Ruhum parçalanmış ve benden gitmiş gibiydi. İçimde kocaman bir boşluk vardı. Evden uzaklaşırken bunu fark etmiştim. Arkamdan sesler geliyordu ama hiçbirini duymuyordum. Sadece bedenim hareket ediyordu ben ise yoktum. Hem de hiç...
Bartu karşımda duruyordu. Sonra Dolunay geldi. İkisi de bir şey anlatmaya çalışıyordu ama onları duymuyordum. Bir süre öyle boş bir ifadeyle baktım. Onlar ise konuşmaya devam etti.
Sonra uzaktan bir taksinin bana doğru geldiğini gördüm. Onlardan uzaklaşıp taksiye doğru koştum. Elimi kaldırdım ve taksici abi beni görüp durdu. Hemen kapıyı açıp arabaya bindim. Sonra Dolunaylar geliyordu ve hızla kapıyı kapatıp devam etmesini söyledim. Onlara bakarken gözyaşlarım çoktan gitmişti benden. Belki böyle yaptığım için bana çok kızacaklardı ama ne yapabilirdim ki? O acı karanlıktayken ne yapabilirdim ki?
Bir süre yolu izledim gözyaşları içinde. Bana olanları, bana yapılanları düşündüm. Hangi insan kaldırabilirdi ki? Ben bile dayanamıyorken hangimiz dayanabilirdi?
''Nereye gittiğimizi söylemediniz?'' dedi taksici abi. Sonra kendimi toparlayıp gözyaşlarımı sildim.
''Denize ve karanlığa.''dedim ve abi beni anlamamıştı.
''Pardon anlamadım nereye?'' dedi şaşkın bir halde.
''Burada durur musunuz?'' dedim ve kafasını sallayıp durdu. Ücreti verip indim. Taksi uzaklaşırken ben de sahile doğru yürüdüm.
Bedenim, ruhum, hislerim ve duygularım öldürülmüştü. Bunu bilmek, hissetmek ve yaşamak benim için çok zordu. Nefes alamıyordum ve boğulacakmışım gibi hissediyordum.
İnsanlar bana tuhaf bir şekilde bakıyorlardı ben ise dümdüz ilerliyordum. Ayaklarımı kaldırıp sıcak kumlara bastım. Denize çok az kalmıştı. İçimdeki boşlukla yürüyordum. Denize yaklaşınca ayakkabılarımı çıkardım ve kenara fırlattım. İki adım kaldı ve artık ayaklarım denizin suyuna kavuşmuştu. Ben de denize. Sanki diğer parçam denizmiş gibi hissediyordum. Kendimi denize bıraktım ve bedenimi sarmasına izin verdim. Bir süre öyle kaldım ve sonra kafamı sudan çıkarıp derin bir nefes aldım. Saçlarımı düzelttim ve etrafa baktım. Sonra karşımda oturan hiç tanımadığım birisi bana bakıyordu. Bir süre bana baktı. Sudan çıkmam gerekiyordu. Adım atıp büyük bir güçlükle çıktım. Hala bana bakıyordu. Takmamaya çalışarak yoluma devam ettim. Ayakkabılarımı aldım ve adım atacakken bana seslendi.
''Bu dünyada nefes almak ve yaşamak zor demi? Bu yüzden kendine nefes alabildiğin bir yer bulmuşsun ve böyle rahatlatıyorsun kendini. Ama bu bir çözüm değil. Neden diye sorarsan bu sadece geçici bir şey ve küçük bir şey. Önemli olan aslında sevdiklerinin yanında olmasını istemen ama görüyorum ki o yok ve buda çok acı verici bir şey.'' dedi ve sustu. Ona baktığımda bana bakmıyordu sadece denize bakıyordu. Bu kimdi ve beni nasıl anlamıştı?
''Bana baktığını biliyorum. Gel otur. Deniz ikimize yetecek kadar büyük ve en önemlisi yanımızda.'' dedi ve şaşkın bir halde ona bakmaya devam ettim.
''Beni tanıyor musunuz?'' dedim ve bunu neden söylediğimi ben bile anlam veremedim.
''İnsanları tanımak zor bir şeydir. İnsanları kolay kolay tanıyamazsın. Tanıdın sanırsın ama hala tanımaya devam ettiğinin farkında bile değilsindir. İnsanoğlunun bir diğer hatası da budur. Tanıdığını sanmak.''
''Seni anlayamıyorum.'' dedim ve hala bana bakmıyordu.
''İnsanoğlunun diğer bir hatası da budur. Anlayamamak. Sorun yok zaten kimse anlamıyor, anlamayacak ve anlayamayacaklar. Gel hadi manzarayı kaçırıyorsun.'' dedi ve ona doğru yürüdüm ve yanına oturdum. Çok tuhaftı. Tuhaf bir kızdı. Sürekli denize bakıyor ve gözünü ayırmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ SON GÖRÜŞÜN
Novela Juvenilİki şehir arasında kalmış bir kızın hikâyesi. Bir sebepten dolayı kaldığı şehirden apar topar taşınarak kendi ailesinin evine yerleşir. Ama ne o şehirde iyiydi ne de şuan ki kaldığı şehirde. Ama ona iyi gelecek tek bir yer vardı o da Spor Akademisi...