Herkes anlamaz bakışlarla birbirine bakarken ses kesildi. Başları önlerine eğik bir şekilde durmaya devam ederlerken başka bir sesin kulaklarını doldurmasıyla yeniden kafalarını kaldırdılar.Namjoon, bu saçma olaya sinirlenmiş bir şekilde dururken etrafında ki kişilere bakmamaya çalışıyordu. Tam karşısında yıllarını verdiği ama onun için sadece acı bir hatıra olan kadın duruyordu.
Ona bakacak cesareti bile yoktu. İçinde ki acınası duygulara bir son vererek sesi dinlemeye başladı.
"Eminim ki hepiniz şuan da neden burada olduğunuzu merak ediyorsunuz piyonlarım."
"Bana bir daha piyon dersen, konuşabilecek bir ağzın olmayacak." herkes şaşkınlıkla olduğu yerde mühürlenirken sessizliği yine o gıcık edici ses bozdu.
"Haha! Kim Jennie cesaretine hayranım doğrusu. Ama keşke Yoongi'yi, aldattıktan sonrada karşısına geçip böyle cesaretli bir şekilde konuşsaydın." sona doğru çıkan sinirli olduğunu belli eden mırıltılar ile herkes donmuştu.
Lalisa, ürkek gözlerle Yoongi'nin tepkisine bakarken genç adamın hiç bir tepki vermediğini gördü. Jennie, ise gözlerini yere dikmiş bir şekilde duruyordu.
Taehyung sinirle ayağa kalkmaya çalışarak bağırmaya başladı. "Yüzünü göstersene beyinsiz." onun bu haline Chaeyoung göz devirdi.
"Taehyung oturduğun yerden bağırma komik gözüküyorsun." Jisoo'nun sözleri ile Taehyung gözlerini ona dikip ölümcül bir sessizlik yarattı.
Yaklaşık yarım saat boyunca ne birisi konuştu ne de o robot ses. Yarım saatlik sessizliğin ardından Namjoon gözünde ki gözlüğü düzeltmeye çalışarak konuştu.
"Buraya niçin ve kim tarafından getirildik bilmiyorum ama sonuçları iyi olmayacak galiba." söylediği şeye karşı Lalisa'nın yüzünde ki ışık söndü. Umudu vardı ama o da Namjoon konuşana kadardı.
Namjoon'u -şuanda- hiç samimi bulmasada dediklerinin doğru olduğunu biliyordu.
"Ciddi olamazsın Namjoon. Amına koyim sence şuan ki halimizden iyi bir durumda olacağımızı mı düşünüyorsun?!" Jin'in söylediği alayla karışık cümleye sadece kendisi güldü.
Lalisa, karşıda çaprazında oturmuş olan Chaeyoung'a bakmaya cesaret edemiyordu. Ona bakacak bir yüzü yoktu.
Derin bir sessizlik odada devam ederken yine o tanıdık ses geldi kulaklarına.
"Şimdi hepinizin aklında ki sorular tek tek cevaplanacak ancak bir oyun ile."
"Aklımda sorular derken?"
"Oyunda anlayacaksın Jisoo. Şimdi oyuna başlayalım." ses yeniden kesilirken arkasından yine o tiz cızırtıyı bıraktı.
Herkes yerinde nasıl bir oyun oynanacağını düşünürken bu sefer farklı bir ses geldi. Bu robot sesin daha ince ve kadınsı bir ton da çıkan haliydi.
"Merhaba sevgili piyonlar. Öncelikle düşündüğünüz oyun normal bir oyun değil." herkesin şaşkınlığı giderek artarken geldiğinden beridir sesini ilk defa çıkartan Jimin konuştu.
"Nasıl bir oyun?" herkes gelecek cevabı beklerken, içlerinde oluşan manasız ve kötü hislere engel olamıyordu.
Beklenen cevap geldiği zaman herkes yine o berbat sessizliğe mahkum oldu."Sizin geçmişinizi gün yüzüne çıkartacak bir oyun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Past
Fanfiction"Geçmişinden kaçamazsın..." Bts ✗ Blackpink ©2022 |Mochipastah