik odalar ve bedava Wi-fi.

İnsanların suyu benim Wi-fi'ım.

•Rüzgar'ın Doğum Günü•
Derin'ın ısrarıyla aldığım salak hediyeyi alarak evden çıktım. Üstümde koyu renk dar kot pantolonum ve bol ayrıca göbeği açık tişörtüm (hepsi benim bebeklerim) vardı. Düğün değil ya. Gerçi düğün olsa da böyle giderdim.

Doğum günün olacağı yere vardığımızda Emre tıkınmakla meşguldü. Nerde yiyecek orada Emre. Ama çocuk benden zayıftı. Ki bende bence o kadar fazla değildim. Düşünün artık Emre'yi. Mal çocuk.

Doğum gününde biz ve Rüzgar'ın tayfası vardı. Ah bir de Rüzgar'ın kız kardeşi. Eda mıydı... Ece! Evet evet Ece.

En sonunda Anıl kapıda göründü ve inanın hiç belli olmayacak şekilde el kol hareketi yapmaya başladı. Aynı zamanda Rüzgar'ı çekiştiriyordu. Nihayet girdiklerinde bağırmaya başladık. Başladılar. Ben ise gazoz olduğunu onayladığım şeyi içiyordum. Rüzgar şaşırmıştı. Ama hıyar hemen ayak uydurup tayfasının yanına gitti.

Emre içeride 'Pasta keselim.' gibisinden ısrarlarla dolanırken en sonunda kafasına tekme attım ve yere düştü. Fazla sesli ve hızlı bağırıyordu. Başım ağrımıştı. Hıyar.

Hıyar gibi mi davrandınız?
Hepiniz Hıyar olacaksınız!

Pasta Emre'nin ağzından sonunda kesilmişti ve sıra hediyeye gelmişti. Yerimden hiç kalkmadan herkesin vermesini bekledim. İmzalı Galatasaray forması almıştım. Güzel bir hediyeydi. Ama aptalca.

Sıra bittikten sonra gidip hediyemi verdim. Açtığında önce şaşırmış ama sonra aniden bana sarılmıştı.
"Hep bunu istemiştim. Aldığım en güzel hediye. Teşekkür ederim."
"Sevindim."
"Galatasaraylısın sende değil mi?"
"Evet."
Elindeki Derin'in hediyesi olan biletleri sallayıp, "Ne dersin?" dedi.
"Bilmem ki." Galata'nın maçını kaçıramazdım. Ama o Rüzgar'dı. Gitmeli miydim?
"Ya da tamam."
"Bu akşam seni alırım."
"Tamam." dedim ve Derin'in yanına gittim.
"Ne oldu? Uzun konuştunuz?"
"Maça davet etti."
"Evvet! Biliyordum! Tam tahmin ettiğim ve dilediğim gibiii!" dedi ve sevinç dansı yapmaya başladı.
"Ne?"
"Boşver."
"Peki."

Müzik başlamıştı ve herkes dans ediyordu. Rüzgar'ı gördüğümde formayı giydiğini fark ettim. Demek bu kadar önemliydi Galatasaray. Gerçi benim için olduğu kadar olamazdı.

•Parti Bitimi•
Eve geldiğimde hemen duşa girdim. Maça az zaman kalmıştı ve Rüzgar 6'da geleceğini söylemişti.

Duştan çıktıktan sonra saçlarımı kuruttum ve ne giyebileceğime bakmak için dolabın karşısına geçtim.

İmzalı formam ve siyah pantolon taytım en iyisiydi. Saçlarımı salıp sarı-kırmızı ipimi de kafama bağlamayı unutmadım.

İşim bittiğinde telefonumun mesaj sesiyle telefonu cebime tıkıp aşağı indim. Kapıyı açtığımda tıpatıp aynım olan Rüzgar ile karşılaştım. Siyah altımız ve formalarımız aynıydı. Rüzgar gülmeye başladı. Ayakkabılarına baktığımda sabır diledim. İkimizde gri spor ayakkabı giyecektik. Sevgililer böyle şeyler yapmaz mıydı?

"Hadi gidelim geç kalacağız." dedim çabucak.
"Tamam."
Yoldan geçen taksiye atlayıp maçın olacağı stadyuma gittik. Girişin önü ana baba günüydü.

Sonunda içeri girdiğimizde çok geçmeden maç başladı. Dikkatle maçı izlerken aniden gelen atak sonucu Galatasaray gol atmıştı. Galatasaray taraftarı mutluluktan ayağa fırlarken doğal olarak biz de kalkmıştık. Durduğumda Rüzgar'a baktım. Fazla yakındık. Aramızda birkaç santim varken birbirimizin tam gözünün içine bakıyorduk. Bir santim kaysa öpüşecek durumdaydık. Geri çekilip oturdum ve o da hemen oturdu. O zamandan sonra hiç konuşmadık.

Maç bitiminde dışarı çıktık. Maçı yenmiştik. 2-0. Gayet iyiydi.
"Kahve içmeye gidelim mi?"
"Olur."
Şuan kahveye hayır diyemezdim. Yine yoldan geçen bir taksiye atladık. Gideceğimiz kafeye geldiğimizde saat gece 10'du.

Kahvelerimizi beklerken maç hakkında konuşuyorduk. Kahveler geldiğinde elimin donduğunu varsayarak kahveye yapışmıştım ki Rüzgar'ın eli elimin üstüne geldi. Hadi ama. Bugün böyle şeyleri daha ne kadar yaşayacaktık? Elini çektiğinde kahvemi alıp yudumlamaya başladım. Ben bitirdiğimde o hala yarısındaydı.

"Doğum günün tekrar kutlu olsun."
"Teşekkür ederim."
"Öyle böyle okulun kapanmasına 5 gün kaldı."
"Aynen."
"Sence kamp nasıl olacak?"
"Bence beklediğimizden daha güzel olacak. Sence?"
"Bilmem."

Beklediğimizden daha mı güzel olacak?

•••
Bayağı uzun bir bölümdü. Dilerim ki yaz hikayedeki kadar çabuk gelsin :)))
Desteğiniz için teşekkürler :)))
-Çağla :)))

Rekabet vs. AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin