13- Randevu

511 40 26
                                    

Medya linki👉 https://pin.it/6u7Telr

Akaza POV:

Gerçekten Yuki nin de bana karşı hisleri olduğuna inanamıyorum. Benim gibi bi iblisten asla hoşlanmaz sanmıştım. Neyse ki hayallerim gerçek oldu.

İlk randevumuzu üstün körü ayarlayıp ayrıldık çünkü sabah olmak üzereydi. Sonsuzluk kalesine gidecek kadar vaktim olmadığı için kendime saklanacak başka bir yer buldum ve sabırsızlıkla tekrar gece olmasını bekledim.

Gökyüzü tekrar karanlığa gömülünce dışarı çıkma vaktim geldi ve bir kaç tane kasaba gezdim güzel tempura yapan bir yer bulmak için. Tabii bu konuda danışabileceğim tek kişi rastgele insanlardı. Ben de dış görünüşümü insana benzeterek -aslında bunu yapmayı hiç sevmem- restorantta rastgele birilerinin yanına gittim. En güzel yorumları alan yeri bulunca benim için tamamdı.

Bulduğum kasabanın yakınlarında da harika manzarası olan bir dağı fark ettim. Yemekten sonra yürüyüş için mükemmel bir yer olur. Aklımda yarın akşam için harika olanlar var.

Bu gece görüşmedik ve bir sonraki gece için gene aynı yerde buluşma sözü verdik.

Yuki POV:

Hava kararırken hararetle ilk ramdevumda ne giysem diye tüm dolabı alt üst ettim.

Yuki- *pembe kimonoyu kenara atar* fazla çocuksu... *siyah beyaz hakamayı kenara atar* fazla erkeksi... *beyaz kimonoyu kenara atar* fazla sade...

En sonunda elimde sadece üniformalarım kaldı.

Yuki- Niye hiç bir şey olmuyor?! Üniforma ile gidecek halim yok!

Karga- Üniformanın üstüne şu yeni aldığın haoriyi giyersin olur biter. Ne kastın bu kadar...

Yuki- Hmm... *bahsettiği haoriyi inceler* Sanırım ilk kez bir konuda haklısın.

Karga- Gene beni gömmeyi kes bak oyarım gözünü!

Yuki- Hahaha tamam tamam aferim kuş beyinlim *karganın başını okşar*

Kuşun dediği gibi normal üniformamın üstüne yeni haorimi giyip odamdaki boy aynasında kendime baktım. Gerçekten de fena olmadı.

Ben giyimime karar verene kadar hava karardı ve Akaza ile her zamanki buluşma yerimize gittim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben giyimime karar verene kadar hava karardı ve Akaza ile her zamanki buluşma yerimize gittim. Bu kez o benden önce gelmiş bekliyordu. Yanına gittiğimde arkasında sakladığı küçük beyaz gül demetini bana uzattı.

Akaza- Hoşgeldin, b-bunlar senin için...

Yuki- A- Gerçekten gerek yoktu, t-teşekkürler... Ben elim boş gelmiş oldum...

Akaza- Bir şey olmaz, sen gelsen yeter benim için.

Sözlerinden yüzüm kızardı ve gözlerimi kaçırdım tebessüm ederek. Sonra tekrar ona döndüm.

Akaza- Bu arada, haorin güzelmiş. Sana yakışmış.

Yuki- Teşekkürler. Pek uydu mu emin olamadım ama...

Akaza- Sana tam uymuş.

Yuki- Eee iki gün boyunca ne planlar yaptın?

Akaza- Ayarlamaya çalıştım bir şeyler. Sakın büyük hayallere kapılma.

Yuki- Hehe tamamdır.

Akaza- Hadi gidelim.

Bana elini uzattı tutmam için. Ben de elini tuttum ama beklemediğim bir anda beni kendisine çekip kucağına aldı.

Yuki- N-Ne-

Akaza- Sıkı tutun.

İnanılmaz bi hızla zıpladı ve insanüstü hızıyla bir yere gitmeye başladı. Fazla hızdan basınç arttığı için gözlerimi kapattım ve düşmemek için kollarımı boynuna sardım. Bi iki dakika sonra durduğunu hissedince gözlerimi açtım. Daha önce görmediğim, büyük ve modern bi şehrin yakınındaydık. Ben hayranlıkla karşıdaki manzaraya bakarken beni yavaşça yere bıraktı.

Yuki- B-Bi dakka şu an tam olarak neredeyiz?

Akaza- Kuzeyde böyle bi yer olduğunu duydum ve gelelim dedim. Kusura bakma vakit kaybetmeyelim diye böyle yaptım.

Yuki- Sorun değil.

Birlikte şehrin kalabalık sokaklarına doğru gittik. Kafamı çevirip ona bakınca dış görünüşünün hala aynı olduğunu gördüm.

Yuki- Görüntünü değiştirmeyecek misin?

Akaza- Gerek yok. Şu kalabalıkta kimsenin dikkatinin başka yöne kayacağını sanmıyorum.

Kafamı evet anlamında sallayıp yola devam ettik. Zaten bu halini seviyorum.

Yürürken elinin hafiften elime değdiğini hissettim. Elimi tutmak istiyor belli ki ama çekiniyor. Ben de çekindim biraz ve cesaret vermek için ben de aynısını yaptım. Böyle yapınca yavaşça elimi tuttu. Kalbim gene ağzıma atmaya başladı, yüzüm birden yanmaya başladı. Göz ucuyla ona bakınca Akaza nın da utanarak kafasını başka yöne çevirdiğini gördüm.

Gene göz ucuyla ona bakınca onun da bana baktığını fark ettim. Kalbim bunu kaldıramayacağı için yüzümü hızlıca diğer yöne çevirdim. O da bir şey demedi ama yine de kıkırdamasını duydum.

Bir süre daha yürüyünce bir dükkana girdik. Kalabalık ve büyük bir yerdi o yüzden kimse Akaza yı görmedi bile.

Ben boştaki iki kişilik masaya geçerken Akaza beni başka yine çekti.

Akaza- Daha sakin bir yerde yemeye ne dersin?

Yuki- Açıkçası çok daha iyi olur...

Kasa kısmına gidip favori menümden sipariş etti. Paketlerin gelmesini beklerken kısa bir süre sessizlik oldu.

Yuki- Nereye gitmeyi planlıyorsun bundan sonra?

Akaza- Sürpriz. Beğeneceğine eminim.

Yemek paket halinde geldi ve mekandan ayrıldık. Tekrar kalabalığın içine gidecekken Akaza beni kolumdan tutup durdurdu. Bir şey sormaya fırsat vermeden belimden tutup beni kendisine çekti ve büyük bir hızla sıçradı.

Ani hareketten dolayı gözlerimi kapatmıştım. Tekrar gözlerimi açınca şehrin üstündeydik. Manzaraya bakmaya fırsat kalmadan gene aynı hızla bir yere gitti. Kısa sürede de istediği yere vardı ve beni bıraktı. Etrafa bakınca bi yamaçta olduğumuzu anladım. Yamacında aşağısındaki manzara tarif edilemeyecek kadar güzeldi...

Durgun akan bir ırmağın etrafında çeşitli bitkilerle dolu bir kanyondu ve etrafı aydınlatan tek şey parlak ay ışığıydı. Tam da dolunay olduğu için ortam zifiri karanlık değildi.

.
.
.

Kısa bir aranın ardından yb attım hadi hayırlı olsun uwu

Bölümü uzatmak istemediğim için burada kestim, yoksa daha yazacaktım hehe neyse sonraki bölüme artık

Bölüm nasıldı canlarım beğendiniz mi?

Son zamanlarda ödevler ve sözlüler çok sıkıştı o yüzden sık sık yb atamıyorum. Okul temposu da yazma hızımı azalttı.

❄Kar Tanesi❄ [Akaza x Yuki] (OC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin