Girdiğimde yatakta yorgana sarılmış bir adet Nehir buldum. Sonra tekrar çıktık odadan.
"Eee, geldik Nehir'in evine. Ona da hasta diye bakıcam zaten. Şimdi söyle kim bu anonim?"
"Mehir."
"Orasını biliyorum gerizekalı, bilmediğim kısmını anlat."
"Mehir artı anonim eşittir senin bildiğin Nehir."
"Tamam öğrendiğim iyi oldu, şimdi sen tıpış tıpış gidiyorsun evden hadi!" Dedim. Ağzını açmasına fırsat vermeden kapı dışarı ettim. Hemen Mehir'in odasına girdim. Demek anonim sensin. -Tahmin etmiştim zaten.- başına doğru eğilip elimi anlına koydum. Yanıyordu! Eğer biraz daha böyle kalırsa havale geçirip ölecek! "Me- aman Nehir, kalk! Bak hadi kalk havale geçireceksin!"
"Ya, beni bir salın!"
"Hayır efendim salmıyorum!"
"Ya sen bela mısın? Daha seni tanımıyorum bile!"
"Yakında tanırsın. Şimdi banyo nerde söyle."
"Odanın içinde bir tane daha kapı olduğunu görmedin mi gerizekalı?"
"Ne bileyim ben? Bizde bir tane banyo var, Zengin miyiz biz? Hayır fakiriz."
"Bizde de bir tane var salak. O da benim odamda."
"İyi, Bak banyoda özel bir şeylerin yok değil mi? "
"Var!"
"Tamam o zaman kalkıp al."
"Bırak kolumu, tırnağımın ucunu kıpırdatacak halim yok."
"Konuşmaya halin var ama?"
"Ben lazım Pars, Bir laz kızı iki eli kanda dahi olsa konuşur."
"Tamam o zaman. Madem banyoya gidemiyoruz, bari kalk da havale geçirme! Ateşini dindirelim. " Dedim. Zorlanarak da olsa yorgandan ayırdım onu. Kucağıma aldım ve salona doğru yürümeye başladım.
"Pars, abimler seni görürlerse -abimlerin görmesine gerek yok- sülaleden herhangi birisi görürse seni yaşatmazlar."
"Nerden görecekler beni Allah aşkına ?" Dedim onu koltuğa oturturken.
"Pars burası bizim aile apartmanımız, abimler, babaannem, ve kuzenlerimin bir kaçından oluşan ufak bir sülale yaşıyor burda. "
"Karşında bir komutan var. Bana bir şey olmaz."
"Senin karşında da tek uzmanlık alanları kız kardeşlerine bir kilometreden fazla yaklaşanlara acımadan mezar taşı seçtiren üç tanecik öküz bireyler var."
"Sen Asker yarine kıyamaz, durdurursun onları. "
"Ha sen biliyon yani?"
"Biliyom Deli kız. "
"Şimdi ben sana istediğimi söylesem, sen bana istediğini söylesen, ben uyuyup uyansam, hiç bir şeyi hatırlamam biliyor musun? Ve bu benim canımı çok sıkıyor."
"Neden hatırlamayacakmışsın?"
"Hasta olunca hep öyle oluyor."
"Nasıl yani?"
"Yani her türlü hastalığa karşı unutma gibi bir alerjim var."
"E desene ben istediğimi söyleyebiliyorum."
"He söyleyebiliyorsun. Ama uyanınca hepsini tekrar anlat Tamam mı?"
"Tamam. Şimdi gel sana bir güzel çorba yapalım. Sonra balkona çıkarız, madem banyoya giremiyoruz, biz de ateşini farklı yollarla düşürürüz."
"Daha önce de söylediğim gibi, tırnağımın ucunu kıpırdatacak halim yok. "
"E Ben seni taşırım Deli kız."
"Olmaz yorulursun. "
"Neden yorulacakmışım?"
"Ağırım oğlum ben. Taşıyamazsın."
"Daha yeni taşırken bana kuş gibi geldin."
"Altmış beş kilo bir bireyi taşırken hiç yorulmadın yani öyle mi?"
"Sen sanırım unuttun benim askerde ne türlü eğitimlerden geçtiğimi."
"Ha yani o kadar fazla kilo kaldırdın ki ben sana hafif geldim öyle mi?"
"Öyle deli kız." Dedim ve onu tekrar Kucağıma aldım. Bu sefer mutfağa doğru ilerledim. Salona doğru yürürken görmüştüm yerini. Mehir'i mutfak tezgahına oturttum. Sırtını dolaba yaslayıp boynunu omzuna düşürdü, gözleri kapandı. "Öyle hemen uyumak yok deli kız, daha çorba içeceksin bu soğukta balkonda. "
"Ya senin hiç mi vicdanın yok?"
"Var tabii, olmaz olur mu hiç? Sen çorbanı içtikten sonra beraber odaya geçip uyuyacağız. Seni böyle sımsıkı sarıcam. Hemen ısınırsın hem."
"Hep bunu hayal etmiştim biliyor musun?"
"Valla mı?"
"Sana yalan borcum mu var? "
"Bilmem var mı? "
"Bilmem, belki vardır." Dedi sırıtarak. Ben de güldüm. Allahım bu anı bozma. Biliyorum, kimi senden daha çok seversem onu benden alırsın... ama onu benden alma. Senden daha çok sevmiyorum ama onsuz da yapamam allahım...
...
"Hadi bak son bir kaşık kaldı Mehir."
"Tamam ama Bundan sonra başka içmem! Zaten dondum zalımın oğlu." Dedi ve son kaşık çorbayı da içti.
"Bak bitti. Hadi gel içeri gidelim. Ateşin de düşmüş."
"Ateşim düşmedi, vücudumda sıcaklığa dair en ufak bir şey bile kalmadı."
"Tamam tamam, şimdi ısınırsın. Hem yanımda yatacaksın.,"
"Seninle olayım da nerde olursam olayım." Dedi. Gülerek Kucağıma aldım onu. Odasının kapısını yavaşça açtım. İçeri girip yatağa bıraktım. Kapıyı kapatıp ben de yanına uzandım. Kolumu başının altından geçirip omzuna koydum. O da elini belime sardı. Boşta kalan ellerimizi birleştirdim. Saçına bir öpücük kondurup kokusunu içime çektim.
"Seni çok seviyorum Mehir. "
"Bende seni."
"Bende seni ne?" Dedim. Gülerek cevapladı.
"Bende seni çok seviyorum..."
Oy sınırı 20
Yorum sınırı 30
Artık diğer bölümde görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKER YARİM | Texting (+18)
Humormizah amaçlı yazılmıştır. keyifli okumalar. .... Bilinmeyen numara: Yakışıklı Beyfendi bakar mısınız? Asker yarim: kimsiniz? Bilinmeyen numara:gelecekteki karın asker yarim.