8

273 34 39
                                    







Buz gibi karanlığın içinde hiç çırpınmadan duruyordu. Uzun zamandır nefes alamıyordu lakin panik halinde değildi, aksine ruhunun dinginliğini yansıtmak istercesine, uzun gür saçları sakin bir şekilde usulca dalgalanıyorlardı. Gözleri kapalı, dudakları aralıktı. Ağzından baloncuklar çıkıp karanlık içerisinde dans ediyorlarken, hareket dahi etmek istemediğinin farkına vardı. Okyanusun suyu derindi, karanlıktı, lakin o kendinden vazgeçmişti. Boğuluyordu fakat bir şey yapmıyordu.

Belki de tüm bu çabalarının karşılıksız kaldığını fark etmişti, çabalarsa daha derinlere doğru batacağını biliyor ve sadece ağzından çıkan köpüklerin kulaklarında patlamasına şahitlik ediyordu. Onu kurtaracak bir sürü insan olmalıydı. Elinden tutup yukarı çekecek arkadaşları, mürettebatı, birileri olmalıydı. Lakin hiç kimse yoktu. Ölüyordu ve yalnızdı.

Bir an gözlerini açma ihtiyacıyla doldu taştı yüreği. Dolunay ışıklarının okyanusu aydınlattığını ve su minerallerini sihirli parçacıklar gibi gösterdiğini görmek istedi. Bu yüzden, ufacık isteğini gerçekleştirmenin hakkı olduğunu düşünerek en az okyanuslar kadar karanlık olan gözlerini araladı.

Ve o ışığı gördü.

Işık ona gülümsüyor ve gözlerinin deli gibi yanmasına neden oluyordu. Bilmiyordu, belki de gözlerini yakan şey güneş gibi dünyasını aydınlatan gülümseme değil, okyanusun yoğun, can yakıcı tuzlu sularıydı lakin bu acının sebebi her neyse, hala yaşamakta olduğunu iliklerine kadar hissettirmişti.

Gözleri ateşler içerisinde yanıyormuş gibi acısa da, o gülümsemeden mahrum kalmamak için göz kapaklarını bir saniye olsun kapatamıyordu. Eğer suyun yüzeyinde olsaydı, okyanusun tuzlu sularının lav nehirleri gibi gözlerinden akacağına emindi. Lakin öyle bir büyüye kapılmıştı ki, gözbebeklerini bile kıpırdatamıyordu.

Akciğerlerinin nefes ihtiyacıyla can çekiştiklerini biliyordu. Vücudu gittikçe ağırlaşırken, ruhunun da bir o kadar ağırlaşmaya başladığını fark etti. Bedeninin yavaş yavaş batmaya başladığını hissedebiliyordu. Dolgun dudaklarını biraz daha araladı, lakin bu sadece ağzına daha çok okyanus suyu dolmasına neden olmuştu.

Saçları usulca süzülüyorken ve okyanusun karanlık suları onu biraz daha sarmalıyorken, gün ışıkları yavaş yavaş ufak parıltılara dönüşmeye başladı. Dibe battıkça, aydınlıktan mahrum kalıyordu ve bir de, o sıcak gülüşten. Artık her şeyin bittiğini düşündüğü bir vakit, güçlü bir tutuşla kavrandı bedeni. Yüzünün hemen dibine girmiş olan esmer güzellik, tamamen etkisi altına almıştı kaptanı.

Aralarına hafif kırmızı pullar serpiştirilmiş olan kuyruk tüm bedenini sardığında, kaptan nihayet ısındığını hissetti. Her şey inanılmaz bir hızla gerçekleşiyordu, baloncuklar sihirli fısıltılar gibi etraflarında uçuşuyorlarken, kaptan zamanın aniden aktığını ve yaşamın kaldığı yerden devam ettiğini gördü. Gözleri büyülenmiş bir halde karşısındaki bedeni inceliyorken, onun gözlerinin kararmaya başladığını ve dişlerinin sivrileştiğini gördü. Mor damarlar göz çevresinde oluşmaya başlasa bile, o hala tüm evrenin en güzel varlığıydı.

Gözlerini ondan alamıyordu ki, tam şah damarının üzerinde, ateş gibi yakıcı bir dokunuş hissetti. Sıcak dudaklar buz gibi teniyle birleşince, önce karnında patlayan bir güneş, daha sonra tüm bedenini kavuran bir sıcaklık hissetti.

Önündeki sirenin tüm bedeni, altın simleriyle parıldıyordu sanki. Kyungsoo onu izlerken birazdan boğazını deşecek ve yaşamına son verecek olan dişleri bekledi. Gözlerini kapatıp her şeyin sona ermesini bekliyorken, bir anda kendisini suyun üzerinde bulunca şaşkınlıkla nefes almaya başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 20, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SIREN || DoKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin