⚠︎✞︎𝗜𝗩✞︎⚠︎

514 53 37
                                    


Merhaba merhaba bölümde smut gibi bir şey var rahatsız olanlar için işaret koyucam ordan sonrasını okumayabilirsiniz ^^

İşaretimiz ➪ ⚠︎⚠︎

Keyifli okumalar ^^

Oy vermeyi unutmayınız teşekkürler efenim ^^

***

Hyunjin'in gitmesiyle Jeongin kalakaldı. Bu tavrı onu oldukça sinirlendirmişti. Nasıl olurda buna cüret ederdi? Jeongin bunun intikamını çok ağır alacaktı. Toparlandı ve odadan çıkıp salona indi.

Salonda herkes normal bir şekilde oturuyor, ama kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Minho'nun gözleri Chan'e ulaştığında bir aydır olduğu gibi yine aklından aynı düşünceler geçmeye başladı. "Acaba tadın nasıl kaslı adam?" Kendi dudaklarını yaladı susadığını hissetmişti. Ayağa kalktı ve kimseyi umursamadan odasına gitti.

Hyunjin, Minho ve Chan arasında olan bu gerginliği hissetmişti. Muhtemelen sevişiyorlardır diye düşündü ve umursamadan arkasına yaslandı. Gözlerini televizyona odakladığında, Jeongin'in salona girdiğini fark etti. Gözlerini ona çevirdi ve sinir bozucu şirin gülümsemesiyle gülümsedi.

Jeongin burnundan soluyordu. Gülüşü daha da sinirini bozarken salonda yürüyerek balkona çıktı. Biraz hava alıp kafasını dağıtmalıydı. Daha sonra ne yapacağını düşünürdü.

Minho, bunlar olurken odasına girdi. Yatağına ilerledi ve hastane önlüğünün cebindeki kan tüplerini çıkardı. Gözünün önünde tuttu ve salladı. Ağzı şimdiden sulanmıştı. Dudaklarını yaladı.

Evet doğru duydunuz. Minho hastalardan fazla kan alıyor, onları daha farklı bir amaç için kullanıyordu. Kilitli olan dolabını açtı ve içinden kırmızı şarabını çıkardı. Dolaptaki kadehlerden birine doldurduktan sonra kan tüplerinden birini içine boşalttı. Daha sonra başka bir kadehe daha şarap doldurdu. Ama buna kan koymamıştı.

Parmağını kırmızı sıvının içine soktu ve karıştırdı. Parmağını ağzına götürüp parmağında kalan sıvıyı yaladıktan sonra eline kadehini alıp Bay Bang'ın odasına doğru ilerledi. Kapıyı çalma nezagatinde bulunmadan içeri girdi.

Chan odasındaydı. Belli ki daha yeni gelmiş ve uyumak için üzerini çıkarıyordu. Yarım gözüken kasları yüzünden dudaklarını yaladı Minho.

Odaya girdi ve kanlı olmayan şarabı masaya koydu. Bir elini masaya yaslayıp Chan'e döndü. Chan şaşkın gözlerle onu izliyordu.

"İçmez misin patron?"

Chan sırıttı. Minho şuan çok seksi geliyordu. Kafasını salladı ve Minho'ya doğru yaklaştı. Minho'ya delici bir bakıp attı ve Minho'nun elindeki kanlı kadehi dikledi. Anında yüzünü buruşturmuştu. Tadı şaraptan farklıydı. Kaşlarını çattı ve gözlerini Minho'da odakladı.

"Ne var bunun içinde? Ya da anın etkisinden farklı mı geliyor bana."

Minho kıkırdadı ve baş parmağıyla Chan'ın dudağındaki şarap kalıntısını silip parmağını yaladı.

"Bilmek ister misin Channie?"

Sesi boş odada bir melodi gibiydi. O kadar etkileyici bir tonda söylemişti ki Chan'ın aklı uçtu. Bunu anlayan Minho kıkırdadı ve dudaklarını karşısındaki büyük bedenin dudaklarına sürttü.

"Dudaklarımda şarap kaldı silmek ister misin Channie~?"

Chan derin bir nefes aldı ve Minho'yu sertçe duvara itti. Minho'nun sırtı çarpmayla acısada sustu ve Chan'e baktı. Chan kollarını iki yana açmış ve Minho'yu kolları ve duvarla arasına almıştı. Minho yutkunurken Chan dudaklarına yaklaştı. Dudakları turuncu saçlı adamın dudaklarına değerken Chan sırıttı.

Sick Love  || HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin