Sick Love || Hyunin

✞︎𝗜𝗜𝗜✞︎

Hyunjin, ona korkuyla bakan adama kaşlarını çattı. Adam, Hyunjinin tüm yüzünü incelemiş, ardından kızaran ve şişen dudaklarına bakmıştı.

Hyunjin içinden, böbrek mi çalmaya geldik sikilmeye mi belli değil diye geçirirken adam ağlamaklı konuştu.

"Bay Yang... Senden bir şey istedi mi?"

Hyunjin kaşlarını daha sert çattı.

"Seni ne ilgilendirir?"

Adam göz yaşlarını tutamadı. Yanaklarından yaşlar süzülürken ıslak gözlerle Hyunjine bakıyordu.

"Senden ne istiyorsa yapsan iyi edersin. Aksi taktirde sinirlendiğinde çok korkunç oluyor."

Hyunjin bunu beklemediğinden ani şoka girdi. Tek tehdit ettiği kendisi değil miydi? Peki ya bu adamın suçu neydi.

"Seni ne diye tehdit etti?"

Adam titredi. Dudaklarını dişlerken Hyunjinin gözlerine parıldayan gözleriyle baktı.

"Beni tehdit etmedi. Ben... isteyerek yapıyorum. Seni tehdit mi etti?"

Adamın sesi titremişti. Mingyu, Jeongin'in diğer asistanıydı. Ve ona yıllardır aşıktı bu yüzden Jeongin'in onu defalarca kullanmasına izin vermişti. Mingyu bunu bilerek ve isteyerek yapıyordu. Peki ya Jeongin neden Hyunjini tehdit etmişti?

Onu önemsiyor muydu yani. Bu Mingyu'nun kalbini acıtmıştı.

"Boşver sen beni. Seni nasil bu kadar korkuttu bilmiyorum. O kadar şirin birinin en fazla yapabileceği şey seni kovmak falan olur."

Mingyu yutkundu. Hyunjin, Jeongini tanımıyordu. Ama Mingyu onunla çok zaman geçirmişti. Jeongini tamamen tanımak imkansız olsa da, Mingyu azıcık da olsa tanıyordu.

"Onu hafife alma."

Dedi ve hemşire odasından çıktı. Arkasında şaşkın bakan bir Hyunjin bırakmıştı ki, Jeonginin kapısına gelip tıklattı ve içeri girdi. Mingyu, Jeongine aşık olduğu için tek o olsun istiyordu. Bunun için de her şeyi yapacaktı.

"Bay Yang.."

Jeongin umursamazca suratına baktı. Mingyu içinden keşke gülse, gülünce ona daha çok aşık oluyorum diye geçirirken başını öne eğdi. Jeongin göz teması sevmezdi.

"Hyunjin... onunlada mı.."

Devam ettirememişti. Kalbi o kadar acıyordu ki susabildi sadece.

"Mingyu, haddini aşıyorsun. Haddini aşarsan ne olur biliyorsun değil mi?"

Mingyu yutkundu. Başını salladı ve eğilerek kapıdan çıktı. Tam çıkmıştı ki içeriden bir bağırtı duydu.

"Ben çık demeden nasıl çıkarsın."

Mingyu korkuyla içeri girdi. Bacakları titriyordu.

"Ö-özür dilerim Bay Yang."

Jeongin, gözlerindeki acımasız ifadeyle bakarken önüne döndü.

"Çıkabilirsin."

Mingyu tekrar eğilerek selam verdi ve Jeonginin odasından çıkarak hemşire odasına girdi. Hyunjin oradaydı ve onunla konuşmalıydı. Hemen yanına ilerledi

"Seninle bir şey konuşabilir miyiz?"

Hyunjin başını kaldırıp baktı. Gülümsedi ve başını salladı.

"Onunla.. yapmasan olmaz mı?"

Hyunjin kaşlarını çattı.

"Sence çok istiyor gibi bir halim mi var?"