Bölüm 50

249 20 14
                                    

Canımız dediğimiz kişilere...

Hepinize iyi okumalar diliyorum<3

"Siktir!" dedi Elizabeth kanayan burnunu tutarken. Steve buna göz devirirken mutfağa ilerledi ve peçete aldı Elizabeth için.

Genç kadın fiziksel olarak ne kadar güçlüyse mental açıdan o kadar çökmüş, o kadar berbat bit haldeydi. Ani ruh değişimleri yüzünden kanayan burnu hayatının pek çok yerinde zorluk çıkarıyordu genç kadına.

Odaya geldiklerinde kucağındaki Elizabeth ile banyoya adımladı Steve. Küvetin hazır olduğunu gördüğünde genç kadını banyo tezgahının üzerine bıraktı ve bir türlü beceremedim o pansumanı yaptı.

Burun kanaması durunca önce üzerindeki gömleği çıkardı Steve. Ardından genç kadının sütyenini çıkardı tek bir hareketle. Yeşil eşofmanı da çıkartırken kendisini dizginleyebiliyordu.

Öyle ki genç kadının kıyafetlerini çıkarırken asla Elizabeth'i rahatsız edecek bir şey yapmıyordu. Gözleri dolu bir şekilde bunu izleyen Elizabeth bir kez daha minnettar oldu Tanrı'ya Steve'e sahip olduğu için.

Genç kadın tamamen çıplak kaldığında Elizabeth'i kucakladı ve ılık suyun içine bıraktı. Genç kadının vücudu gevşerken huzurlu bir nefes aldı. Her şeye rağmen Steve yanındaydı ve bu Elizabeth için dünyalara bedeldi.

Girdiği suyun buram buram vanilya koktuğunu fark edince yüzünde bir tebessüm oluştu. Duş jeli sıktığı lifi genç kadının vücudunda dolaştırırken Elizabeth gözlerini kapatmış bu anın tadını çıkarıyordu.

Bir süre ikisi de konuşmadan beklediler. Steve, Elizabeth'i yıkamayı bitirince kalktı ve genç kadının alnına bir öpücük kondurdu.

"Ben sana sıcak çikolata getireyim, sen de biraz yalnız kal." dedi Steve ayağa kalkarken.

Biliyordu Steve, en iyi yalnız olduğunda iyileşiyordu genç kadın. Biraz yalnız kalmak onun da hakkıydı, yalnızlığın sonsuz ezgisini dinlemek...

"Birlikte yalnız kalalım." dedi Elizabeth.

Hayatında ilk kez yalnızlığın kötü geleceğini düşünüyordu içten içe. Oysa karşısındaki adam kendisinden çok daha iyi tanıyordu Helen'i..

Steve sadece tebessüm etti ve kapıyı açtı. Çıkmadan önce son kez Elizabeth'e döndü ve yıllar öncesine atıfta bulundu:

"Yalnızlık paylaşılmaz sevgilim," dedi genç adam.

"Paylaşılsa, yalnızlık olmaz..."*

***
"Steve," dedi Tony çekinerek.

Acıdan ve üzüntüden kasılmış beden esmer adama döndüğünde ilk defa korktuğunu hissetti Tony. Gerçekten Steve'in canını yakmıştı, gerçekten ona zarar vermişti, onun en değerlisine, Steve'in kalbine zarar vermişti Tony.

"Evet, Tony." dedi Steve soğukkanlılıkla.

Ajan olmasından dolayı duygularını o kadar iyi saklıyordu ki, buna bir kez daha şahit oldu Tony. Steve'in içinde fırtınalar kopmasına, acıdan kıvranmasına rağmen dışarıya hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyordu.

"Ben, ben özür dilemek için gelmiştim." dedi Tony.

Steve'in dudaklarına alaycı bir gülüş peydah oldu.

"Özür dilemen gereken kişi ben miyim gerçekten Tony?" dedi Steve alayla.

Tony derin bir nefes alırken Steve de aynısını yapmıştı.

Yıllanmış AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin