Dayanamıyorum artık...
"H...hayır HAYIR!!" genç adamın bağırışları odayı doldururken suyun içinde kalmış olan bedene baktı. Tüm hayatı boktan geçse de ölürken bir nevi mutlu ölmüştü.Ölüm sessizliği tüm odaya yayılırken gelen ağlama sesi ile herkes gömmüş oldukları başını kaldırıp aynı tarafa baktı.
Genç kadının, ağlamaları sesli hıçkırıklara dönüşürken yanında ki adam gözünü ondan ayırmadan bakmaya devam etti. Aciz bir durumdaydı.
Sessizliği bozan tek şey ağlama sesi iken birden gelen ses ile gözlerde birikmiş olan yaşlar çeneye doğru aktı.
"Birbirinize bu kadar değer veriyorsanız neden birbirinize ihanet ettiniz!" ses kulakları doldururken Taehyung, düşünmeye başladı. Haklıydı. Birbirlerine değer veriyorlardı, belki vermiyorlardı ama hiçbir insan saçma sorular yüzünden ölmeyi hak etmez.
Sessizlik devam ederken, genç kadın gözlerinde ki yaşları silerek ayağa kalktı. Etrafı süzdükten sonra çaprazında olan eski kocasının ölmüş bedenini gördü. Gözleri tekrar dolarken düşündü.
Dünya acımasız bir yerdi, senin sevdiğin seni sevmiyordu, değer verdiğin değer vermiyordu.Onun için adamış olduğu yıllar aklına gelince içinde ki sinire engel olamadı. Ölmüştü belki ama onu affetmediği gerçeği hala gün yüzündeydi.
Hayatta belkide yaşayabileceğiniz en kötü şey aldatılmış olan bir kadının öfkesi ile karşı karşıya kalmaktır.
Genç kadının, gözleri bu sefer de yan tarafında oturmuş olan hücreye kaydı. Zor zamanlarında yanında olmuştu ama bu yeterli değildi onun için.
Ayağa dikilmiş olduğunu fark edenler ona bakarken boğazını temizler gibi yapıp konuştu.
"Jungkook'u, Jimin'le aldatmadım!" Jimin duyduğu sözlerle bakışlarını oraya çevirirken dehşetle ona bakmaya başladı.
"İlk yalanınız Park Chaeyoung!" hücre su almaya başlarken Namjoon "Aptal mısınız? Bilerek yapıyor!!" kimseden ses çıkmazken Jimin ayağa kalkarak
"Neden bunu yapıyorsun?""Hep ölmem gerektiğini söylerdin dünyanın huzuru için. Şimdi gidiyorum Park Jimin, umarım huzurlu olursun!" genç kadının sözleri kalbini deşerken konuşmaya çalıştı.
"Hayır yemin ederim ciddi değildim! Chaeyoung yemin ederim!" genç kadının suyu diz hizasına gelirken gözlerini kapatarak konuştu.
"Gay olduğunu benden saklamasaydın belki de daha güzel olabilirdi, Jimin." herkes nasıl bir duygu içersinde olacağını şaşırmıştı. Şaşkınlık, üzgünlük, ihanet...
Hangisi?Genç adam başını yere eğerek birkaç saniye düşündü. Dolmuş gözlerini havaya kaldırarak baktı ve "Gay değilim!" söylediği sözler ile gelmesini beklediği ses duyuldu.
"İlk yalanınız Park Jimin!" yüzünde beliren tebessüm ile yan tarafında ki hücrede olan kadına baktı. Bu kadın gay olmasını bile engelliyecek kadar iyi gelmişti zamanında ona.
"Bunu neden yapıyorsun Jimin?!" Jennie'nin sorusu ile kaşlarını kaldırarak ağzına hayali bir fermuar çekmiş gibi yaptı. Yüzünde beliren gülümseme ile yan tarafına baktı.
"Bu dünyada nereye gidersen git peşinden geleceğim buna sapıklık mı dersin bilmiyorum ama diğer dünyada cehenneme gitsen bile yanında olacağım, Park Chaeyoung!"
Genç kadın, çenesine gelmiş olan suya bir kaç damla göz yaşı bıraktı. Kendi göz yaşları içinde ölecekti.
Jimin'in, şu hizası omuzlarına gelirken yan tarafında ki kadının çenesine gelmişti. Ne garip onun ölümünü görmemek için onunla ölmeyi seçmek.
Ellerini cama dokundurarak
"Beraber cehennemde yaptığımız günahlar için diğerleri gibi sonsuz azap yaşamak dileğiyle!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Past
Hayran Kurgu"Geçmişinden kaçamazsın..." Bts ✗ Blackpink ©2022 |Mochipastah