21

37 2 0
                                    

Gidemezdim. Yine pişman olacağımı bilerek gidemezdim. Yine bırakamazdım. Bırakmak istemiyordum ki zaten. Ayaklarım sanki yere çivilenmiş gibi durdu. Adım atamıyordum. İlerleyemiyordum. Durduğum yerde yağmurdan ve göz yaşlarımdan ıslanan yanaklarımı sildim. Arkamı dönüp hala aynı yerinde olan ve gözleri bende olan Jungkook'a baktım. Hızla yanına ilerleyip ensesinden tuttuğum gibi dudaklarımı dudaklarına yapıştırdım. İşte bundan asla pişman olmazdım. İşte bu asla pişman olmayacağım tek şeydi. Yağmur dudaklarımızın arasına sızarken onu öpmeye devam ettim. Ellerini belime koyup belimi sıkarak beni kendine çekti. Parmaklarımın arasında olan saçlarını çekiştirerek daha sert öpmeye başladım. Ellerini kalçalarımdan aşağı indirerek baldırlarımdan tutup beni kucağına aldı. Bacaklarımı sıkıca ince beline doladım. Elinin biri bacağımda biri kalçamda dolanıyordu. Bir anda beni arkamdaki duvara sertçe çarpınca dudaklarım dudaklarındayken seslice inledim. Kafasını geri çekip yüzüme baktı. "Gideceksin sanmıştım." Gülerek dudaklarımı dudaklarına sürttüm. "Gidemem malesef, arkadaşım." Üzerine bastırarak söylediğim kelimeyle gülmeye başlayarak kafasını omzuma yasladı.

"Taehyung," kafasını kaldırıp gözlerini gözlerimle buluşturdu. Hala kucağındaydım ve beni indirmeye niyeti yok gibiydi. "Arada yapsak mı bunu?" Anılar kafamda dönmeye başlarken gülümseyerek ensesindeki saçlarla oynamaya başladım. "Hayır Jungkook, seninle sex arkadaşı olmayacağım." Gülerken alt dudağını ısırmasıyla gözlerim oraya kaydı. "Bana istemiyormuşsun gibi gelmedi ama..." belindeki bacaklarımı sıkılaştırarak iyice bana yapışmasını sağladım. "Öyle mi dersin?" Oyunuma ayak uydurup beni kucağında zıplattı. Dudağını ıslattıktan sonra burnunu burnuma sürttü. "Öyle derim." Ensesindeki parmaklarımı yukarıya doğru çıkartıp saç tutamlarının parmaklarıma dolanmasını sağladım. "Seninle sex arkada olmayacağımı söylemiştim Jeon."

Cümlemi bitirir bitirmez dudaklarıma ardı ardına birkaç tane öpücük bıraktı. "Sikeyim, lanet dudaklarından ayrılamıyorum." Tekrar öpeceği sırada saçlarının arasında olan parmaklarımla saçlarını sıkıca tutup öpmesine izin vermedim. "Hayır, daha az önce her şeye yeniden başlayalım dedikten sonra beni böyle öpmemelisin Jeon." Saçlarını bırakmadan dudaklarına dudaklarımı sürtüp kafamı geri çektim. "Arkadaşlar öpüşmemeli, haksız mıyım?" Kalçalarımı hareket ettirip penisine sürtünmesini sağladım. Gözleri dudaklarımdan gözlerime çıktı. "Benimle oynama." Fısıldarcasına konuştu. Gülerek burnumu yanağına sürttüm. Oradan boynuna doğru inip kokusunu içime çektim. Boynuna minik bir öpücük bıraktıktan sonra sertçe ısırdım. "Ah, siktir." Isırdığım yerde dilimi gezdirip uzaklaştım.

"Ya seninle oynamak istiyorsam?" Parmaklarımı boynundaki diş izlerimin üzerinde gezdirirken sordum. "Sonuçlarına katlanman gerekir." Gülerek yağmurdan dolayı alnına yapışan ıslak saçlarını geriye doğru taradım. Ardından ellerimi yanaklarına koyarak yüzünü yüzüme yaklaştırdım. "Hadi ya." Hırsla dudaklarıma atılıp sertçe öpmeye başladı. O kadar sertti ki karşılık vermeme bile izin vermiyordu. Ağzıma gelen metalik tatla dudağımın kanadığını anlamıştım. Dudağımı ısırarak geri çekildi ve dudağımı bıraktı. Dudağımı ağzımın içine çekip emdim.

"Bu kadar arsız olmaya devam edersen kanayan tek şey dudağın olmayabilir güzelim." Yaptığı imayla omzuna vurdum. "Sus pislik herif. Dudağım acıyo." Mızırdanarak söylendim. Parmağını dudağıma götürüp ağzımdan çıkarmam için çekiştirdi. Alnıma düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp dudağımı dudakları arasına alıp emdi. Minik bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Geçti mi?" Kafamı sallayıp onayladım. Gülümseyerek elini bacağımdan çekip belime sardı ve kucağından inmemi sağladı.

"Bir şekilde kendimizi hep böyle dağılmış buluyoruz farkettin mi?" Dediği şeyin doğruluğu geçmişi düşünmemi sağlamıştı. Gerçekten de bir şekilde hep dağılmış oluyorduk. Yatakta. "Bize yakışıyor bence." Gülerek onayladı. "Öhöm, hyung." Felix'in sesiyle ikimizde kapıya döndük. "Evet?" Sorar gözlerle ona bakmamızla gözleri ikimizin arasında gidip geldi. "Müşteri..." Jungkook kafasını salladıktan sonra Felix içeri geri girdi. "Gitmem lazım." Dedi baş parmağıyla kapıyı işaret ederek. Mutsuzca dudaklarımı büzüp onayladım. Elini saçlarımın üzerine koyup okşadı. "İşin bittikten sonra bana gelmek ister misin? Konuşuruz biraz." Cevabını beni öperek verdikten sonra elimi sallayarak oradan uzaklaştım. Hızla eve gidip kendime çeki düzen vermem gerekiyordu.

Sexbuddy / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin