Yıllanmış Aşk

Bölüm 47

Keşkelerimize...

Hepinize iyi okumalar diliyorum<3

"Evet bayım, kuşları severim. Ve siz benim gökyüzümsünüz..."

Steve karşısındaki kadına aşkla bakarken Elizabeth ile evlenmenin hayatındaki en doğru karar olduğunu bir kez daha anlamıştı. Bu yoğun duygular eşliğinde uzandı ve genç kadının alnına kocaman bir öpücük kondurdu.

Elizabeth huzurla kapatmışken gözlerini dünyada bundan daha iyi bir anda olabileceğini düşünmüyordu. Sevdiği adam yanındaydı, kendisi iyiydi, arkadaşları iyiydi ve küçük yumurcaklar bile sakin bir şekilde duruyorlardı.

"Hadi bakalım, bizimkilere bakalım." dedi Elizabeth.

Steve başıyla onayladığında birlikte hazırlıkları tekrar kontrol ettiler ve ekip ile konuştular. Nişan yaklaşık 20 kişi ile gerçekleşiyordu. Eh, 60 yıl boyunca yaşamayıp evlenmeye karar verince sahip olduğunuz tek şey arkadaşlar oluyor.

İçkiler içilip, yemekler yenirken Elizabeth elindeki portakal suyunu yudumluyordu. Steve tarafından kesin bir dille uyarılmıştı alkol kullanmaması konusunda.

Saat 9'a gelirken Elizabeth Steve'in yanına oturmuş, ekip ile sohbet ediyordu. Sam, Bucky ile konuşurken Elizabeth, Bruce, Tony ve Hope yeni bir projeden bahsediyorlardı. Steve, Howard ile konuşurken geri kalanlar kendi halinde takılıyorlardı.

Steve artık zamanın geldiğine kanaat getirmiş olacak ki ayağa kalktı ve boğazını temizledi. Bütün ekip Steve'e dikkat kesilirken genç adam elindeki şampanya bardağını bıraktı ve konuşmaya başladı.

"İlk önce, burada olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum." diyerek söze girdi Steve.

"Helen, müstakbel eşim, eğer Helen ile olan hikayemizi incelerseniz 1 yıl gibi bir süre ancak çıktığımızı görürsünüz. Buna karşın bir yola çıktık ve evlenmeye karar verdik. İkimizin de istediği tek şey sakin bir hayatta, çocuklarımızı büyütebilmek ama iki asker olarak bu hiç kolay gibi durmuyor." dedi Steve.

"Madem bir konuşmaya giriştin şuna da cevap ver Yüzbaşı, niye sen bu kıza Helen deyip duruyorsun? İlk ismi Elizabeth!" diye sordu Hope merakla.

Steve buna gülerken Elizabeth de gülmüştü.

"Kendisine sormayı hiç düşündün mü?" diye sordu Steve.

"Ben senin cevaplamanı istiyorum. Hepimiz kıza Elizabeth derken sen inatla ama inatla Helen diyorsun." dedi Hope.

"Helen'in benden başka birine kendisine Helen diye hitap etmesine izin verdiğine tanıklık ettin mi Hope?" diye sordu Steve soruya soruyla karşılık vererek.

"Hayır.." dedi Hope çatık kaşlarıyla.

"Göremezsin de zaten, benim ayrıcalığım." dedi Steve gülerek.

"Şımarma hemen." dedi Elizabeth gülerek.

"Ben anlatayım hikayeyi, herkes bana Elizabeth diyordu, çünkü adım Elizabeth ve bu listeye Rin ve Teddy de dahildi. Böyle olunca ben bir süre ismimden nefret ederek yetiştim. Annemler bana Lizzie diyordu, Jarvis Beth diyordu, Ordu'da Barnes olarak anılıyordum. Biz Steve ile bir ilişkiye başladıktan sonra Steve benim her şeyimi biliyordu. Gerçekten her şeyimi. Böyle olunca bana Helen demeye başladı. Açıklamasını da şöyle yapıyor,"

"Elizabeth'i herkes biliyor ama ben gerçek Helen'i tanıyorum. Her şeyiyle." diyerek Elizabeth'in cümlesini tamamladı Steve.

"İddialı." dedi Tony gülerek.