15

61 3 0
                                    

Tüm vücudumun ağrıdığını hissediyordum. Ayaklarım beni zar zor taşıyordu. Bunun için mi hukuk okumuştum ben? Kahretsin ki derece bile yapmıştım. Karşılığı bu muydu cidden? Eve gidip kafamı koyduğum ilk yerde uyumak istiyordum. Sadece vücudum değil kafam da yorulmuştu.

Evimin olduğu sokağa girdiğimde onu gördüm. Siyahlar içindeki beden gülerek karşısındaki sarışınla konuşuyordu. Arkalarındaki bina dikkatimi çekti. Yeni mi açılmıştı orası? Gözlerim tabelaya doğru gitti.

Euphoria?

Ne demekti ki bu? Gözlerim tekrardan siyahlar içindeki bedeni bulduğunda onun da gözleri beni bulmuştu. Gülümseyerek elini salladı. Gelmem için işaret yaparken ilerlemeye başladım. Tek elimle gözüme gelen saçlarımı geriye doğru attım. Yanlarına ulaştığımda gözlerim sarışını buldu. Tatlı bir görünümü vardı. Saçları uzundu. Hemen hemen omuzlarına geliyordu. Birazını arkadan toplamıştı. Çilleri vardı. Yanımda biraz minik kalmıştı.

"İşten geliyorsun değil mi? " Konuşan bedene döndü gözlerim. Kafamı sallayarak onayladım onu.

"Evet, sen ne yapıyorsun burada?" Sarışını umursamadan sorduğum soruyla göz ucuyla ona baktım. Onun da gözleri benim üzerimde geziniyordu. Gözlerimiz buluştuğunda gülümsedi. Karşılık olarak bende gülümseyip gözlerimi Jungkook'a çevirdim.

"Şey, ben burayı satın aldım." Parmağıyla arkasındaki binayı gösterirken konuştu. Gözlerim şokla kocaman olmuştu. Yani bu demek oluyordu ki Jungkook artık tamamen koredeydi.

"Sen ciddi misin?" Gülümseyerek kafasını salladı.

"Evet Taehyung. Gelmek ister misin?" Gözlerini kırpıştırarak gözlerime bakmaya devam etti. Ben hala şoktan çıkamamıştım. Nasıl yani? Jungkook koreye kalıcı olarak dönmüş müydü? Napacaktım peki?

"Tabi isterim." Elimden tutarak beni içeri doğru ilerletti. Kapıyı açıp içeri girdik birlikte. Sarışın da arkamızdan gelip kapıyı kapattı. Gözlerim hemen etrafta dolaştı. Siyah tonları hakimdi ortama. Mor aydınlatmalar vardı etrafta. Dövme malzemelerini rafların üzerine koymuştu. Dövme koltuğunun haricinde yan tarafta bir oturma alanı vardı. Koltuklar yine siyahtı. Her şeyin bu kadar siyah olmasına rağmen içerisi boğucu değildi. Duvarda tablolar vardı. Bir sürü. Bazı yerlerde duvarlara asılı led ışıklar vardı.

"Nasıl?" Sorusuyla gözlerimi uzun süredir incelediğimi farkettiğim alandan Jungkook'a çevirdim.

"Çok hoş. Her şey siyah olmasına rağmen boğucu bir havası yok." Gülümseyip alt dudağını dişleri arasına aldı. Gözlerim dudağına kayarken hemen kendimi toparlayıp başka bir yere döndüm. Daha önceden farketmediğim kapıyı görünce kaşlarımı çattım. Wc'nin dışında ayriyeten bir kapı daha vardı.

"Şu kapı ne iş?" Yüzüne yer edinen sırıtmayı gördüğümde kapının ardında ne olduğunu daha çok merak etmiştim. Elini bana doğru uzatmıştı. Uzattığı eline baktım bir süre tereddütle. Ardından elimi eliyle buluşturdum. Birlikte kapının önüne geldiğimizde yavaşça açtı kapıyı. Kapı karanlık bir koridora açılmıştı. Koridora girdiğimizde kapıyı ardımızdan kapadı. Kapı kapanınca alt ve üst kenarlardaki ledler aydınlandı. Koridor bir anda kırmızıya bürünmüştü. Koridorda ilerledikçe kulağıma gelen müzik sesiyle kaşlarımı çattım. Bir kapının daha önüne geldiğimizde kaşlarım hala çatıktı. Kapıyı açtığında yüksek müzik sesi kulaklarıma doldu. İçerisi minik bir bardı. Etrafta kırmızı koltuklarda, barın önündeki siyah taburelerde ve ortada dans eden insanlar vardı.

"Jungkook, bu yasal mı?" Yüksek sesli müziğe rağmen yan tarafımdan gelen kahlahasını duymuştum. Daha fazla orda durmak istememişti sanırım çünkü beni çekiştirerek dövme yapılan yere geri getirmişti.

Sexbuddy / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin