Keyifli okumalar
Şirket yemeklerine gitmeyerek çok iyi bir şey yapıyormuşum. Sıkıntıdan patlamama çok az kalmıştı.
Bundan önceki bir saat en beteriydi. En azından şimdi oturuyordum ve masada Okyanus, Ömer, Pamir, Akın, Emir ve Eymen vardı.
Onlarla oturana kadar, babam benim şu an asla kim olduklarını hatırlamadığım kişiler ile tanıştırmıştı.
Abim de gelmişti ve şu an benimle oturmak yerine, ileride Barlas ile konuşuyordu. Bunlarda kavga ediyor ayağına iyi anlaşmaya başlamışlardı. Sorsak, inkar ederlerdi.
Kafamı, Okyanus'un omzuna yasladım. Millet ile tanışmak beni yormuştu.
Birinin saçımı karıştırması ile kaşlarımı çattım. Kafamı kaldırmadan, kafamı çevirdim.
"Abisinin gülü, yoruldun mu?"
Okyanus kıkırdamaya başladı.
"Abi diyen dilimi eşek arısı soksaydı keşke."
Çağan kaşlarını çattı ve bu sefer kafama vurdu. "Ayıp."
Bir anda Emir konuşmaya başladı. "Oy senin abin mi olmuş, ona bıcır bıcır abi mi diyorsun?"
Akın baygınca ona baktı. "Arkadaşım olduğun için utanıyorum."
Emir ise çocuk gibi kollarını bağladı ve suratını astı. Tabiki bu tabloya Okyanus kıyamadı.
"Emir bakma sen onlara. Ben seninle sonsuza kadar arkadaş olurum."
Emir anında sırıttı ve ayağa kalktı Okyanus'a sarılmak için. Ortalarında Ömer oturuyordu. Etrafından dolanmak yerine Ömer'in üstünden uzandı. Okyanus'ta ona sarılmak için ayağa kalktı.
Okyanus'un mini olan elbisesi, kalkmasından dolayı biraz daha yukarı çıktı.
Bu lanet elbiseyi en yakın zamanda ortadan kaldırmam gerekiyordu.
Sarılan çifti ayırmak için Okyanus'u yanıma çektim. Geri sandalyesine oturdu. Şaşkınca bana döndü.
"Elbisene zaten ayarım, birde sen hareket ettikçe tepene çıkıyor. Bu elbiseyi yakmamak için bir sebep söyle."
Beni dinledikçe kaşları çatıldı. "Bu elbiseyi yaktığın an daha kısasını alırım."
İnanamazca ona baktım. "Daha kısası da mı var?"
Bu terzilerin derdi neydi?
"Bu arada blöf yapmıyor. Daha önce bu sebepten bizde kavga ettik. Ve cidden daha kısasını buldu."
Eymen'in konuşması ile ciddi mi diye ona baktım. Gayette ciddiydi.
Ne vardı annem gibi uzun bir elbise giyseydi?
Gerçi o da kırmızı bir elbise giymişti. Bakan bir daha bakıyordu.
Etrafında değer bir verdiğim bir kız yokken daha iyiydi sanki.
