Hastaneye geldiğimizde babam hala uyuyor annemlerde bekliyordu . Yanına oturup biraz annemle konuştum. Aralıklı olarak hemşire gelip gidiyordu.
2 saat sonra
Ayağa kalkıp babamın odasına doğru yürüdüm .odasının önüne geldim . İçeri giremiyordum. Sadece pencereden bakıyorduk.
Pencereden babama bakıp konuşurken bir anda parmağında bir hareketlilik hissettim sonra yavaşça gözleri açıldı . Hemen hemşireyi çağırdım....1 Ay sonra
Babam artık iyice toparlanmışti benim tayin işide tamam di ama ben babamın anı kalp krizinden sonra , kullanmadığım içerde kalan izinlerimi aldım.
Sessiz bir sabaha gözlerimi açtım . Gece penceremi açık unuttuğum için biraz üşümüşüm
Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Günlük bakımlarımı yapıp çıktım. Dolabın önüne geçip
Siyah keten pantolon , beyaz kazak aldım üstüme giydikten sonra ayakkabı olarak da geçenlerde aldığım beyaz bilek botunu giydim. Hava o kadar çok soğuk değildi bu yüzden kaban almadım. Hafif bir makyaj yapıp , baget çantamıda alıp aşağıya indim." Günaydın" dedim
Herkesten günaydın mesajını aldiktan sonra
" Ben bugün kahvaltıya Eylülgile davetliyim. Size afiyet olsun. "
Dedim , dün eylul aramıştı , ne zamandır yanlarına gitmiyorum , bu yüzden onu kiramadim.
" Tamam kızım " dedi babam , hemen onu öpüp evden çıktım.Eylülgilin konağı bize yakın , arabaya binmeme gerek yok .
Caddede yürürken aklıma hastanede olan olay geldi , cihan onu bidaha hiç görmedim , belki karşılaşırdık diye umut ediyordum...Hazar da zaten çok fazla tepki verdi , adam bana yardım etmeye çalışıyordu , zaten o kim ki benim böyle herseyime karışıyor , doğru ya boyun eğersem kocam olacak ....
Ama izin vermeyeceğim böyle bişeye....
Konağın sokağına dönerken yeniden birine çarptım neden böyle oluyor ben niye birine çarpıyorum hayır çok şükür kör falan da değilim....
Çarptığım kişi bana şok etkisi yaşattı bile
-" cihan!!"
-" Yine çarpıştık " dedi gülerek
-" Ben şey kusura bakma şaşırdım "
dedimEvet karşımdaki cihan di yok artık hadi karşılaştık o tamam yine çarpıştık...
-" Bende şaşırdım , karşılaşmamıza değil tekrar çarpışmamıza "
-" Evet sen ne yapıyorsun burda falan mı oturuyorsun "
Ne işi vardı ki burda büyük ihtimalle evi falan ya da işi vardır...-" evet sizin evin yanındaki konak bizim konağımız ben , ben Cihan kurtkapan "
Cihan kurtkapan yoksa bu
-" Sen babamın askerlik arkadaşı Mehmet kurtkapanın oğlu musun "
" Evet o benim"Cihana şaşkın bir şekilde baktım çünkü babam ile babası çok yakın dostlardi . Mehmet amca bize gelirdi , fakat hiç oğlu ile gelmedi .
Tam bir şey diyecekken cihan konuştu" şey Hazal benim toplantıya yetismem lazım zaten bol bol vaktimiz var görüşmek üzere"
Bende görüşürüz dedikten sonra cihan sokağın kenarında duran arabasına binip gitti...
İşe bak ya ...
Kanlıca konağına girerken bir kaç araba farkettim acaba misafir falan mı vardı...
Konağa girdiğimde arslanbeyleri gördüm bı dakika onların burda ne iş var...
Ah Eylül kesin onlar burda diye beni çağırdı...
Berzan ağa beni görünce ayağa kalkıp
" Ooo gelin hanım hoş gelmişsin " gelin ne ya gelin ne
" Hoşbulduk gelin demezsek sevinirim " dedim ama berzan amca bunu yanlış anlayarak
" Doğru kızım hoşgeldin bak seni kimlerle tanistiricam bunlar benim kızlarım dedi
Önce kahverengi saçlı kahverengi gözlü , hafif esmer olanı gösterip bu benim büyük kızım gönül kendisi hazar'ın bir büyüğü dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Aşk
Romance555 Hazal , bakışıyla herkesi korkutan bir kadın , adımları titretir di insanı , sözleri bıçak gibiydi . Peki neydi onu çocuklaştıran, nefretine aşık olmak mı ? Hazar sert ama vefalı , ihtişamlı ve de güçlü ama bir o kadar da yaralı , onun yarası...