✞︎𝗜✞︎

647 68 46
                                    


Hyunjin, ilk iş gününde erkenden kalktı. Prestijli bir hastanede, profesör doktorun asistan hemşiresi olacaktı.

Sabırsızlıkla kalktı ve üzerini giyinip bir taksiye atladı. Çok geçmeden hastaneye vardıklarında adama parayı ödedi ve indi.

Kendini büyük hastanenin bahçesinde bulduğunda, etrafı inceledi. Kocaman ve korkunç görünüyordu. Tam da istediği gibiydi.

Büyük hastanenin içine girdi ve koridorda yavaş yavaş yürüdü. Yang Jeongin'in asistanı olacağını biliyordu. O yüzden kapıların üzerlerine bakarak ismini aradı.

Bulduğunda kapıyı tıkladı ve "gel" komutunu duyduğunda içeri girdi. Oda gayet sade ve soğuktu. En az, masanın arkasında olan adam gibi. Soluk bir teni ve duygusuz bir suratı vardı. Hyunjin, eğer gülerse gerçekten şirin olabilirdi diye düşündü.

Hyunjin, içeri girdi ve sandalyelerden birine oturdu. Adama gülümsedi ve cvsini masaya bıraktı.

"Merhaba, ben Hwang Hyunjin. Asistan hemşirenizim."

Adamın soğuk gözleri bir süre Hyunjin'i süzdü. Daha sonra oldukça şirin bir ifadeyle elini Hyunjin'e uzattı. Ve başını yana eğdi.

"Merhaba, hoşgeldin. Ben, Yang Jeongin."

Hyunjin, bir anda gözleri parıldayan adamın elini tuttu ve sıkıp elini bıraktı.

"Memnun oldum efendim."

Jeongin, gülümsedi ve arkasına yaslandı.

"Günlük, haftalık ve aylık planları bay Choi'den alabilirsin. O sana yardımcı olacaktır."

Hyunjin hevesle başını salladı.

"Tamamdır, teşekkür ederim."

Jeongin, gülümsedi ve başını önüne eğerek önündeki şeylerle ilgilenmeye başladı.

"Bu arada, artık tüm çalışanlarımızın kaldığı lojmanlarda kalacaksın. Detayları Bay Choi anlatır."

Hyunjin, başını salladı ve derin nefes alıp ayağa kalktı. Eğilerek selam verdikten sonra odadan çıktı. Hemşire odasını bulup girdiğinde Bay Choi ona tüm programları verdi.

Hyunjin'in bu hastaneye girmesinin bir nedeni vardı. Hyunjin, organ mafyasıydı ve sırf daha kolay bulabilmek için tıp okuyarak hemşire olmuştu. Kısacası planı tıksırında işliyordu. Ayrıca az önce tanıştığı patronu, gayet şirin ve safa benziyordu. Eminim ki kimse hiç bir şey anlamayacaktı. Keyifle arkasına yaslandı ve kahvesini yudumladı.

Önündeki raporları düzenleyip, kahvesini yudumlarken yanındaki telsizden ses geldi. Alıp kulağına koydu.

"Bay Hwang 309 nolu ameliyathaneye bekleniyorsunuz."

Bu anons birkaç kez geçtiğinde, Hyunjin ayağa kalktı ve ameliyathanenin yolunu tuttu. İçeri girdi ve üzerine ameliyat kıyafetlerini giyip, bonesini ve eldivenlerini taktı. Tam o sırada yan tarafında Jeongin'i gördü. Ona gülümsedi ve ameliyathaneye girdi.

Heyecanlıydı çünkü eğer hasta ölürse, istediğini alabilirdi. Jeongin girdi ve soğukkanlılıkla ameliyatı başlattı. Jeongin'in suratı hiç olmadığı kadar soğuk ve korkutucuydu. Neşteri öyle derin kullanıyordu ki, adeta canını almak istiyor gibiydi.

Jeongin, hastaneye baktı. Pembe ve garip saçları vardı. Yüzünü buruşturdu. Saçlarının rengini sevmemişti. Sırf bu yüzden neşteri daha derin kullandı. Neşterle son darbesini yaptığında, hastanın kalp atışlarının olduğu cihaz uyarı vermeye başladı. Kalbi duruyordu. Jeongin maskenin altından sadistçe sırıttı.

Hyunjin, şapşal bir ifadeyle Jeongini izliyordu. Onun yaptıklarını garip bulmuştu.

Jeongin sahte bir telaşla hastayı kurtarmaya çalıştı. Hyunjin'e baktı.

"Elektroşok."

Sesi ürkütücü çıktığında Hyunjin hemen istediğini getirdi. Jeongin, elektroşoka jel sürdü ve atama tuttu. İki üç defa denedi ama hasta çoktan ölmüştü. Jeongin maske altından güldü ve Hyunjin'e baktı.

"Ölüm tarihi, 7 şubat pazar. Saat 12:35."

Hyunjin, deftere yazdı ve başını önüne eğdi. Üzülmüş değildi daha çok mutluydu ama bunu belli edemezdi demi?...

Jeongin bir şey demeden çıktı ve ellerini temizleyerek üzerini değiştirdi.
Evet Jeongin'in minik sırrı da buydu. Jeongin bir sosyopattı. Ve attığı her adımı planlardı. Şimdi hedefi de, yeni sarışın asistanı Hwang Hyunjin'di.

Jeongin'in gittiğini anladığında Hyunjin etrafa bakındı. Kimseyi göremediğinde, hastanın üzerindeki örtüyü çıkardı ve keserek böbreklerini aldı. Hyunjin, organ mafyası olabilirdi ama sadece böbrekleri satardı. Ya da sadece böbreklerle işi olurdu. Dikkatlice kestikten sonra böbrekleri çıkardı ve buzlu kutuya yerleştirdi. Hastayı dikti ve otopsi yapılmasın diye minik bir not alıp çıktı.

Telefonunu çıkardı ve kulağına dayadı. Adamlarından birini aradı ve acilen bahçeye gelmesini istedi. Bu sırada hızla bahçeye çıkmış ve kimsenin görmediği bir yerde bekliyordu. Siyah araba yanına yaklaştı ve içinden adamı indi. Hyunjin, gülümsedi ve kutuyu verdi.

"Bu bay Kim'e gidecek."

Adam başını salladı ve arabaya binip gitti. Hyunjin arkasından bakarken iç çekti ve gülümsedi. İlk seferinde bile soğukkanlıydı ve kimse görmemişti. Peki ya gerçekten görmemiş miydi?

Hyunjin yanılıyordu.

***

Fic hakkındaki düşüncelerinizi belirtir misiniz ^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fic hakkındaki düşüncelerinizi belirtir misiniz ^^

Sick Love  || HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin