17- Silik Bir Anı

477 41 24
                                    

Medya linki👉 https://pin.it/3FSkqFq

Yuki POV:

Baş ağrısıyla uyandım, aptalca bir rüya görmüştüm ama net olarak hatırlayamıyorum. Sadece bir iki karesi net olarak zihnimde, çok gerçekçiydi. Benim gibi beyazımsı mavi saçlı ve siyah gözlü bir erkek çocuk, bana gülümsüyor.

Bunun ne anlama geldiğini bilemiyorum. Belki de kayıp anılarımdan biridir. Ne de olsa beş yaşımdan öncesi ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum.

Gözlerimi araladığımda gözümün önünü bulanık görüyorum. Gözlerimi ovunca elim ıslandı, uyurken ağladım mı ben?

Düzgün bir şekilde görünce karşımda Akaza yı elini çenesine koymuş, futonun dışında uzanırken gördüm. Durgun bir ifadeyle bana bakıyordu.

Akaza POV:

Yuki içeri giderken ben de köpeğini seviyordum. Birden aklıma onunla uyuma fikri geldi ve düşünmeden ona seslendim. Ama bunun şimdilik saçma olduğunu düşünüp vazgeçtim. Hele demin olandan sonra...

Aradan yarım saat geçti ve ayrılmaya karar verdiğimde Yuki nin sesini duydum. İblis olduğum için çıkardığı hafif sesleri bile duyabiliyorum. Bir sorunu var gibiydi.

Kendime engel olamayıp kontrol etmeye gittim. Odasının önüne gelince kapıyı açmadan durdum. Bi kızın odasına izinsiz girmek ne kadar doğru ki..?

Önce kapıyı tıklatıp içeri girdim. Kucağındaki oyuncağa sarılmış uyuyordu. Ama gözlerinden akan yaşlar beni de üzdü. Kötü bir rüya görüyor olmalı.

Yanına gidip omzundan hafifçe dürtüp ona seslendim ama uyanmadı. Amma derin uykusu varmış...

Şu an yanına yatıp ona sarılmayı o kadar istiyorum ki... Ama ondan gizlice yapmak doğru olmaz. Ben de araya mesafe bırakıp yere uzandım ve uyanmasını bekledim. Arada bir de ona seslenip yokluyordum.

Yuki POV:

Akaza: Kabus falan mı gördün?

Yuki: Bilmiyorum, hatırlayamıyorum...

Akaza: İlla ki aklında bir iki şey kalmıştır.

Yuki: Aslında bir şey var... Bana çok benzeyen, siyah gözlü bir oğlanın bana gülümsediğini hatırlıyorum.

Akaza: Belki kardeşin falandır.

Sarıldım oyuncağı bırakıp yavaşça doğruldum ve bacaklarımı çapraz birleştirip oturdum. Akaza aynı şekilde doğrulup oturur şekle geldi.

Yuki: Bilmiyorum ki... Beş yaşımdan öncesine dair hiçbir şey hatırlamıyorum... Zihnim niye benden bunları saklıyor ki..?

Akaza: Beyin yaşanan kötü anıları silmeye meyilli. Seni etkileyen şeylerin çoğundan kurtulmaya çalışmış olabilir...

Yuki: Ya o oğlan? O da kim ki?

Hatırlamama yardımcı olması umuduyla şakaklarıma masaj yaptım ama zihnim inatla istediğimi bana vermiyordu.

Akaza: Dediğim gibi kardeşin olabilir. Anlattığına göre sana benziyormuş.

Yuki: Bilmiyorum, Bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum!!

Sinirimden sertçe kafama vurdum. Tekrar vuracakken Akaza bileklerimden tutup beni durdurdu. Ama sinir gözyaşlarıma o da engel olamadı.

Akaza: Sakin ol, Yuki.

Yuki: Sakin falan değilim..!

Kafamı öne eğip sessizce ağlamaya başladım. Daha kardeşlerimi dahi hatırlamayan biri, daha geçmişi tam olmayan birinin bir geleceği olabilir mi ki?

Akaza bileklerimi bırakıp beni nazikçe kendisine çekti ve kollarını sırtıma doladı. Yüzümü göğsüne gömüp içimde biriken bunalım azalan kadar ağladım. O da sağ olsun tek kelime etmeden sadece sırtımı sıvazladı.

Ağlamaktan yorulduğumu hissedince ağırlığımı ona yasladım. Akaza da bunu fark edip beni yavaşça yatağıma yatırdı ve yorganla sırtımı örttü.

Akaza: Senin için zor olmalı, hadi dinlen biraz...

Bunları derken saçlarımı okşadı. Sanki bakıcımmış gibi davranıyor. Aslında değer gördüğümü bilmek hoşuma gidiyor, bedeli ne olursa olsun...

Her an kalkıp gidecekmiş gibi bir hisse kapıldım. Bileğini tutup onu hafifçe çekiştirdim.

Yuki: Yanıma gelsen... Olur mu..?

Akaza kafasını sallayarak onayladı bir şey demeden. Yatması için kenara kayınca yanıma uzanıp benimle birlikte battaniyenin altına girdi. Bana sarılarak kendisine yakın tuttu, kafamı göğsüne yaslayıp derin bir iç çektim. Güçlü kolları arasında güvende hissetmek güzel bir duygu...

Kısa süre sonra da uykum gelmeye başladı. Yavaş yavaş gözlerim kapanırken dudaklarını saçlarımda hissettim hafifçe. Ama biliyordum ki uyandığım zaman hepsi gidecekti ve tekrar yalnız olacaktım.

Bunu düşününce biraz moralim bozulsa da uyku ağır bastı ve uykuya daldım. Bu kez ruyasız tertemiz bir uyku çektim.

~
~

Uyandığımda beklemediğim bir şekilde Akaza hala burdaydı. Aklıma ilk gelen şey ise sabah güneş ışıkları direk adama geliyordu. Panikle kafamı kaldırdım ama neyse ki perdeler kapalıydı ve içeri hiç ışık sızmıyodu. Ani hareketimden Akaza kapalı olan gözlerini açtı. Uyuyup uyumadığından emin tam emin değilim.

Akaza: N'oldu?

Yuki: Yok bir şey... Sadece, sabah güneş direk odama düşer. Senin için endişelendim...

Garip bir şekilde yüzümün ısındığını hissettim ve bakışlarımı kaçırdım. Ona kaçamak bir bakış atınca yüzündeki tebessümü gördüm. Değer görmek kimin hoşuna gitmez ki..?

Tekrar yerime uzanınca bu kez Akaza doğruldu ve elini yavaşça yanağımda gezdirdi.

Akaza: İyi uyuyabildin mi bare?

Yuki: Evet anneeee.

Akaza bu sözüme güldü. Bazen gerçekten sanki çocukmuşum gibi davranıyor.

Daha fazla uyumak istemedim ve kalkıp güzelce esnedim.

Yuki: Baksana, şimdi akşam olana kadar burda mısın?

Akaza: Evet. Noldu beni istemiyor musun?

Bunu gülerek alaycı bir şekilde söylemişti, ciddi değildi.

Yuki: Ayıp ettin evimin direği~

Bir an durdu ve yüzü kızardı, ilk mal gibi kaldım ama sonra bunu sebebini anladım. Aptal niye kocanmış gibi sesleniyorsun ki?!

.
.
.

Eveeeet bölüm nasıldı üzümlü keklerim ^3^

❄Kar Tanesi❄ [Akaza x Yuki] (OC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin