7.Bölüm

75 23 0
                                    

        Yolun diğer tarafından, tam arkamdan koşarak bir adamın bana doğru yaklaştığını fark ettim. Hızla koşuyor ve bir şeyler söylüyordu. Söylediklerini tam olarak anlayamıyordum. İyice yaklaştı bana doğru. Koşmaya devam ediyordu ve sürekli olarak, "Hayalini yaşa. Hayalini yaşa!" diye bağırıyordu. Yanımdan hızla uzaklaştı ve gitti. Kim olduğunu bilmiyordum. Üzerinde eski ve yırtık elbiseleri vardı. Saçları ve sakalları birbirine karışmıştı. Ayağında ayakkabıları yoktu. Koşuyordu ve "Hayalini yaşa!" diye bağırıyordu. Bu ilgimi çekmişti. Bunu neden yaptığını merak etmiştim.

            Tam arkasındaydım ve onunla birlikte koşuyordum. Onunla birlikte ben de bağırıyordum, "Hayalini yaşa!"

            Nereye kadar gideceğimizi bilmiyordum. Sadece onu izliyordum. Durup dinlenmeden, saatlerce koştum onunla birlikte. Hiç yavaşlamadı ve beni fark etmedi bile. Otomatiğe bağlamış biçimde hem bağırıyor hem de koşuyordu sadece. Ayrıca beni fark etmesini de beklemiyordum. Onunla birlikte koşuyordum sadece.  

            Uzun süre sonra yavaşladı. Nefes almak için durakladı. Bu arada yine aynı şeyleri söyleyip duruyordu. Ama sesi zayıflamıştı. Ona doğru yaklaştım ve yanına oturdum.   

            İkimiz de tek bir kelime bile konuşmadık. Ona bakmadım. Onun da bana baktığını sanmıyordum. Belki de fark etmemişti beni gerçekten. Ya da umursamaz bir tavır takınmaya çalışıyordu. Sadece oturdum yanına. Bu arada o aynı sözleri tekrar ediyordu. Ben de onun yaptığını yaptım ve "Hayalini yaşa!" diye haykırdım.         

            Döndü ve gözlerimin içine baktı. Gözleri gözlerime iyice yaklaşmıştı. İçimde tuhaf bir korku oluştu. Kim olduğunu bilmiyordum. Dışarıdan bakıldığında, pek de akıllı birisi olduğu söylenemezdi. İyice eğildi bana doğru, gözlerini bir kartal gibi dikti gözlerime ve aynı sözleri haykırdı.

            Sonra ayağa kalktı, ben de kalktım. Koşmaya başladık yeniden. Ben onun arkasındaydım yine. Bu defa arkasında olduğumu biliyordu. Ancak yine de konuşmadık. Önce o bağırıyordu, sonra da ben.

            Onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Hayatı sokaklarda geçmiş olmalıydı. Kıyafetini belki de aylardır değiştirmemişti. Ayakkabısı yırtılmış ve çorapları görünüyordu. Saçlarını belki de yağmurlu havalar dışında hiç yıkamamıştı.

            Söylediği iki kelime dışında, onun peşine takılmış olmamı haklı gösterebilecek tek bir şey yoktu. O iki kelime "Hayalini yaşa!"

            Benim aradığım şey de buydu işte. Hayalimi yaşamak istiyordum.

            Peşine takılmıştım ve onunla birlikte sürekli olarak koşuyordum. O nereye giderse oraya gidiyordum. Yorulduğumu fark edemiyordum. Onun deli olduğu tartışmasız bir gerçekti. Ama şimdi bizi görenler, ikimizin de deli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdi. Peş peşe takılmış koşan iki deliydik.

            Bir süre daha koştuktan sonra, nihayet ikinci kez durakladı. Yol kenarında bir yere oturdu. Ben de onun yanına oturdum. Bu defa onunla konuşmak istiyordum.

            "Merhaba" dedim. Başını bana doğru çevirdi, umursamaz bir duruşla dönüp bana baktı ve "Hayalini yaşa!" dedi. Sanırım bir travma yaşamıştı ve travma öncesinde duyduğu son cümle, "Hayalini yaşa!" cümlesiydi. Oradan çıkamamış olduğu belliydi. Karşımda tedavi görmesi gereken birisi vardı ve ben de onun peşine takılmış gidiyordum.

Çocuk Hırsızları (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin