4. Bölüm

30 23 3
                                    

"Rezvan'ı dayımızın oğlu diye tanıttım. Köyde soran olursa sizde böyle söylerseniz." dedi ve Rezvan'a döndü "

Böyle bilinmesi daha iyi olur. Bu köydekileri bilmezsin. Kim bilir ,hem senin hem bizim hakkımızda neler söylerler. Boş yere başımız ağrımasın." dedi.

Güneş batmak üzereydi. Selim dışarıya çıkıp arkasından kız kardeşine seslendi "Sarya"

Sarya kucağına aldığı küçük kızla yeni doğmuş civcivler hakkında konuşuyordu.
Abisinin sesini alır almaz kızı yere bırakıp dışarıya çıktı.

Hava kararmış , dışarıda rüzgar esiyordu. Gün içerisindeki o bunaltıcı sıcak havadan eser yoktu.

Rezvan pencereden dışarıya bakıyordu. Küçük kız Rezvan'ın yanında durmuş ona sorular soruyordu. "...peki en sevdiğin renk hangisi ? " " Tüm renkleri severim." " Bir tane seçmen gerek. Mesela ben en çok kırmızı rengini severim. İclal halam da en çok yeşil rengini sever. Tabiatın saflığının yansımasıdır der. Bence kırmızı renk daha güzel hem güllerde kırmızı..."

Dış kapı açıldı Selim önce gülümseyerek kızına baktı. Sonra Rezvan'a dönüp. " Minik dostun başını fazla şişirmiyiyor ya ? " dedi gülerek.

Rezvan gülümseyerek " hayır aksine... " dedi. Selim koltuğa oturdu. Rezvan da pencerenin yanındaki sandalyeye oturdu.

"Bir kaç gün sonra tekrar şehre gidicem. O zaman seni de götürürüm.  Bodrum kattaki odayı  bir güzel temizledik. Şehre gidine kadar orda kalırsın. Umarım rahat edersin.

Sebzeleri toplayıp şehirdeki pazarcılara satıyorum. İyice olgunlaştılar topladıktan sonra bir an önce yola koyulmam gerekicek.

Hem senin için de böylesi daha iyi olur. Ailen merak etmiştir." dedi.

Selim bu söylediği ile Rezvan'a ailesinden bahsetmesi için gönderme yapmıştı. Rezvan yorgundu ,Selime açıklama yapmaya niyeti yoktu. Anlamamış gibi davrandı. " Evet tabii. Ne kadar erken gitsem o kadar iyi " U

Umutsuzluğa düşmüş, kendisini bataklığa batmış gibi hissetti.

SONSUZLUK VE BİR GÜN (Kısa Hikâye)  (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin