Zamanın boşluğunda bir yerlerde kendimi arıyorum. Sessizlikle savaşım bitsin diye arkada bir müzik açtım. Okuduğum hiçbir gelişim kitabı beni geliştirememiş. Mucizeler karşıma çıkmayı bırakmış. Hayattan umudu kesmek üzereyim. Hiçlik hangi ara bu kadar can yakmaya başladı acaba? Kendimi işe yaramaz hissettiğim bir dönemdeyim. Anlaşılmak istiyorum ama daha ben kendimi anlayamazken başkası nasıl anlasın? Ne çok cevaplanmamış soru var kafamda. Herkesin ağzında her şey güzel olacak cümlesi varken güzel olacağına dair tek bir belirti yok. Ruhumun yorgunluğu göz altlarıma işlemiş. Uyku düzenim yok bahanesi dilime yapışmış. Ben ne istiyorum? Hayattan, sevdiklerimden, kendimden. Çıkmazın ortasında oturmuş bekliyorum. Eskiden hiç beklemediğim anda mucizeler çıkardı karşıma. Ben mucizelere inanırdım. Peki ya şimdi? Telefonumda bir bildirim var. Açıp bakmayı canım istemiyor. Canım hiçbir şey istemiyor. Biri beni çekip çıkarsın bu bataktan. Derken o biri geldi.
Ben o bildirimi açtım. Bildirimi açarken kalbimide açmışım farkında olmadan. Biri benimle dalga mı geçiyor bu kadar mutlu olamam diye düşündüren biri beni o dağınık dünyadan çekip çıkardı. Hemde varlığını bilip kendisini hiç görmediğim ama zihnimin derinlerine işlediğim biri. Kendisine buradan onu çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Hep tüm dünyaya haykırmak istiyorum bu aşkı derdim. Ben severken biraz abartırmışım. Onunla öğrendim. En sonunda yazmaya karar verdim. Bizim serüvenimize hoşgeldiniz. Bu kitap adı hep Şair Çocuk olarak kalacak olan adama ithaf edilmiştir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
Non-FictionOna "Sen sevdiğim şiirin en güzel cümlesisin." demiştim. O benim "BERCESTE'M". Zoru hep severdim. Alışmıştım. Ama hiç kaybetme korkusu yaşarak zorlanmamıştım. Bizi denk getiren kader bize mutlu sonda yazmış mıdır? Yorulursa yüreğin, yüreğime yaslan...