<5>

255 42 34
                                    

<5>

24 Ekim 1951

"Albayım bir kaç gün içinde buradan gitmemiz gerekiyor."
"Biliyorum asker."
Parmaklarının arasında duran sigarasından derin bir nefesi içine çekti albay. Sigara içmez hatta sevmezdi de. Ama ne zaman kötü şeyler olacağını hissederse bir sigara yakar ve içerken neler olacağını düşünürdü.

Arkasındaki asker gittiğinde gözlerini tekrardan denize çevirdi. Uzakta gözüken bu deniz diğer günlerinin aksine oldukça hırçındı. Her bir dalgası kıyılara sert bir şekilde vuruyor dalgaların büyüklüğü ise fırtınanın habercisi olduğunu belli ediyordu.
Generalden emir gelmişti. Bir kaç gün içinde kuzeye gideceklerdi. Savaş büyük bir boyut almıştı.

Takviye amacıyla oraya gidecekler ve ülkeleri için savaşacaklardı. Sigarasını yere atıp postallarıyla üstüne bastıktan sonra tepeye baktı albay.
Gördüğü görüntüye karşılık dudaklarında bir gülümseme belirdi. Yarbay Jaeyoon salıncakta oturmuş yavaş bir şekilde sallanıyordu.

Başını salıncağın ipine yaslamış olan Yarbay Jaeyoon kendisini izleyen albayın farkında bile değildi. Sadece bir kaç gün içinde buradan gidecekleri için son kez salıncakta sallanmak için buraya gelmişti.

Ne olurdu savaş olmasaydı? Ne olurdu sadece topraklar ve gelirler için insanlar birbirlerini öldürmeselerdi?

Bu korkunç dünyanın bir de cehennemi de mi vardı?

Dünya zaten cehennem değil miydi?"

"Yarbay Jaeyoon?"

Başını aniden duyduğu sesle hemen yaslandığı yerden kaldırdı. Önünde Albay Sunghoon duruyordu. Ne zaman gelmişti? Hiç farkında bile değildi.
"Efendim albayım."
"Neden durgunsunuz canınız bir şeye mi sıkıldı?"

İlerleyip ağacın gövdesine başnı yasladı albay. Havaya baktığında bulutlar çoktan gökyüzünü kaplamıştı.Çimenlere oturduğunda yarbaya baktı.

"Sizce de çok boş değil mi olanlar?"

"Sanırım savaşı kastediyorsunuz."

"Evet albay. İnsanların birbirini gözünü kırpmadan bir hiç uğruna öldürmesi beni delirtiyor."

Albay Sunghoon gözlerini yarbaya çevirdi. Saçlarının rüzgardan dolayı uçuşmasını izledi.

"Ölmekten mi korkuyorsun yarbay?"

"İnsan bu yaşadığı yalan dünyadan uyanacağı için korkar mı hiç?"

Albay Sunghoon gülümsedi.

"Peki ya neyden korkuyorsun?"

Yarbay gözlerini albaya çevirdi. Karşısındaki bu adam başını ağaca yaslamış kendisine bakıyordu. Siyah saçları özenle taranmış üzerindeki üniforması da ona tam olmuştu.

yes to heaven | jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin